27 Mayıs 2016 Cuma

Hediye Kitabımızı Tanıyalım #külkedisininzayıflamahikayesi

Instagram hesabimda (the_syhn) devam eden bir kitap çekilişi var;)
29 mayis pazar gunu 23.00 son katilim tarihi.
Hatirlatayim dedim hem de cekilisini yaptigimiz kitabi bi taniyin istedim ❤


Bir kadın kendini değiştirmek istediğinde, ona engel olabilecek hiçbir yemek yoktur.

Öykü, hayatını zorlaştıracak her şeye sahipti:
Çalıştığı dergide gıcık bir müdire √
İnsanın dikkatini dağıtacak türden yakışıklı bir patron √
Fazla kilolar √
Sürekli topuz yapılan saçlar √
Paçoz kıyafetler √

Bu liste böyle uzayıp giderdi. Ancak bir gün bir şey oldu ve Öykü artık böyle devam edemeyeceğine karar verdi. Hayatını değiştirecekti. Ve buna, fazla kilolarından kurtularak başlamalıydı. Onlardan kurtulmak için ihtiyacı olan şeyler onda var mıydı peki?
Fazlasıyla vardı. Azim √

Uyuz ve süper çekici müdiresi Seçil, ondan dergiye bir köşe hazırlamasını istemişti. Öykü, yeterince iyi yazılar yazamazsa işini kaybedeceğini biliyordu. İlham gelsin diye beklerken, aradığı şeyi aynada gördü. Kendini yazacaktı. Kendi zayıflama hikâyesini ve bugüne kadar neler yaşadığını… Bu büyük bir riskti çünkü ilgi çekici bir konu gibi görünmüyordu. Ancak ilk yazı yayınlandığında, herkesi şaşkına uğratacak gelişmeler oldu. Artık Öykü’nün hayatı, kontrol edemeyeceği bir şekilde değişmişti.
Külkedisi, küllerinden doğacaktı!

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Yitik Kalpler İstasyonu

Bu yazıyı yeni yazıp yayımlıyorsam siz benim halimi bir düşünün hele.
Neyse ajitasyon yok güzel bir kitap tanıtacağım sizlere ^^
İçlerinden Sarah Jio'nun da bulunduğu 10 kadın yazardan 10 öykü.

2. Dünya savaşı sıralarında geçen hikayeler var bu kitapta.
Başta da dediğim gibi 10 farklı yazar.
Ortak noktası sadece hikayelerin geçtiği zaman değil, aynı zamanda bir de tren istasyonu.
Hikayeleri sıradan okumaya başlayınca bir şey dikkatinizi çekiyor.

Önceki hikayede geçen bir şeye mi rastladım?
Bana öyle geldi herhalde, deyip okumaya devam ettim. Ancak bana öyle gelmemiş, hep bir önceki hikayeyi sıyırıp geçiyor. Onla alakası yok belki, tüm hikayeler bağımsız okunabilir ama bu birbirine teğet geçen hikayeler beni mest ediyor.

Bir yazarın elinden çıksa ne âlâ, ama bunu farklı yazarlar yapınca işte, ayrım ortaya çıkıyor.
Ustalık konuşturuluyor.

Kitabın dikkat çeken yazarları tabii ki bizim ülkemiz için Kristen Hannah ve Sarah Jio.
Ama her bir hikaye ayrı güzel.
Kristen Hannah önsözde zaten, ama onun önsözü de hikaye tadında.
Hemen bekleyen Kristen Hannah'larımı gözümün önüne koydum, yazın okuyacağım artık.

Sarah Jio'yla ise bir sonraki kitaba kadar hasret gidermiş oluyoruz bu kitapla.
Pena Yayınlarına beni projeye ortak edip (Kendimi ortak olmuş hissediyorum) görüşlerimi dinledikleri ve bastıkları için çok teşekkür ediyorum.
Kitabın girişinde bir de teşekkür edip mahcup etmişler, sürpriz oldu, görünce çok mutlu oldum ^.^
Bu arada bir de Mehmet Coşkundeniz'in kitap girişinde kitap hakkındaki görüşleri var ki, cidden benim de öyle düşündüğüm zamanlar oldu. Çok güzel ifade etmiş kendisi.

Yazımı daha fazla uzatmayayım ama bu kitaba ilk fırsatta video çekeceğim. Heyecanım, coşkum uzun süre bitmez sanıyorum.

19 Mayıs 2016 Perşembe

Julia Roberts Cannes Çıkartması

Julia Roberts ve George Clooney Money Monster filmiyle tekrar bir araya geldiler ve Cannes'da tozu dumana kattılar.

Tüm magazin haberlerinde kendilerine rastlamak mümkün.
Dünkü yazıma şu fotoyla son verip bugünkü yazının sinyallerini verecektim ama sonra vazgeçtim.
Biraz tatsız bir başlangıç olacak ama o fotoğraflar açılış yapayım devam edeyim.
Devam edeyim dedim ama bak gerildim, tadım tuzum kalmadı, ne diyecektim ben?!

İşte, Cannes film festivalindeler, kırmızı halıda röportajlarda dergi kapaklarında boy gösterip filmin tanıtımı yapıyorlar.
Daha ruhsuz yazabilir miydim acaba?

Hemen farklı fotoğraflara geçeyim.
Bu kadın başka ya, bu gülümseme falan.
George'la kimyaları da harika!
Bu siyah elbise Pretty Woman'da giydiği kırmızı elbiseye benzetildi ki cidden benziyor. Hatta Pretty Woman müziğiyle bu Cannes'daki görüntülerinden klip yapmışlar çok hoştu!

Kıyafet tercihi Armani Privé ve Givency.

Fotoğrafları Julia Roberts'in resmi instagram hesabından aldım, dilerseniz takip edebilirsiniz.
Instagram hesabı demişken, George Clooney'in doğum gününü instagram hesabından işte böyle kutlayarak takdirimi kazandı. Fotoğraf çok eskilerden Ocean's zamanı çekimlerinden, benim de pek bi' sevdiklerimden.

17 Mayıs 2016 Salı

Clooney Çifti Cannes'da

Ben aslında bu hafta tatil yazıları yazacaktım ancak gerek düğünler gerekse Cannes film festivali rahat bırakmıyor pesimi.
(Düğün yazılarım:
Sümeyye Erdoğan'ın Gelinliği
Sinem&Kenan İmirzalıoğlu Düğünü)

Bizim buralarda modafestler oladursun, biz gözlerimizi Cannes'a ve Clooney çiftine çevirelim.
Öncelikle hani ayrılıyorlardı?!
Biliyordum ayrilmayacaklarini, nereden biliyordun derseniz, biliyordum işte.. 😑

Tamam ben bunların evliligine alistim ama hala sevimsiz geliyor bana Amal 🙊

Zaten dırdırıyla adamı çökertmiş. Nereden biliyorsun mu diyeceksiniz yine?!
Cevabım aynı; biliyorum işte.
Ben anlarım, ben hissederim.

Elbisesi Versace deyip kesiyorum, bitiriyorum. Kendime daha fazla eziyet etmenin anlamı yok. 

Şaka kız şaka.
Bana ne elin adamından :'(
Bir tek dileğim var, mutlu olsun yeter... :'(
O cadıyla biraz zor ama benden söylemesi. 

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Kenan İmirzalıoğlu Ve Sinem Kobal Evlendi!

Dün Sümeyye Erdoğan'ın Haberini yazmadan önce acaba önce hangisini yazsam diye düşündüm.
Çünkü ikisini de cumartesi günü onlar evlendikten sonra öğrendim ben :)
Önce Sümeyye'yi öğrenmiştim önce onu yazdım.

Şimdi sıra Sinem & Kenan İmirzalıoğlu çiftinde.
Öncelikle çoook yakışmışlar. Allah mesut etsin.
Ama cidden, ya kötü bir niyetim yok, ama gerçekten evlendiklerine çok şaşırdım!!

Neyse gelelim asıl konumuza ki bu gelinlik!
Fotoğraflar harika, çok tatlılar çok mutlular maşallah.

Sinem ne giyse yakışacak türde bir fiziğe sahip zaten. Ama neden bu geceliği tercih etmiş? Bilemiyorum.
Bakıyorum, hımmmm, başka renk olsa bir de kendi düğününde giymemiş olsa, güzel elbise aslında.
Düğün gecesi giyilmek üzere gelinlere bohça alışverişinde aldırılan geceliklere benziyor.
Bir tüylü terliği eksik.
Ya bu ünlüler istedikleri zaman abartma imkanları var diye, sık sık çekimlerde gelinlik de giyiyorlar diye herhalde hevesleri kalmıyor ama ben zaten kabarık gelinlik giysin demiyorum ki.
Bu kadar geceliği anımsatmasaydı keşke.
Onun dışında saçı makyajı harika, Pozlar muhteşem!


Bu detay da harika, kitap ayracı gözümüzden kaçmasın, bir tane de bana gönderin ya. ^^
Cunda'da da olmuş bu arada düğün. Kayıtlara geçsin.

Bir de şunu demesem olmaz, bir video izledim düğün günü, demeç vermişler peşlerinde koşan magazincilere, çok güzel, kibar ve içtenlerdi. hani sabahtan beri uğraşıyorsunuz size de selam vermek istedik, şimdi siz de lütfen müsade edin misafirlerimizle ilgilenelim özetindeydi, takdir ettim.

Allah mesut etsin.
Benden bu kadar, söz sizde.

15 Mayıs 2016 Pazar

Sümeyye Erdoğan'ın Gelinliği

Dün evlenen evlenene.
Benim dünyadan haberim yok, her habere şok!

Siz şimdi beklersiniz bu haberin benim blogumda olmasını, diyerek yani sırf sizi düşündüğümden hemen bir yazı hazırlamaya koyuldum.
Aslında ödev yapmam lazım ama, sanırım düğünlerden bahsedip kafamı dağıtmalıyım önce.
:)

Sümeyye Erdoğan'ın evlendiği haberini duyunca, gelinliği merak ettim tabii evvela.
Ben görene kadar etrafta fotoğraf yoktu sonra her tarafta karşıma çıkmaya başladılar. Ama ben twitterda gördüm en önce ;)
Tamam paylaşıyorummm..
Görüntüler üzerine konuşalım değil mi ama?
Birincisi çok sadece, çok hoş bir makyajı var, yakın fotoğrafı kendimce nedenlerden ötürü kullanmadım, hafif bir pembelik yanaklarda, temiz bir makyaj.
Gelinlik de çok zarif, sade. 
Hatta etek kısmını çok beğendim, bakmayın siz burada böyle durduğuna, kim bilir düğün çekiminde ne hoş durmuştur.
Ama ya türban?

Ben, burada türbanlı gelinleri paylaşırken hep diyorum. Gerçekten eleştirmek kolay, türbanla istenilen sonuç çok zor. Bir şey güzelse herkeste. Herkeste olanı istemiyorsun farklı olsun istiyorsun ama beğenmiyorsun. Zor, yani cidden zor.
Ama Sümeyye sen de hiç zorlamamışsın ya :(

Emine Erdoğan'ın baş bağlama stili zaten çok eleştiriliyor, İnsanlar alışamadı gitti. Ben de sadece o yapacaksa sıkıntı yok gözüyle bakıyorum ama Sümeyye tutmuş annesinin baş bağlama stilini gelin başı yapmış. Dünden beri bakıyorum, bunu yapmayacaktın, diyorum. Normal bağlaması bile çok çok daha iyi dururdu, kanaatindeyim.

Esra'nın (Sümeyye'nin ablası)  da ne giydiğini göreydim iyiyi,
Gelinin kız kardeşi önemli tabii.
Esra demişken nostalji yapıp onun da gelinliğini koyalım mı buraya? Eminim görmeyenleriniz vardır. Esra'nın türbanı da ilginçti bana sorarsanız ama çok karizmatik biri Esra, güzel taşımıştı bence. 

Sıradaki gelin ve damada geçmeden sizin görüşlerinizi alayım?

13 Mayıs 2016 Cuma

Akyaka'da Sabah Yürüyüşü


Tatil yazılarımı hazırladıkça yayımlayacağım demiştim.
Yazıyı hazırlamak ne demek, sizler için bir video bile derledim ;)
Cidden, önümüzdeki günlerde istediğin ölçüde, yararlı bir yazı yazacağım. Yaz bitmeden yapacağım bunu :)

Benim aslında niyetim çoğunlukla video çekmekti.
Ama niyetimin genişliğini belleğim kabul etmedi.
Çok sıkıntı çektim, uygulama falan sildim telefonda. Mail bile gönderemiyordum bellek dolu diyordu. Ayşş Kabus :)

Sonra video çekmeyi bıraktım.
Ama bu daha ilk günden bir video.



İzlediniz mi? Nasıl olmuş?

Şunu da belirtmek isterim ki her sabah yürümedim :) sabahları sıcak oluyordu önce ikindi sonrasına sonra akşam üzerine çevirdik yürüyüşleri.
Akşam üzeri muhteşem oluyordu.
Bir de hiç yalnız yürümedim. Çıkabilecek hayvanlardan korktum, varmış çünkü bir şeyler :o

Yeri gelmişken, kanalıma abone olup videomu beğenin yorum falan bırakın aa, değişiklik olsun.

12 Mayıs 2016 Perşembe

Madame Coco İndirimden Neler Aldım?

Ya ben bu Madame Coco'dan bir şeyler alanlara öyle şaşırıyordum ki?!
Yani alanlara da değil içeri girenlere hatta.
Depo gibi bir şey, mağazanın içi.
Ben daha, derli toplu bir Madame Coco mağazası görmedim.
Her şey kolilerde çoğunlukla, tekstil desen birbirine girmiş.
Satıcıların da pek ilgili ve bilgili olduklarına denk gelmedim.

Ama geçen gün önünden geçerken içerisi çok da kalabalık değil, bir adım atabiliyorken girdim. Anneler günü dolayısıyla aşırı indirim vardı.
Bu aşırı indirime de inanmıyorum ya gerçi, bir kere bahsettikleri fiyattan sattılar mı hiç?
Tartışılır.

Madame Coco'nun vücut losyonları, el kremleri falan nasıl bilmiyorum. Ama millette görüyordum, çantalarından çıkarıyolar ve çok da hoş duruyor, ben de işte ufak el kremlerinden bir de bir losyon aldım. Tam kasada bir losyon daha aldım.

İşte yukarıda gördükleriniz.

Eve gelince losyonlardan birini kullandım.
Ay kokusuna bayıldımmm, bayıldımmm!!

İşte buna. Hemen kuzenime fotoğraf çekip attım, onların yakınında var, bu losyondan ve vücut spreyinden bana alır mısın, diye.
O da sağ olsun ertesi gün gitti ama, kalmamış.
Niye bitirdiniz bilmiyorum losyonumu? Annenize almadığınızı biliyorum oysa! :(

Ve, mağaza da çok kalabalıkmış ama asıl, inanılmaz bir kasa kuyruğu varmış.
Tahmin edebiliyorum çünkü öyle bir kuyruğa ben de English Home'da denk geldim.

Neyse, Madame Coco'ya uğrarım bundan böyle ben.

Şunu da demek lazım, losyonun kokusu harika, ben çok sevdim ama kalıcı değil, ben de birkaç saatte bir tazeliyorum :)
Spreyini alaydim iyiydi...

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Bir Bahar Tatiliydi. Geldi Geçti

Geçtiğimiz hafta her şeye minicik bir ara verip kuzenlerle Muğla'ya kaçtık.
Aslında çok önceden konuşuyorduk ama tabii öyle lafta kalır da gidemeyiz sanıyordum.
Yani ben bu planları ciddi ciddi yapmıyordum.
Ciddi ciddi düşünsem herhalde bu yoğunlukta cesaret edemezdim, ama fena da olmadı.
Fena olmayan kısmı gitme kısmı.
Dönme kısmı fena oldu çünkü tatil sonrası dinlemek için de bir tatil gerekiyor malumunuz, çok yoruldum :)
Diğer bir husus ise buraya dönünce katlanan işler.

İki hafta mı oldu döneli, öyle bir şey işte, anca normale döndü, yakaladım sayılır.
Bu yaz artık kıpırdamadan yatıp dinlenmek istiyorum, zaten bütün bir yaz yetecek kadar tatil fotoğrafım var.

Madem o kadar fotoğrafım var, bloga da birkaç yazı girerim artık değil mi?

Ya fotoğraflar çok dedim de, neyime güvenip düzenlemeden yazılar yazacağımı sandım bilmiyorum.
Böyle bir açılış yapmış olayım, düzenledikçe paylaşırım inşallah.
Çok değil ya, bir haftalık bir yazı dizisi anca çıkar tatilimden :)

10 Mayıs 2016 Salı

Haluk Bilginer'in Tanrısı


Haluk Bilginer'in tanrısı demek de doğru değil çünkü adam, tanrı varsa demiş.

Nasıl ezik kadınlar var ki, aa bak Haluk Bilginer böyle demiş, diye bu laftan etkilenip alkış tutuyorlar.
Varsa, demiş.
Zaten inanmıyor, inansa zaten bunu demez yani.

Hayatıma aldığım her kadını aldatıyorum, tanrıya da inanmıyorum, böyle bir şey diyeyim de salak kadınlar sevinsin, yaptıklarım unutulsun. Hem tabu olan bi' konu hakkında konuşup gündemde de olurum ohh mis..
Benim okuduğum röportajında bunu diyordu Haluk Bilginer.

Bu röportajı eleştirenleri eleştirenleri de okuyorum, adam ataerkil yapıyı eleştirmiş ne var bunda, demişler.
Yemezler!

Evet, kadın olmak zor.
Evet kadın cinayetleri malum, kadın hakları devamlı gasp edilmekte.
Ama benim kendimi değerli hissetmek için hiçbir işe yaramayan sözlere ihtiyacım yok.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Külkedisi'nin Zayıflama Hikayesi Hediye!

Haftaya kitap hediyesiyle başlamak gibisi yok!
Kabul eder misiniz bu söylediğimi siz de?
Edersiniz bence :)

Nemesis Kitap'tan çıkan benim de henüz okumadığım ama hakkında güzel yorumlara denk geldiğim bir kitap Külkedisinin Zayıflama Hikayesi.

Kitap çekilişi Instagram hesabımda: the_syhn
Katılmayanlar, gözden kaçıranlar varsa diye her zaman olduğu gibi buradan da haber vereyim istedim.
Yoksa içim rahat etmiyor. ^^

Mutlu Pazartesiler gençler ;)

8 Mayıs 2016 Pazar

Pekala...

Baktım tutamayacağım içimde.
Yazayım en iyisi, yoksa kafamın içindeki monolog susmayacak.
Anneler günü ya bugün.
Annem de yanımda yok, anneannemsiz de ilk anneler günüm.
Hay Allah, bak, şimdiden boğazım düğümlendi.
Nasıl bitecek bu yazı?

Anneme dün anneler günü kartı hazırlıyordum, evet anaokulu çocuğu gibi ne var?
Farklı yanı digital ortamda olması.
Anneannemli fotoğraflar olsun istedim, sonra kendimi kötü hissettim, annemi de üzmekten de başka bir şeye yaramayacağını anlayınca vazgeçtim; unuttuk sanıyoruz ama insanın sevdiği birini kaybetmesi kolay aşılmıyor.

Hastalık çeken, darlık çeken, kayıplar yaşan nice tanıdığım geliyor aklıma.
Hal böyleyken halime ah vah etmek şımarıklıktan başka bir şey gelmiyor.
Üzgünüm ama 'ne kadar mesudum' temalı paylaşımlar da nispet gibi geliyor, böyle günlerde.
Ama böyle bir devirdeyiz, asıl yapmasak tuhaf geliyor.

Bir de daha önce okumuş olduğum bir Yılmaz Özdil yazısı geliyor aklıma. Annesi vefat ettikten sonra hattını kapatmamışlar, ara ara ararmış annesini çaldırırmış, ve çantasındadır duymuyordur komşuya gitmiştir de evde unutmuştur gibi teselli edermiş kendisini.
Cız etmişti içim. Hangi fikir ve görüşte olursak olalım, "anne" konusunda aynı hassasiyetteydik.

O yüzden keşke paylaşımlar makul düzeyde tutulsa.
Sadece bunu demek istiyorum.

Evet kapitalist düzenin getirisi bunlar ama ben yine de tüm annelerin anneler günü kutlarım.
Anne olmasak da bir annemiz var ve kim ne derse desin biz o duyguyu biliyoruz.
Annesini/evladını kaybetmişlere ferahlık, anne olma hayalini kuranlara hayırlısıyla evlatlarına kucaklarına alma duasıyla yazımı noktalıyorum.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Bakın Bu Zulümdür

Kate Hudson'ın bir şey galası sonrası partide giydiği kıyafet bu.
Sağdaki adamın nereye baktığı soldaki fotograftan görülebilir.
Ihh, iğrenç, acaba Kate bu fotoğrafı görünce rahatsız olmuş mudur?
Ayrıca Kate'in eli yırtmacının azizliğine uğramamak için hep orada. :/ Aman ne edepli kız!
O kıyafetle rahat etmesi mümkün değil, bu zülmü neden yapıyorsun? diye sormak isterdim kendisine.

Ya hadi bunlar şov insanı, bu elbiseyi giyeyim de azcık konuşulayım, diyorlar konuşuldukça para kazanıyorlar ayrıca.
Ama bunlar sıradan insanlara da sirayet ediyor, düğünde dernekte, aman bir kere oluyor, diye neresini açacağını şaşıran insanlar doluyor. Transparan gelinlikler görmedik mi?

Ayrıca ben yeni tatil beldesinden döndüm. Fırsat bu fırsat, ay burada kimse bakmıyor bık bık bık, eden gençlerin nasıl kıyafet tercihleri karşısında sözlerim kifayetsiz kalır. Belki de kıyafetsiz kalır demeliydim.
Yoksa Kate bunu giyse ne, giymese ne?

3 Mayıs 2016 Salı

Aşk Ve Arkadaşlık

Bu kitabı ilk youtube kanalında birinde görmüştüm.
Jane Austen'ın bu isimde bir kitabı olduğunu bilmiyordum, nasıl olurdu? dedim bir kez daha.
Lady Susan'da da böyle bir dumur yaşamıştım hatırlarsınız.

Bu ara çok fazla kitap okuyamıyorum ama bu ince bir kitaptı gittiğim her yere yanımda götürmek suretiyle zaman buldum denebilir.
Lady Susan gibi mektuplar şeklinde ilerliyor.

Jane Austen'ın 14 yaşında yazmış bu kurguları. Klasik bir Jane Austen kitabı elbette değil. Hatta Lady Susan ayarında bile değil kitap.
Ancak ne bileyim işte, yani sevdiğiniz bir yazarın bilmediğiniz bir kitabı olduğunu öğrenince ne kadar benimserseniz o kadar benimsedim bu kitabı da.
Bir de ben bunları, yani bu haberim olmadığı ve şimdi Türkçeye çevrilen bu kitapları bir hediye olarak görüyorum.
Ve bence tamam diğer kitaplarıyla mukayese edilmez ve 14 yaşında falan ama yine de güçlü kaleminin sinyallerini veriyor.
Dürüstçe söylemek gerekirse Jane Austen hayranlarını alakadar eden ve yine onların "kitaplığımda olmalı" diyeceği bir kitap, diğerlerini kesmez.

Bir de kitabın başında Jane Austen'ın hayatını anlatan kısa bir paragraf var ki.. hep yanlış. Bir an "acaba başka bir Jane Austen mı?" bile dedim.
Düzelirse iyi olur kanaatindeyim, naçizane okur yorumu ^.^

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Tarkan stop Evlendi stop

Tarkan'in evlenecegi haberini daha once vermistim hatirlarsiniz ancak bu kadar cabuk bu haberi alacagimizi beklemiyordum.

Bir pazartesi daha kotu baslayamazdi diye espriler dönüyor sosyal medyada 😃
Cok keyifli.
Ben memnun oldum cok mutlu gozukuyorlar ❤
40 kisilik bir davetlisi varmis dugunun. Sadece cok yakin akrabalar olmali.
Bizden birinin 40 kisilik bir dugunle evlendigini dusunsenize.. ayy bizi cagirmadilar da davetiye vermediler de bla bla bla.. sitem yazimi hatirlayin 😅
Dusunemiyorum bile.
Ama sen tarkansin bin kisiyi de cagirsan yakisir sadece 2 sahitle evlensen de.

Mutluluklar dilerim.

Ya bir sey diyecegim.
George Clooney evlendi.
Kivanc Tatlıtuğ evlendi.
Tarkan, e yani ne diyorum, evlendi!

... Bekar olmak hic bu kadar gozume batmamisti.
😂😅😢😜🙆

1 Mayıs 2016 Pazar

Oxford Ayakkabı

Klasik giyimden asla vazgeçmeyenlerin en çok tercih ettiği Oxford ayakkabı modelleri, her geçen yıl popülaritesini arttırmakta. Pek çok çeşit ve rengiyle her türlü giyim tarzına uyum sağlayabilmesi, Oxford ayakkabılarını büyük ölçüde tercih edilir kılıyor.


Sade modelleri takım elbisenin altında estetik bir tamamlayıcı olurken, renkli modelleri de günlük giyim kombinleri için çok uygun olabilmekte. Sade bir chino pantolon ve gömlek altına giyilen uygun bir Oxford ayakkabı ile şıklığı yakalamak çok kolay veya kot pantolon ve kazak kombini de uygun bir Oxford ayakkabı modeli ile tamamlarsanız şıklığınıza şıklık katabilirsiniz. Bu kadar çok yönlü olmaları sebebi ile her insanın gardırobunda bir çift Oxford ayakkabı olmazsa olmaz hale gelmiştir.


Sadece şıklıkları ve çok yönlü olmaları sebebi ile değil, rahatlıkları ile de hem erkeklerin hem de kadınların gözde ayakkabılardan biri olan Oxford ayakkabılarını, pek çok markanın mağaza vitrinlerinde görmek mümkün. Bu kadar çok çeşidin olması bir yandan fazla alternatif sunarken bir yandan da tercih yapmayı zorlaştırıyor. Bir sürü mağaza gezerek tam istediğininiz modeli bulmak zor ve zaman alıcı olabilir, bu sebeple internet üzerinden alışveriş yapmak pek çok kişi için daha zahmetsiz ve etkili bir çözüm. Özellikle hepsiburada. com gibi yüzlerce markayı bir arada sunabilen alışveriş siteleri, giyim alışverişi yapmak için gayet elverişli bir yol. 20 adet markanın onlarca Oxford ayakkabı modelini, her türlü bütçeye uygun fiyatlarla Hepsiburada. com’da bulabilmek mümkün. Sadece oxford ayakkabı değil, diğer binlerce erkek ayakkabı modelini ve diğer pek çok giyim ürününü tek bir adreste bulabilmek oldukça rahat. Kendinize bir ayakkabı seçtikten sonra diğer ürünler arasında da gezinmeden durmak pek de kolay olmuyor. Bu kadar çeşit arasından sadece kendinize değil, sevdiklerinize de uygun pek çok hediye alternatifini Hepsiburada. com’da bulabiliyorsunuz.  Bunların yanında, sunulan ödeme kolaylıkları ve hızlı kargo avantajları da Hepsiburada. com’dan alışveriş yapmak için iyi bir sebep.