Altıncı gün; Brugge
Yedinci gün; Volendam ve Amsterdam
Sekizinci gün; Dresden
Sekizinci gün; Prag
Dokuzuncu gün; Viyana
Onuncu gün; Bratislava
Onuncu gün; Budapeşte
On birinci gün; Üsküp
Geldik son güne.
Çok mutluyum hem bu geziyi hem de bu yazı dizisini bitirebildiğim için :)
Nihayet yazmak istediğim başka konulara da geçiş yapabileceğim; filmler, diziler, tarifler..
Ama önce Selanik.
Öncelikle hiç barışamadım Yunanistanla. Bir yeri/şeyi sevmem için elektriğimizin uyuşması çok önemli ve Yunanistan'la elektriğimiz uyuşmadı gibi hissediyorum.
Fotoğraflarda gördüğümüz mavi beyaz evlerin olduğu yer gibi bir şey bekliyordum ama Selanik, Suadiye gibi bir yer çıktı.
İlk olarak gördüğümüz Kanuni döneminden kalma artık beyazlığı da kalmayan Beyaz Kuleydi. Mutlaka bilirsiniz burası Osmanlı'nın elinden çıktıktan sonra vaftiz ediliyor ve beyaza boyanıyor.
Atatürk'ün evini ziyaret etmiş olmak Selanik'in tek artısı olabilir ancak ev o kadar yeni ki.. Hiçbir tarihilik yok. Orasının Atatürk'ün evi olmadığı da söyleniyor ki bu kuvvetle muhtemel doğru.
Yunanistan'da artık son gün diye deli gibi çikolata alışverişi yaptığımız için yollarında bayağı dolandık. Tarihi kalıntıların etrafında, önemli midir değil midir bilmediğimiz kiliselerin çevresinde tekrar sahil yoluna, otobüsümüzün bizi beklediği yere vardık.
Kavala'ya doğruya çıkacağız. Kavala'yı bir sonraki yazıya bırakayım. Bu da son yazım değilmiş yahu :)
Yedinci gün; Volendam ve Amsterdam
Sekizinci gün; Dresden
Sekizinci gün; Prag
Dokuzuncu gün; Viyana
Onuncu gün; Bratislava
Onuncu gün; Budapeşte
On birinci gün; Üsküp
Geldik son güne.
Çok mutluyum hem bu geziyi hem de bu yazı dizisini bitirebildiğim için :)
Nihayet yazmak istediğim başka konulara da geçiş yapabileceğim; filmler, diziler, tarifler..
Ama önce Selanik.
Öncelikle hiç barışamadım Yunanistanla. Bir yeri/şeyi sevmem için elektriğimizin uyuşması çok önemli ve Yunanistan'la elektriğimiz uyuşmadı gibi hissediyorum.
Fotoğraflarda gördüğümüz mavi beyaz evlerin olduğu yer gibi bir şey bekliyordum ama Selanik, Suadiye gibi bir yer çıktı.
İlk olarak gördüğümüz Kanuni döneminden kalma artık beyazlığı da kalmayan Beyaz Kuleydi. Mutlaka bilirsiniz burası Osmanlı'nın elinden çıktıktan sonra vaftiz ediliyor ve beyaza boyanıyor.
Atatürk'ün evini ziyaret etmiş olmak Selanik'in tek artısı olabilir ancak ev o kadar yeni ki.. Hiçbir tarihilik yok. Orasının Atatürk'ün evi olmadığı da söyleniyor ki bu kuvvetle muhtemel doğru.
Yunanistan'da artık son gün diye deli gibi çikolata alışverişi yaptığımız için yollarında bayağı dolandık. Tarihi kalıntıların etrafında, önemli midir değil midir bilmediğimiz kiliselerin çevresinde tekrar sahil yoluna, otobüsümüzün bizi beklediği yere vardık.
Kavala'ya doğruya çıkacağız. Kavala'yı bir sonraki yazıya bırakayım. Bu da son yazım değilmiş yahu :)
Arkası yarın;)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
söz sizin...