17 Aralık 2020 Perşembe

The Morning Show | Yanlış Anlamayın Dizi

 Bazen kendime inanamıyorum var ya.
Ben Jennifer Aniston ile Reese Witherspoon'un birlikte sabah programı yaptığını sanıyordum.😄😄
Aslında sanabilirim ne var bunda. Cidden hiç mi hiç aklıma gelmedi dizi adı olabileceği.
Şans eseri anaaa diziymiş ya bu! diye öğrendim ki diziymiş.
Netflix dizileri bizi öylesine kuşattı ki başka bir yerde film aramak.. dizi bulmak.. eskiler de kaldı. Netflix önersin, izlemeyene küfretsinler o halde sosyal medya.

Jennifer Aniston ve Steve Carell yıllardır çok izlenen bir sabah kuşağı programı sunuyorlar. Neredeyse rakipsizler.. Ancak sunuculardan birinin sebep olduğu bir skandal neticesinde bütün düzenleri alt üst oluyor.


Spoilere geçmeden önce izlemenizi çok isterim. Abartı bulanlar, günah çıkarmışlar diyenler var evet ama siz beni dinleyin. İzleyin!
Buradan sonrası spoiler içerebilir. 

Bir kere ben Jennifer Aniston'u da Reese Witherspoon'u da çok severim. Ama asıl Steve Carell severim. Dizide onun da olması beni çok sevindirdi. 
Jennifer ve Reese şöyle dursun, Steve Carell muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Muhteşem! İnsan bi' yumruk savurmak istiyor suratının tam ortasına. 

Jennifer da gülüm, harika fizik, muhteşem kıyafetler ama yaşlanmış ya hu botokslardan yüzü de tuhaflaşmış. Saçlar gene harika. Keşke salsa biraz. Kırışabilirsin ya, ne olacak Jenny.. Ama oynadığı role gitmiş yani o botokslar, sonuçta bizim gibi birini canlandırmıyor dizide de ünlü birini canlandırıyor.

Bu arada hala spoiler vermedim durun buradan sonra biraz vereyim.

Bir taciz skandalı söz konusu. Önce anlamadım ne var yani dedim Mitch kimseyi zorlamamış ki! Cidden bunu düşündüm ben de. Ama izledikçe, olayları öğrendikçe, yani kadınların taciz sayılmayan nice muameleye kaldıklarını gördükçe... insanların nasıl sessiz kaldıklarını gördükçe.. Sarstı beni dizi.
Evet belki bir günah çıkarma, Amerika'nın kendini övmesi bir şekilde ama bunu düşünmeye konuşmaya empati yapmaya ihtiyacımız var.
Özellikle de erkeklerin izlemesine ve empatisine ihtiyacımız var.
Mitch bir türlü anlamıyor, kimseyi zorlamadım onlarında hoşuna gitti, beni kullandılar diyor hatta.
Şimdi düşündükçe tekrar sarsılıyorum.

Size gül bahçesi vadetmiyorum! Ama diziyi izlemenizi isterim.

Uzun zamandır dizilerimi günde bir bölüm olacak şekilde izliyorum. Bu dizide ise zaman zaman iki bölüm izlediğim de oldu. Tutmasaydım kendimi 10 bölümlük ilk sezonu iki günde bitirebilirdim. Gene de abartma dedim kendime. Bunu da izlemeyi ertelemeyin anlattım.

Netflix'te yok. AppleTv dizisi. Onlineda bulabilirsiniz.

12 Aralık 2020 Cumartesi

İntizar | Kitap Yorumu

 

Eskiden böyle yapardım başta bir foto olurdu. Şimdi nedense ortada ya da sonda tercih ediyorum. Ama böyle başta kitabı görünce eski günlerim geldi aklıma. Kaç yıldır blog yazıyorum diye düşünüp hülyalara dalmadan evvel, bugün bitirdiğim kitabımla ve hiç uğraşmadan çektiğim kitap fotoğrafıyla sizi selamlıyorum.
Nurullah Genç'le bu sene pandemi dolayısıyla eve kapanınca, yararlı videolar izleyeyim bari diye gezindiğim videolar sayesinde tanıştım. Mutlaka dinleyin, izleyin. Gerek röportajından gerekse verdiği ve benim izleyebildiğim seminerlerden çok etkilendim. Ve bakıyım dedim kitabı var mı?
Evet bu kitabı alma hikayem böyle.
Okuma hikayem ise, son aylarda ciddi bir okuyamama durumu hasıl oldu bende. Odaklanamıyorum sıkılıyorum... Geçen ay sadece bir kitap bitirdim ne zorluklarla. Hala yarım olan kitaplar var elimde. Bu kitabı da sanki yarım kitaplarım yokmuş gibi kitaplıktan çıkardım dedim ki güzel bir şey okuyayım bu kitaplar çok sıkıcı bu beni açar.
Ama açmadı.
Tam bir hayal kırıklığı idi. Hem üslup hem konu hayal kırıklığıydı. Gerçekten yarım bırakmak istedim ama o zaman sorun bende olurdu. Dedim devam edeyim ilerledikçe açılır.. Yok açılmadı. 
Konusuna da değinesim yok. 
Evli olup başkasını seven insanların aşkları bana cazip gelmedi. Sebepleri de yüzeysel kaldı diyelim. 
Ama şunu da eklemeliyim, instagram paylaştığımda iki kişi çok önceden okuduğunu ve çok sevdiğini söyledi.
Yani belki de siz de seversiniz ama ben bilemiyorum..

21 Kasım 2020 Cumartesi

Sizin İçin Micheal Fagan'ı Seçtim


Micheal Fagan kim mi? 
Birkaç dakika öncesine kadar ben de bilmiyordum. 
1980'lerin başında Londra'da Buckingham Palace'ın demir parmaklıklarını aşıp su borusundan tırmanarak kraliçenin odasına kadar girmeyi başaran, dahası sonunda Kraliçe Elizabeth ile konuşan biri Micheal Fagan.

The Crown dördüncü sezon çok güzel ilerliyor. Çünkü hem Diana, hem de Demir Lady Margaret Thatcher var.
4. sezon 5. bölümde ise Micheal Fagan'ın kraliçeye derdini anlatmasını işlemişler.
Diyalog ne kadar gerçeği yansıtıyor bilmiyorum ama burada yer vereceğim sahne dışında birçok sahne hoşuma gitti. Mesela camı kırarak içeri girdiğinden eli kanıyor Fagan'ın Kraliçe banyosunu gösteriyor banyoda elini suya tuttuktan sonra havluyla kurulamıyor elini Fagan. Kan bulaşmasın diye, tuvalet kağıdıyla kuruluyor elini. 
İkinci ise tuvalette diş fırçasını fark ediyor ve tuvaletten çıkıp kraliçeye, dünyanın en zengin kadınısın ama diş fırçan elektrikli bile değil, diyor.
Üçüncü sevdiğim kısmı ise ekran görüntüsü olarak paylaşıyorum:



- Şimdi de akıl hastası olduğumu söylüyorlar. Değilim. Sadece fakirim.

Bölümün sonunda Micheal Fagan hakkında bilgi verdiler. Ceza almamış 3 yıl akıl hastanesinde kalmış, ve hala Londra'da yaşıyormuş. Bu bölümü izleyince ne hissetti acaba?

16 Kasım 2020 Pazartesi

Hocanın Kızı Lezbiyen Çıktı!

 Birkaç yıl önce çekmiş olduğum bir video var. Orada bir seriden bahsediyorum ve seriyi anlatırken spoiler vermişmişim!!! Ya pardon da ikinci üçüncü hatta dördüncü kitaptan nasıl bahsetseydim?
Bunun konumuzla alakası yok gerçi. Sadece şunu demek istiyorumç Spoiler öyle verilmez böyle verilir!
Hem de uyarı muyarı olmadan.

Netflix yapımı olan Türk dizisi "Bir Başkadır"dan bahsediyorum. 
Hocanın kızı lezbiyen çıktı! Hoca derken imamın.


Ben bu diziyi film sanarak izlemeye başladım anaa bir baktım film bitiyor, diziymiş. Öyle de olaya hakim değilim yani. Instagram'da paylaştım herkes merak ettiğini, yorum beklediğini yazdı.
Sonra başka hesaplarda da diziyle alakalı yorumlar görmeye başladım. Lan dedim herkes benden gördü!
Bu nasıl ego ya?!(Kendime diyorum)
Meğer ben dizi Netflix'e gelir gelmez izlemeye başlamışım. 
Bunu da neden yazdım biliyor musunuz? Bazı insanlar kendi sevdiği için bazı modellerin moda olduğunu her ne hikmetse hangi renge eğilimi varsa o yıl onun ön plana çıktığını ve böyle benim gibi bir diziyi moda ettiklerini sanabilirler, oysa sadece tahmin edilebilir bir zevkin içindedirler.
Ben en azından fark ettim. (gene kendimi sıyıracak bir şe buldum)
Girin instagrama herkes bu diziyi sanki bir kendi izlemiş gibi anlatıp tavsiye ediyor.

Hocanın kızı lezbiyen çıktı, imamın yani. 
Başının kapalı olduğunu gece kulübüne gittiğini söylememe gerek var mı?
Şaşırdık mı? Hayır.
Tabii ki, dizide bir kapalı varsa alt tabakadan olacak, tabii zorla kapatılmış aklını kullanamayan bir imaj çizilecek, tabii ki iki kardeşten okumayanın başı kapalı olacak.
Ve tabii ki Netflix yapımında bir eşcinsel olacak o da bu dizide başı kapalı bir genç kız olacak. O genç kız da imamın kızı olacak.

O kadar yaşadığınız ülkeyi tanımıyorsunuz ki, bir "peri" bile değilsiniz.
Ama biz sizi tanıyoruz be gülüm. 
Bu kadar tahmin edilebilir olmak zorunda mısınız?

Sözde önyargıları yıkacak. Bu kafayla hangi önyargıları yıkacak?
Biz bu ülkede gerçekten çok renkli insanlar olarak bir arada yaşıyoruz. Belli sizin dünyanız bunu görmeye müsait değil. Açık ve kapalı kardeşler, alemci ve namazlı arkadaşlar, kapalı psikologlar açık danışanlar.. 
Bir taraftan da aydın ve liberal gözüküp "İstanbul Modern"in kapalı ziyaretçilerini çekip paylaşanlar.

Dizinin ilk sezonunu bitirmeden yazıyorum bunları arkadaşlar. Belki sandığın şeyler olmayacak ne diye acele ettin diyebilirsiniz ama dayanamadım. İlk başladığımda beklediğim buydu, dedim ki şaşırt beni..

Şaşırtamadın Berkun Oya. Onca iltifatın, yere göğe sığdırılmamanın yanında bu görüş bir toz zerresi gibi gelir - ki bak gene kendimi aşırı önemsedim, gelmez hatta- ama yine de diyeceğim.
Tahmin edilebilirsin. Beni yanıltmadın.

Oyuncular harika. Herkes Öykü Karayel deyip duruyor ama dizide bir tane kötü oyuncu yok. Başörtüyle oynuyor diye mi en fazla övgü ona gidiyor bilmiyorum ama birinin adını anıp diğerlerini anmamak haksızlık. Peri karakteri mesela, muhteşem.
Ya da Meryem'in abisi, neydi adı, Yasin'i canlandıran Fatih Artman şahane.
Hoca süper, hocanın lezbiyen kızı da. Hocayı kekeme, dolandırı yapmamışlar da farklılık olsun kızı lezbiyen yapalım demişler. Teallaam ya başa döndüm. O kadar sinir oldum ki!



5 Kasım 2020 Perşembe

Sevdiğim Şeyler #3

 Büyük Japonya depremlerinde kimsenin ölmemesi...

İzmir depremi sonrası deprem gene gündemimize geldi ama yanlış şekillerde. 
Biz zaten biliyoruz bu kadar inşaat ve bunların denetlenme sıkıntılarını. Bize neden anlatıyorsunuz ki?
Bu durumda buna bir fark oluşturacak kişilere anlatılması gerekmiyor mu?

Biliyoruz Japonya depremlerini, sallanıyor sallanıyor, şiddetle sallanıyorlar ama bırakın camdan atlamayı panik bile olmuyorlar. 
Biz?
Deprem kelimesi bile ürpermemize neden oluyor.

Ben ne yapabilirim vatandaş olarak?
Ev almışım veya kiradayım kimse bana "bu ev çürük he!" dememiş ki..
Veya çürük değilmiş ama gerzek market sahibi kolon kesmiş nereden haberim olacak ki?

Bu arada bizim evin altı da market bir tadilat yapmışlardı ve ben çok merak ediyorum bir zarar verdiler mi, diye..

İzmir'de yıkılan evler 2000'li yıllarda yapılan evler...
Neden denetlenmedi?
Nasıl denetlendi ya da?
İstanbul'da olsa durum farklı olmayacak.
Peki uyanmamız için daha kaç can yitirmemiz gerekir?

Bugün İzmir depreminde o evlerin yapımında kimin emeği kimin izinleri varsa tek tek çok kısa sürede yargılanıp iyi bir ceza almazlarsa, umut yok demektir.

Adam diplomasını kiralayacak, öteki kolon kesecek, biri demir kaçıracak, nice canlar annesiz, nice canlar evlatsız kalacak ve kimse ceza almayacak öyle mi?

E o zaman biz zaten enkazın altındayız ki!

29 Ekim 2020 Perşembe

Harry Potter | 8 Filmi İzledim

 


Harry Potter kitaplarını çıkar çıkmaz okudum ama filmleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çünkü kitaplarını çok severek okumuştum. Okuduğum en güzel seriydi. Filmleri hemen ardından izlesem birincisi keyif alamayacaktım, ikincisi hep kitapla kıyaslayacaktım. 
Akıllıca bir seçim yaptığımı düşünüyorum açıkçası. Hatta çocuklar için üzülüyorum. Filmi var nasılsa diye kim bilir kaç çocuk kitaplarını okumayacak?! Halbuki kitapların yerine tutabilir mi hiç! 

Peki neden durup dururken Harry Potter izleyesin tuttu derseniz... Yeğenimin Harry Potter yaşı gelmiş meğersem ♥ Şimdi o izlemişken ben izlememişken benimle de izle diye tutturmamla onunla başladım ama tek bitirdim. Hatta bir araya gelmeyi bekleyemediğimden son bölümleri yalnız izledim ve onunla mesajlaşırken "sana küstüm" dedi. Onsuz Harry Potter izledim diye bana küstü ♥ 
Ay ne güzel duygu yiyeceğim ya ♥ 

Film/filmlere dönersek.. Filmler harika ya! Bir kitap ancak bu kadar güzel uyarlanabilirdi bence. Bazı yerleri okurken bile hayal etmekte zorlanırken ne güzel yapmışlar bayıldım. 
Oyuncular da muhteşem tabii. Hermione'nin saçlarının bu kadar uslanmasını beklemiyordum sadece.

Kitapta okuduğumda çok etkilendiğim hatta çok ağladığım yerleri izlerken o kadar etkilenmediğimi de söyleyebilirim. Ya ne olacağını bildiğimden ya da büyüdüğümden diyeceğim ama sanmıyorum, sanırım olacakları bildiğimden. 

Çoğu detayı da unutmam filmi izlerken eleştirmeme neden oldu, tabii. O yüzden diyorum iyi ki beklemişim şimdiye kadar. 

Peki tekrar izler miyim? 

İzlerim döne döne izelerim. Yalan yok. Adamlar güzel çekmiş :)

18 Ekim 2020 Pazar

Kolilerce Kitap | Kitap Tavsiyesi

Kitap almayacağız diye kitap muhabbeti de mi yapmayalım?

Aşağıda bazı kitaplardan bahsediyorum alın okuyun dediklerim de var, aman okumayın dediklerim de. Bazısını ise çok sevmeme rağmen bağış yaparsanız size gönderebileceğimden bahsediyorum.

Nasıl mı?

Videoyu izleyin, izletin hatta bu sefer. Hayra ortak olun ^^
Videonun ilk kısımlarında biraz tutuk haldeyim ama sabredin açılıyorum sonra.



14 Ekim 2020 Çarşamba

Sevdiğim Şeyler #2

 Pantolon takımlar. 

Kadınların giydiği maskülen takımlar doksanlarda çok modaydı. Mesela Pınay Aylin Ve Bendenizin bu trz kıyafetlerle çektiği klipleri var. Yalnız o görüntüleri koyamıyorum buraya çünkü görüntü kalitesi çok düşük. eyse ben günümüzden yüksek çözünürlüklü, takım elbiseli kadınlar bulayım size. Aklıma hemen iki isim geldi.



1-2 foto koyayım dedim kadının tarzında kayboldum Victoria Beckham'ın her hali güzel... neyse birkaç tane de diğer ismin fotoğrafını koyalım.




Maskülen kadın takımlar için aklımda dört isim paylaşmak vardı. Bendeniz ve Pınar Aylin'in o görüntüleri eski olduğundan gözünürlükleri iyi değildi. O yüzden onları paylaşmadım. Ama yaşı bana yakın olanlar hatırlar.
Victoria Beckham ve Blake Lively aklımdaki diğer iki isimdi. Blake Lively için görsel ararken onun için ayrı bir post hazırlama niyetim geldi aklıma: Bir ara hep böyle dolanıyordu ortalarda, nedeniyle beraber beni çıldırtan kombinlerini paylaşmak istiyordum. 
Demek ki ben yıllardır blog yazmama rağmen yazmak istediğim şeyleri istediğim zamanda yazamıyorum.

Sizce nasıl?

11 Ekim 2020 Pazar

Yılın Son Ama Dev Kitap Alışverişi | Hepsi Kitapyurdu

Bir kitap kargosundan çok daha fazlası.

Siz bu satırları okurken acaba ben hangi kitabı okuyor olurum? Tahmini olan var mı?



7 Ekim 2020 Çarşamba

Sevdiğim Şeyler #1

 Ben geçenlerde odamı taşıdım. Haliyle birçok ıvır zıvır bende olduğunu bile unuttuğum eşya gün yüzüne çıktı. Onların içinde çokça defter, günlük, liste hatta fatura buldum. Bu defterlerden birinde blog için yazı notlarım vardı. O notlardan yola çıkarak aa ben bunlar hakkında yazmadım yazayım diyerek bu yazıyı hazırlamaya koyuldum. Bunun bir seri olması bekleniyor ama hayat gailesi. Unutmazsak veya nasip olursa diyelim ve sevdiğim şeylere bana ve profilime uygun bir konuyla başlayalım:

Şapkalar!

Hiç şaşırmadınız değil mi? 

Hemen görsellerle destekliyeyim ve buna İngiltere Kraliçesi ile başlayayım.

İster dönem şapkaları olsun ister kepler isterse fötr şapkalar olsun.. hepsine bayılıyorum. Bu kadar mı "tarzsız" olabilir insan! Evet işte karşınızda örneği. Olabiliyor yani :)

Keira Knightleysiz bir şapka yazısı düşünemiyorum! onsuz olmazdı. Hem de Düşes filminden şapkalı görüntüleriyle yazıyı şenlendirdiğimi düşünüyorum ^^

Ve modern görüntülerle noktalıyorum:
Sanırım başörtülü biri olmasaydım şimdi şallarım sayısınca şapkam olurdu ^^




16 Eylül 2020 Çarşamba

Ali Ulvi Kurucu Hatıratı

Bu aralar okuduğum hiçbir kitabı bloga yazmadım. Aklımdan ne geçiyordu acaba? Dönüp dönüp blogdan yardım aldığım öyle çoktur ki benim. Kitapları ayırırım birinde takılırım mesela okumuş muydum bunu? Ya da konusu neydi bunun? Bloğa yazmamışsam öyle kalakalırım. Ama bir de yazmışsam tüm hatıralar geri gelir.

Bu kitabın da blogda olması lazım!


Şimdiye kadar okuduğum en güzel hatırat!

Bakmayın siz burada bahsetmediğime az buz okumadım ben de! Hatırat okumayı sever misiniz başlıklı bir youtube videom var. İzlemediyseniz öneririm. Melek bu kitabı şiddetle önerir. 
Melek sayesinde hatıratlara merak saldım ama çok da benim tarzım olmadığını söyleyebilirim.

Bu kitap hariç! Beş ciltlik bir seri ve sanırım ben dört cildini illaki okuyacağım.

Hadis hocam da yıllar önce 5 kitaplık bir öneri tweeti atmıştı, orada da ilk sıradaydı bu kitap. O zaman alayım diye bakmıştım ama tükenmişti. Sonra Melek güya bana da getirecek, o da bir türlü getirmedi. Sonra derken Nesibe'nin bagajında görmeyeyim mi bu kitabı! Çok sevindim. Nesibe neden bu kadar sevindiğime bir türlü anlam veremedi. :)

Hatırat işte. Konusuna değinmiyorum. İlgisini çeken varsa ilk fırsatta okusun derim.

14 Eylül 2020 Pazartesi

Woman in Gold

 Filmin afişi izlemek için kafi! Helen Mirren ve Ryan Reynolds "Seyhancım izlemek istediğini biliyoruz" der gibi bakıyorlar. E tabii ben de izledim. 


Ünlü ressam Gustav Klimt'i bilir misiniz? Açıkçası ben Avusturya'ya gittiğimde öğrenmiştim. Araya Avusturya'ya gittiğimi de sıkıştırdım. Aslında bu kadar ünlü bir adamı resimle ilgilenmiyorsanız tanımamanız normal demek istemiş de olabilirim. Belki de sizin niyetiniz kötü :))) Neyse sapıyorum konudan!

Spoiler istemeyen buradan gerisini okumasın çünkü, bildiğin filmi özetleyeceğim. Normalde hiç yapmadığım şey biliyorum ama konuşasım varsa demek ki.. 

Film geçmişle gelecek arasında gidip geliyor. Maria Altmann'ı ilk tanıdığımızda Amerika'da yaşayan bir kadın ancak vaktiyle Nazi zulmünden kaçmış. Ailesi toplama kampında ölmüş/öldürülmüş.. 

Maria Altmann'ın gençlik günlerinde dönüyoruz. Avusturya'da yaşayan Yahudi zengin bir aileye mensup. Gustav Klimt'in çok ünlü bir tablosunda resmedilen kadın Maria Altmann'ın yengesi Adele. Ve o tablo evlerinde asılı ancak..

 Ancak Nazi olaylarının ortasında Nazi coğrafyasındalar. Her şeylerini bırakıp kaçtıktan sonra  eşyaları yağmalanıyor. Aslında kaçabilsin - kaçamasın tüm yahudilerin değerleri eşyaları bu şekilde çalınmış/el konulmuş/yağmalanmış. Artık nasıl adlandırırsanız. 

Doksanlarda Avusturya imajını kurtarmak için Yahudilerden alınan eşyaların, sanat eserlerin iadesini yapacağını duyuruyor. İşte Maria da yengesinin tablosunu alabileceğini düşünerek Avusturya kökenli Yahudi bir avukat olan Randy'e bir şansı olup olmayacağını danışıyor. Çünkü Adele'nin portresi  Maria için aile yadigarı olsa da çok değerli ve Viyana için bir sembol! Randy  başlangıçta para için bu işe girişse de sonradan bu iş bir şeref meselesine dönüyor. Hasılı kelam Maria ve Randy olmaz denileni başarıyor davayı kazanıyorlar. Maria kazandığı parayı yardım kuruluşlarına ve akrabalarına dağıtıyor. Randy kendi hukuk firmasını açıyor ve tarihi eserlerin iadesi konusunda uzmanlaşıyor. Gerçek hayat hikayesi olmasa yaw he he derdiniz. Ama işte gerçek hayat hikayesi. 

Şimdi ben bu kadar şeyi aslında başka bir şey için yazdım ama halim kalmadı. Gaza geldiğim bir gün bu yazıya referans vererek anlatırım.

Nasıl beğendiniz mi filmi? :)

11 Eylül 2020 Cuma

Ve Diğer Kutsal Şeyler

 

Bir kutu kitap Eylül ayı kargosundan gelen bir kitaptı bu, ancak okumaya başlayınca fark ettim imzalı geldiğini.


Kitabı aynı gün içerisinde bitirdim. Akıcı bir dille yazılmış. Aslında ilginç de bir konusu var. Yazmak için işten ayrılan ancak bir şeyde yazamayan bir anlatıcı kahraman var. Tabii ki ne olacak bu yazara bir yazarlık teklifi gelecek. Ama öyle böyle değil. Kutsal kitabı tamamlama görevi. İlahi bir görev değil bu arada :) Dedim ya değişik bir konusu var. Farklı ve okunabilir. Sıkılmazsınız garanti. Ama bayılmazsınız da.

7 Eylül 2020 Pazartesi

Ailecek Şaşkınız ve Baba Parası

Hemen hemen aynı ekipten çıkan ama birine bayıldığım diğerini pek sevmediğim iki filmden bir arada bahsetmeyi uygun gördüm bu sefer.
Hazır oturmuşum bilgisayar başına. Blogu özlemişim. Yazacaklarımı peş peşe hazırlıyorum. 


Murat Cemcir ve Ahmet Kural ikilisinin oynadığı Ailecek Şaşkınız filmini öylesine açtım. Bu kadar beğeneceğimi kesinlikle düşünmüyordum. Aslında çok oluyor izleyeli. Belki daha evvel blogda yazmış bile olabilirim. 
Babasının şirketinde para düşkünü patronu canlandırıyor Ahmet Kural bu filmde. En az paraya olan düşkünlüğü kadar kendine de düşkün. Bir gün kendinin tam zıttı bir kıza aşık olur. Sonrası olaylar olaylar.
Çok eğlenerek izlediğim bir filmdi bu.

Murat Cemcir, Ahmet Kural ikilisinin dışında senaryo ve yönetmen kısmında da ortak olan diğer film ise Baba Parası.



Bu filmde ise zengin bir baba ve bir sürü çocuk var. Mirasını zor yoldan dağıtmayı tercih ediyor.
Aslında bakılırsa konu güzel, ama gerek tiplemeler gerek çoğu diyalog çok zorlama ve gereksiz. Biraz gülüp çokça atladığım bir film oldu. 
Sevmiyorum ben tiplemeleri sevmiyorum. Tüpçü Fikreti de sevmemiştim zaten

4 Eylül 2020 Cuma

Zengo

 Bu Yasemin'i çok severim. Acayip tatlı bir kız. Karadenizli anne tiplemesine ise bayılıyorum. Zengo talihsiz bir dönemde vizyona girdi. Tabii sinemaya gitmek pek mümkün olmadı. Netflix'e gelince ise heme izleyeyim dedim.

Çok üzülerek söylüyorum yarısına kadar zor geldim. Bağrış çağrış konuşma, esprili olması gereken güldürmeyen diyaloglar.. devam edemezdim.


Yolu açık olsun Yasemin'in, bir dakikalık güldüren videolar çekebiliyor diye bir saatlik film senaryosuna kalkışmadan evvel senaryo kısmında yardım alabilirdi diye düşünüyorum. Yetenekli kız ona diyecek bir şeyim yok, yalnız her şeyi becerecek diye bir kaide de yok tabii.. ben gene instagramdan takibe devam..

31 Ağustos 2020 Pazartesi

Kolonya Cumhuriyeti

 Pandemi sürecinde birçok film de izleme frsatı bulduk. 

Ama keşke bazı filmleri izlemeye vaktimiz olmasaydı!

Eleştirme konusunda eskisi gibi katı değilim, ,sanlar emek vermiş uğraşmış ben oturduğum yerden ne hakla ahkam kesiyorum. Kesmemeliyim diyorum ama olmuyor.  Nasıl çekerler böyle bir filmi aklım almıyor. Hepsi çok kalite oyuncular eminim filmi çekerken çok eğlenmişlerdir ama ben izlerken hiç eğlenmedim!!

18 Ağustos 2020 Salı

Yeni Kitaplar | ağustos 2020

Amazon tr  ve bir kutu kitap kargom peş peşe geldi.

Hemen video çektim.

Bu arada blogger yeni arayüzü beğenmedim.(misal yazmışım ama yayımlayamamışım. sonrada unutmuşum ayın kaçı olmuş!)

Genelde hemen geçerim bu tip şeylerde hemen alışayım diye. Ama blogger, hiçbir şey beni yazmaktan soğutmadıysa bile bu soğutabilir. (Vay canına harviden öyle)


Umarım izlersiniz♥

Sevgiler.

24 Temmuz 2020 Cuma

Çocuk Esirgeme Kurumu Tarih Oldu

Yeni öğrendiğim bir bilgiyle geldim bugün.
Çocuk esirgeme kurumu çok eskide kalmış.
Hadi devamını okumadan önce söyleyin bakalım bunu biliyor muydunuz?

Ne yani çocuk esirgeme kurumu artık yoksa, öksüz-yetim ya da istismara uğramış çocuklarımız ne oluyor?
İşte bu haftaki konuğum işin uzmanı.
Ondan dinleyelim.



Sosyolog bir arkadaşımız olan Meral'i dinlemenizi öneririm.
Meral'ler iyi ki var!

17 Temmuz 2020 Cuma

Sevgi Dilini Biliyor Musun?

Sevgi dili kişiden kişiye değişen bir dildir.
Partnerinizle sevgi diliniz farklı ise ve bu konuda bilinçsizseniz birlikteliğiniz günden güne sevgi deposunu tüketir.

İşte bunun hakkında bir kitap.
Bu da benim biraz daha açıklayıcı kitap yorumum.



Çok isterim herkesin okumasını. O yüzden de tüm sosyal mecralarımda paylaştım.

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Eltilerin Savaşı

Şu Korona günleri başladı başlayalı bu filmi bekliyordum ya.
Ne zaman gelecek Netflix'e?
Perişan olduk beklemekten..
Sonra..
Sonra geldi.
Beklediğimize değdi.

Ama kabul edelim bir görümce değildi.
Gupse Özay'ın "Görümce" filmini defalarca izleyip gülmüşlüğümüz (bu nasıl kelime) var zira.

Bu filmlerden sonra ne düşünüyor acaba Gupse? Bir kaynana gelin çekişmesi mi, dünür tuhaflıkları mı? Bacanaklardan hikaye çıkmayacağı kesin :)
Ama ben ne isterim biliyor musunuz?
Duygusal bir şey. Ağlatmaya da yatkın bir hali var Gupse'nin bence. Bu filmin sonunda bir cümleyle gözlerimi dolmasını başardı mesela.
Ama orada herkes duygulanmıştır herhalde.
Neyse bende spoiler yok.

11 Temmuz 2020 Cumartesi

Kusursuz Dikkat

Bir kutu kitap temmuz ayı kargosundan kusursuz dikkat isimli bir kitap çıktı.
Bir kutu kitap temmuz kargosu açılımını ve yaptığım son kitap alışverişini instagramda izleyebilirsiniz.
Aha dedim, ne kadar da benlik bir kitap.




Bakalım instagramdaki videomu buraya koyabiliyor muyum?
İlk defa bir kitap hakkında bu kadar detaylı bilgi verdim.
Onunda sebebi cidden bu sorundan mustarip olmamız.
(muzdarip/mustarip yazımı konusunda ihtilaf var o yüzden instagramda farklı burada farklı versiyonlarını kullandım :) )
Eğer siz de onlardan biriyseniz, videoyu beğenirsiniz diye düşünüyorum.

10 Temmuz 2020 Cuma

Cinayet Süsü

Ay o kadar güldüm o kadar güldüm ki..
Muhteşem bir komedi olmuş.
Ve ben bunun hakkında yazdığım yazıyı taslak halinde bırakmışım.


Yalnız şöyle bir şey oldu; arkadaşlara tavsiye ettim izler izlemez.
İzleyen bir arkadaş, "sen sevdin mi o filmi?!" dedi. Yanımda yoktu ama surat ifadesini tahmin edebiliyordum.
Hiç kıvırmadım ama. Öldüm, dedim, gülmekten öldüm.

Ben filmde detayları çok severim.
İnce esprileri çok severim. Hani böyle yanınızda anlamayan olursa açıklayacağınız şeyleri.
İşte onları biri açıklamadan anlamayı severim.
Çok komik bir filmdi.
Bir de sonu da güzel bağlandı.
Hadi dedim güldük ettik ama bağlayamayacaklar dedim. Güzel de bağladılar.
E benden en azından tüm övgüleri kaptılar.

7 Temmuz 2020 Salı

Üç Çocuklu Yüksek Lisans

Size olaylı bir video ile geldim.
Ne zamandır Youtube kanalıma sevdiğim kişilerle sohbetlerimi yüklüyorum.
Aslında bunu sadece kendim için yapıyorum, konuşmaktan zevk aldığım şeyler ve merak ettiğim şeyler.
Ve aslında tanırsanız seveceğinizi düşündüğüm kimseler.

Instagramda keyifle takip ettiğim biri Büşra, Kısa bir dönem blog yazmış. O vesileyle takipleşiyoruz aslında.
Sağ olsun kırmadı, merak ettiklerimi sordum konuştuk ve videomuz burada.



Benim telefonumda bildirimler kapalı. Sadece Whatsapptan bildirim geliyor. Diğer şeyleri ben o uygulamaya girince görüyorum.
Youtube bi girerim ki onlarca yorum ay ben şok!
Meğer büyük bir hata yapmışız.
Canım Büşra ben sebebiyet verdiysem özür dilerim.
Siz de videoyu izleyip yorumları okursanız anlarsınız diye düşünüyorum :)


1 Temmuz 2020 Çarşamba

Mavi Kuş

Öğrencilerin elinde çok sık gördüğüm bir kitap olduğu için merak ediyordum bu kitabı.
Öğrenciler okuyordu demek ki edebiyat hocaları tavsiye ediyordu.
O zaman ben de okumalıyım dedim ve bu kitabı okul kütüphanesinden aldım.
Tatile giderken de yanımda götürdüm.
Tatilde okuyamadım ancak dönüş yolunda okumaya başladım. E o sırada okumak için oldukça saatim oldu.

Küçük, ücra bir yerde insanların şehre gidecek trene yetişmek için bindikleri minibüsün adı "mavi kuş". Kitap trene yetişene kadar olayları anlatsana da karakterleri tanıyor, onların hikayelerini de öğreniyoruz.
Sıcak bir hikaye. Yer yer tabii ki duygulandırıyor.
Sonu ise şaşırtıcı. Hiç beklemiyordum böyle bir şey.
Belki de hepiniz zaten okudunuz boşuna anlatıyorum.
Bu arada bu kitabı haziran ayı okuduklarım videosunda görmüşsünüzdür😏

30 Haziran 2020 Salı

Haziran Ayında Kaç Kitap Okudum?!

Geldik bir ayın daha sonuna.
Haziran ayı benim için gayet güzel geçmiş ya bu videoları izleyince şahsen hevesleniyorum, siz?
Az okuyunca daha çok okumalıyım diyorum, çok okuyunca daha çok okumalıyım diyorum :)
Sizce bu ay çok mu okumuşum, az mı?



Videomu izlerseniz haber verin ya, bir geri dönüş yapın; olumsuz da olsa görüşlerinizi merak ediyorum.
Hepimize bol okumalı bir temmuz ayı diliyorum.

27 Haziran 2020 Cumartesi

Kitabın Mutfağı | Bir Kitap Kolay Basılmıyor

Kitaplarla aram iyidir.
Kitapçılarla da.
Kitapseverlerle de..
Bu hafta Youtube kanalımda bir çevirmeni, bir editörü, bir kitabın baştan sonra basım aşamalarında bulunmuş birini konuk ediyorum.



Kitap okumayı seven, basımını merak edenler için merak giderici bir sohbet oldu. Ben doyamadım ve çok şey öğrendim Yasemin'den.
Bakalım siz ne düşüneceksiniz.

26 Haziran 2020 Cuma

Sur Kenti Hikayeleri

Biri bana bu kitabı oku, dedi mi ben pek kayıtsız kalamıyorum.
Övdüğü zaman durduruyorum.
Oku demesi yeterli. Övüldüğü zaman beğenmeme olasılığım azalıyor.
Bu şimdiye kadar hep böyle oldu.
Bu kitabı beğenmediği için yazmadım bunları.
Okuma nedenim bir edebiyat hocasının tavsiyesi. Aynı şekilde övecekken onu durdurdum diye bunları anlattım.


Kitap birbiriyle bağlantılı hikayelerden oluşuyor.
Hikaye okumayı sevenlerin mutlaka okuması gereken bu kitap hikaye okumayı sevmeyenler bile hikaye okumayı sevdirecek cinsten.

İlk başlarda yer alan Sakine'nin hikayesi belki de en vurucu olanlardan. Sonrasında gelen hikayede "aa yoksa burada ondan mı bahsediyor" diye işkilleniyorsunuz ve evet ondan bahsediyor.
Sonrası da yine birbiriyleriyle alakalı.

Türk edebiyatımızın güzel hikaye kitaplarından.
Tavsiyedir.

19 Haziran 2020 Cuma

The Sky is Pink

Çok güzel bir filmle geldim bugün.
Çok duygulandım çok hislendim.. yani söylemek istemiyor muyum neyim ağladım da..
Öyle bir film ki izlemeye başladığınızda aa seyhan bunu nasıl önermiş diyebilirsiniz ama film bittikten sonra kesinlikle neden önerdiğimi anlarsınız.

Komik. Duygusal. Ama her şeyden önemlisi yaşanmış gerçek bir hikaye.


Milyonda bir çifte görülecek genetik bir rahatsızlık nedeniyle çiftimizin çocukları bağışıklık problemiyle dünyaya geliyor ve pek yaşamıyor.
Anne, tekrar hamile olduğunu öğrendiğinde yıkılıyor ancak kürtaj olmak istemiyor.
Sonrası çocuğu için verdiği savaş ve mücadele.

Ay şu an tüylerim diken diken oldu.
Filmde Priyanka Chopra başrolde. Aditi Chaudhary'i canlandırıyor. Ve gerçekten çok benziyorlar.
Priyanka Chopra demişken onun düğününü yazmıştım. Okumak isterseniz tıklayın ;)
Filmi Netflix'te bulmak da bir artı ;)

10 Haziran 2020 Çarşamba

Fosforlu Cevriye

Ben bu kitabı İthaki yayınlarının bir yarışmasından kazanmıştım ^_^
Böyle de ballıyımdır.
Kaç yıl oldu acaba? 5 mi? 6 mı?

Fosforlu Cevriye deyince benim aklıma Türkan Şoray ve Tanju Okan geliyor. Filmde kimler oynuyor bilmiyorum umarım bu ikisi oynuyordur :)
Türk sinemasına bu kitabı nasıl uyarlamışlar onu da bilmiyorum aslında bir ara filmlerini izlesem iyi olur.
Filmlerini dedim çünkü birden çok uyarlanmış bu kitap.

Cevriye. Yıldızlardan dünyaya düştüğünü sanan, annesini hiç tanımamış annesinin olabileceğine ihtimal bile vermeyen bir sokak kadını.
Cevriye bildiğimiz iyi karakterlerden değil. Ama Cevriye'ye kötü demek de hiç uygun değil.
Çalkantılı bir hayatı olan yasaklı yazar Suat Derviş, bu kitabında bir sokak kadınını bize sevdiriyor adeta.
Dili de çok güzel.
Ben yazarın diğer kitaplarını da merak ettim.

5 Haziran 2020 Cuma

Bana Biraz Mekke'den Bahset.. Biraz Medine'den

Hayırlı cumalar, saygıdeğer okuyucu.
Bugün yeni video günü olsun. 
Ben bu video işini sevdim galiba, ne dersiniz?

Ah keşke izleyenler yorum falan yapsa ne sevinirim.

Bu haftaki konuğum, umreden arkadaşım ♥
Umreden bahsettik ve bu çok özel bir sohbetimize sizi de ortak etmek isteriz.


Gidip de görmek isteyen herkese nasip etsin Allah'ım, bize de tekrarını.. Amin ♥

3 Haziran 2020 Çarşamba

Kesişen Hayatlar Kafesi

Geçtiğimiz ay benim uzun süredir bekleyen kitaplarımı raftan alıp okuduğum ve mutlu olduğum bir ay oldu açıkçası.
Yine en az 6 yıllık bir kitap.
Konusunu ben şöyle sanıyordum.
Bir kafe var o kafede çeşit çeşit insanlar farklı hikayeler ama en sonunda o hikayeler bir yerde kesişiyor falan.
Ya bir kitap ismi bu kadar konusunu özetlemezdi herhalde. Bunu baştan düşünmeliydim :)
Beklediğim gibi çıkmadığına da utanmadan bir de şaşırdım :)

Peki konusu ne?

Efendim hemen anlatayım.
Bir Hollywood starımız var. Geçirdiği korkunç kaza sonrası sıradan insanlar sayesinde hayata tutunma hikayesi.
Ama güzel ve kalın bir kitap. Bu türlerde ben detaya pek sevmem "aman işte uzatma" derim ama buradaki her bir hikaye her bir ayrıntı bana gerekli geldi.
Hiç sıkılmadan severek okudum. Yazın okumalık kitaplardan.

Peki kaktüsümün şahaneliği?!

31 Mayıs 2020 Pazar

Mayıs Ayında Kaç Kitap Okudunuz?

Mayıs ayı benim için oldukça verimli geçti.
Verimlilik kitap sayısıyla ölçülemez.
Buradan sayıyı kast etmiyorum aslında. Ama sayıyı da dahil edebiliyorum.
Sayı bakımından iyi eyvallah da, okuduklarımı sevmem zevkle okumam da cabası. Bir de burada bahsetmediğim okumalarım var. Onlar bana kalsın siz diğerlerine bir göz atın, belki de çok seveceğiniz kitaplar önereceğim.



Arasında okuduklarınız var mı?
Peki okumayı düşündüğünüz var mı?
Hepinize, hepimize keyifli bol okumalı günler diliyorum.

30 Mayıs 2020 Cumartesi

Selfmade

Aaa ben bunu yazmamış mıyım?
Halbuki çok oluyor izleyeli.

Mini dizileri çok seviyorum. İzliyorsun ve bitiyor.
Film gibi ama daha.. hmm.. ne demeli.. Keyfi uzun sürüyor.

Üstelik gerçek yaşam öyküsü!
İşte bu, üstelik de güçlü kadın hikayeleriyse bayılıyorum.


Madam CJ Walker'ın gerçek yaşam öyküsü.
Madam'ı Octavia Spencer canlandırıyor. Zaten bu kadının hangi işi kötü ki?
Ben de onun adını görünce bir bakayım diyerek izlemiş bulundum.

Bana bazen dizi / film tavsiyesi soruyorsunuz. Eskisi gibi dizi önermeye gönüllü değilim. Karşı tarafın zevkini, neleri izleyip izlemediğini de bilmiyorum ki çoğunlukla.
Bu diziyi denk geldiklerime öneriyorum.
Siz de aklınıza yatan bir diziyi / filmi kaydedin, ihtiyaç anında kimseye sormadan izleyiverin :)

29 Mayıs 2020 Cuma

Siz Hiç Yogini Tanıdınız mı?|Müslümanlar Yoga Yapar Mı?

Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden erkeğe yogi, kadına da yogine denirmiş.
Neden bilmiyorum cinsiyet ayrımı olması garip geldi.
Ama bu da dilsel bir özellik olabilir. Ve Türkçede olmadığın karşılaştığım her alanda şaşırmaya devam edeceğim sanırım

Bu haftaki sohbetim bir yogine ile.
Kimmiş bu yogine? Nasıl başlamış yogaya?
Yoga din mi? Müslümanlar yoga yapabilir mi?



Tamam kanalıma abone olup izlediğiniz videoları beğenmeyin tamam ama izliyorsanız bileyim yahu!
Eleştiri de olur. Kendimi geliştireceğim ama bırakmıyorsunuz :)

28 Mayıs 2020 Perşembe

Hayallerin Kadar Yakın

Meğer ben böyle zor zamanlar için kitap biriktiriyormuşum.
Ne zamandan beri rafta duran bir kitaptan bahsedeceğim bugün.
Belki 5 yıllık belki daha fazla.
Baştan söyleyeyim hadi; çok beğendim kitabı.
Kitaba başladım ve dedim ki ben bu kitabı severim. Ve sevdim. Çok sevdim. Bu yaz okunacaklar arasına alabilirsiniz.

Peki konusu ne?


Kitap 20. yüzyıl ortaları. Mekan Tennessee.
Ailesiyle yaşan Ivorie artık kasaba gözünde evde kalmış kız kurusudur. Anne ve babasını da kaybedince iyice yalnız kalan Ivorie'nin ekinlerini çalan bir çocuk sayesinde tüm yaşantısı değişecektir.

Diyorum size sıcacık bir hikaye♥

26 Mayıs 2020 Salı

Marie Antoinette


Senelerdir şu filmi izlemek isterim de altyazılı bulamadığımdan izlemem.
Meğer Netflix’te varmış!
O zaman hadi dedim Seyhoş, kostüm dalında ödül almış bu filmi sen seversin izle.


Avusturya arşidüşesi Fransa kraliçesi Marie Antoinette’yi herkes bilir  “ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” demediğini ama bu sözle meşhur olduğunu da.

Açıkçası film beni pek açmadı. Hatta saraydaki detaylar, renkler başımı ağrıttı diyebilirim. 
Ne bileyim büyüyorum galiba.

Filmin hemen ardından hayatını okudum.
İşte bu kısım beni daha çok etkiledi diyebilirim.
Fransa sarayında saltanat sürülürken halkın gerçekten yiyecek ekmek bulamamasından tutun da Stefan Zweig, Antoinette’nin biyografisini yazana karalanmaya devam ettiğine değin birçok şey okudum.
Bunlar en ilginci de belki, Marie Antoinette’ nin Fransızların ekmek bulamayışlarına üzüldüğüdür.
Halkı sefalete sürükleyen bir politika var evet ama bunun faturası bu kadına kesilmiş gibi.
Tamam o da sütten çıkmış ak kaşık değildi ama tek suçlu da o değildi.

Filmi değil ama hayatına bi göz atmanızı öneririm. 

23 Mayıs 2020 Cumartesi

Uzaylılarla Konuşan Kız

Geldik son bölüme.
Birinci bölümden itibaren izlediyseniz,konuşmaların giderek daha rahatladığını iyice çekim yaptığımızı unuttuğumuzu fark etmişsinizdir.

Birinci bölümde Aylin'i tanıdık, Alman eğitim sistemine giriş yaptık.
İkinci bölümde ise Türkiye ve Almanya arası kıyas yapıyoruz.
Üçüncü ve son bölümde artık gevşedik daha light konulara girdik.



Light dediysek seveceğiniz konular: Sosyal medya.
Kanala abone olur videolarımı beğenirseniz de çok sevinirim.

21 Mayıs 2020 Perşembe

İlham Perisiyle İkinci Bölüm

Almanya'da eğitim ve sağlık sektörünü orada yaşayan birinden dinleyelim bakalım.
Türkiye'den atıp tutmak kolay..

Üstelik ilk bölümle arasındaki farkı görecek misiniz bakalım?
Bence biraz daha ısınmışız.
Siz ne dersiniz?



Üçüncü bölüm geliyor bu arada ne yapalım, konuştukça konuşmuşuz.

20 Mayıs 2020 Çarşamba

Almaya'da Yaşam | Eğitim | Karantina ve daha fazlası...

Davulun sesi uzaktan mı hoş gelir yoksa gerçekten de hoş bir çalgı mıdır davul?.. Davullarımız...
Tamam bu atasözü bu video için cuk otursa da atasözünü biraz açmaya çalışınca hoş durmadığını kabul edebilirim.

Aslında konuğum eski bloggerlardan.
Aranızda mutlaka tanıyanlar olacaktır. Hatta belki onu tanıyıp beni tanımadığı  halde videoyu izleyecekler de olacaktır.

Kendisine ilham perim diyorum, çünkü senelerdir, onun peşindeyim.
Misal en yenisi, bu, arkadaşlarla ortak çektiğim videolara ondan ilham alarak giriştim:
Biz Aylin'le podcast çektik. O Almanya'da ben Türkiye'de.
Ya ben de videolarımı birileriyle çekebilsem.. böyle uzaktan da olsa.. derken evet teknolojinin bunu mümkün kıldığını öğrendim ve başladım.

Tamam çok uzattım ama bir girişe ihtiyacım vardı.



Neredeyse ilk 15 dakikaya hiç dokunmadan yayınlıyorum, ve biz Aylin'le bir saat konuşmuşuz.
Aslında 2 sa konuşmuşuz ben bir saatini kaydetmişim:)
Yani şunu demek istiyorum arkadaşlar devamı gelecek.

Aylin'in podcast linkini yukarıda verdim ama yine belirteyim, spotify uygulamasından ya da web adresinden "uzaylılarla konuşan kız" diye aratırsanız tüm podcastlerine ulaşabilirsiniz.
Belki içinden biri, size, diğerlerinden biraz daha tanıdık gelir.
(Kendimi kast ediyorum arkadaşlar :) Neyse riske atmayayım 22. podcast konuğu benim )

19 Mayıs 2020 Salı

Günler Aylar Yıllar

Gene Nisan ayı Bir kutu Kitap kargosundan çıkan bir kitapla karşınızdayım.
İşte bu yüzden bir kutu kitabı seviyorum.
Pek tarzım olmayan kitaplar da göndererek beni türlü okumalara itiyor.
Bu kitabımız da Çin'den.
Kulağa ırkçılık gibi gelmeyecekse şu sıra Çin'in her şeyine sinir olduğumuz gerçek; bu kitap gibi.

Kuraklık nedeniyle köy komple göç ederken yaşlı bir adam köpeğiyle kalmayı tercih eder.
Bir mısır fidesinin yeşilleneceğine olan inancı onun köyde kalmasına neden olur.
Kitapta ihtiyar, köpeği ve daha sonra ortaya sıçan ama önemli bir yer teşkil eden sıçanlar var.
Bilmem anlatabildim mi, sıkıcılığı.
Seveni çok. Yazar da ödüllü yazarlardanmış.
Biliyorum aranızda sevenler vardır, okusa sevecek olanlar vardır ama ben nefret ettim.
Biraz daha uzun olsa tamamlayamazdım ama zaten ince bir kitap diye azmettim bitirdim.
Başka da söyleyecek sözüm yok.

17 Mayıs 2020 Pazar

Seyahat Resullallah!

Daha önce size Trtizle.com'dan bahsetmiştim.
Tüm TRT programlarına ulaşabiliyorsunuz. 
Benim orada zevkle takip ettiğim birkaç program var.
Onlardan biri bu: Evliya Çelebi.


Evliya Çelebinin seyahatnamesinden yola çıkarak yapılan bu programdan Evliya Çelebinin ayak izleri takip ediliyor.
Onun gittiği şehirlere yüzyıllar sonra Faruk Aksoy gidiyor, özellikle bahsettiği bir şey varsa mutlaka deniyor.
Size de keyifle e biraz da kıskanarak izlemek düşüyor.

11 Mayıs 2020 Pazartesi

Hatırat Okumayı Sever Misiniz? | Karantina Hatırası

Benim pek sevgili, okumayı pek seven izleyicilerimin bayılacağı bir video ile karşınızdayım.

Çok güzel bir kitap muhabbeti çektik Melek ile.

Melek kim mi?

Videoyu izleyince göreceksiniz.

Videoyu izleyince daha birçok şey göreceksiniz.



Dikkat! Bu video sizi okumaya teşvik edebilir!



8 Mayıs 2020 Cuma

Öldüğünde Kaç Yaşındaymış? | Lady Di

Lady Di, yazdım ama aslında o bir prenses.
Prensesti en azından.
Onun hakkında yapılmış iki bölümden oluşan bir belgesel izledim.

Ben her zaman Kraliçeci olmuşumdur, Kraliçe hala hayatta olduğundan mı bilinmez şimdiye kadar yapılan hiçbir programda (dizi/belgesel) Kraliçeyi suçlayan, ya da suçlamak şöyle dursun onu kötü gösteren bir şeye rastlamadım.
Demem o ki  ya bu kadın yanlış kararlar alsa da onun suçu değil hep başkalarının yüzünden,
ya da onun suçu değil çünkü o kraliçe!

Baktığın zaman The Crown dizisinde bile Charles ilk etapta Camillia ile evlenmek istiyor ama Camilla tek eşli biri değil, gönül eğlendirmesine izin verilse de evlenmesine izin verilmiyor ama izni vermeyen Kraliçe II. Elizabeth değil, hatta dizide "bu ailede birbirini seven bir çifti daha ayırmak istemiyorum" gibi bir laf ediyor.

Bakın Kraliçeye olan bağlılığım konuyu dağıtmama sebep oldu.
#godsavethequeen

The Story of Diana'da Charles'ın gençliğinden eş seçimine, Diana'nın ilk andan itibaren karizmasıyla insanları etkisi altına aldığından bahsediliyor. 
Mahremiyete saygının o yıllarda Diana ile yıkıldığı vurgulanıyor.
Ve "Antik çağların av tanrıçasının adını taşıyan bir kız, sonuçta, modern çağın en çok avlanan kişisi haline gelmişti."
Böyle diyordu Diana'nın cenazesinde Diana'nın erkek kardeşi.
Ah ağlamamak mümkün değil bu konuşma karşısında Charles Spencer!

(Bu arada tam şu an izlemediğim başka bir Diana belgeseli buldum onu da izleyeyim bari)


Bu fotoğrafta ben Diana'nın öldüğü yaşta öldüğü yerdeyim. 
Özgürlük ateşini görüyorsunuz fotoğrafta. Hala çiçek bırakanlar var Diana için.
Oturduğum yerin altından geçen yol, kazanın olduğu yer.
Belgesi izlerken burada fotoğraf çektirdiğimi hatırladım. 
Sonra Diana'nın öldüğü yaşta olduğumu öğrendim.
Rest in peace Di!

7 Mayıs 2020 Perşembe

Şahane Tarif | Çok Pratik | Pek Ekonomik | 4 Malzeme?

Yulaf lapasıyla arayı düzelttim ya istiyorum ki herkes düzeltsin.
Ben gibi kahvaltıyla arası olamayan kişiler mutlaka var, biliyorum.
Belki o kişilerin yulafla da arası yok.
Belki benden görüp oo seyhan sevmiş mi bi şans vereyim o zaman diyecekler.
İşte sadece sizin için çalışıyorum ben. Sadece siz.


Off olsa da yesem cidden. 
Bana iftarda yulaf lapası var dense şimdi... Yaşasın derim :)
Tavsiyedir arkadaşlar deneyin. bugün olmazsa başka bir gün ama deneyin.

4 Mayıs 2020 Pazartesi

Koronada Mahalleden Arkadaşlar

Bloguma her gün binlerce, abartısız binlerce insan giriyor.
Nereye giriyorsun, en çok ne okumayı seviyorsunuz bilmiyorum ama video izlemekten hoşlanmadığınız kesin!

Arkadaşlar ben bu video için çok uğraştım, çok çıldırdım.
Lütfen şu anda bu satırları okuyorsanız bu videoyu izleyin ve beğenin ya!



Aman ne zor bir şey bana burada bunu söyletiyorsunuz.

2 Mayıs 2020 Cumartesi

TRT mi İzle?!

Şu sosyal izolasyonun bana kattığı en büyük güzellik TRT2 ve TRT belgesel.
Belgesellerle aramı yazın düzeltmeye başlamıştım aslında ve bunun hakkında da yazmıştım.

TRT2'nin hayatıma tekrar girişi ise.. tekrar girişi diyorum bakın.. çünkü benim yaşım pazar konserlerini ya da western filmlerini hatırlayacak yaşta.
Evet neyse tekrar girişi ise instagram sayesinde. Instagram paylaşımları bir harika.
Birkaç kere, bu yaz o şehirlerde bulunduğum halde, göremediğim yerlerden bahsetmesi ile gönlümü kaptırdım.
Önce sosyal medyadan takip etmeye başladım derken programları izlemeye başladım. Derken ya online izleniyor mu kanallar dedim ve o da ne!?

Trtizle.com tüm trt programlarını online izleyebileceğiniz bir site.
Netflix'e benziyor, bu da ne demek kullanımı çok kolay.
Ücretsiz üyelikten sonra -ki üye olmadan da izleyebiliyorsunuz ama kim istemez programa kaldığı yerden devam etmeyi?- gelsin diziler programlar belgeseller.


Bu arada benim kaldığım izlediğim programlar da ortaya çıktı, oysa ben size onlar hakkında ayrıca yazacaktım:)

Hemen üye olun, daha fazla bu güzel programları kaçırmanıza kalitesiz şeyler izlemenize dayanamam.

30 Nisan 2020 Perşembe

Nisan Ayında Neler Okudunuz?

Nisan ayı çok çabuk geçmedi mi ya!?
Herhalde koca yılın en güzel mevsimindeyiz.
Bahar.
Bugün biraz dışarı çıkmam gerekti, Allah'ım dedim mor salkımlar ♥
Mor salkımların süresi de çok kısadır ama çok güzeldir be o dönem..
Mor salkımlardan uzakta, çıkmak zorunda olmadıkları için evde kalanlara selam çakalım.



Nisan ayında okuduklarım videosu çektim.
Çok zorlu, bu kadar buhranlı kitapları nasıl da bir araya getirip bir ayda okumaya çalışmışım kendimi tebrik ediyorum.

Hemen kitaplığımdan en light, en pembe kitabı seçip mayıs ayı okumalarına öyle başlıyorum.
Mümkünse kalın olsun. İnce kitaplar beni kesmiyor belli ki.
Siz ne okudunuz acaba?

29 Nisan 2020 Çarşamba

Ramazan Ayına Özel Tok Tutan Yulaf Tarifi

Youtube kanalıma yeni video ekledim.
Bu münasebetle blogumda iki kelam edeyim isterim.

Yulaf!
Faydaları saymakla bitmez.
Bir ara gene orada burada görüp hevesleniyorum, aldım.
Süte koydum ıyyy.. Yoğurda koydum.. off. hayır ya bunun nesini seviyorlar diye bıraktım. 
Hazırladıklarımı zorla yedim evet ama ondan sonra yulaftan soğudum.

Okulda bir hocamız var, bazen yulaflı karışım getiriyor.
Ah görüntü kötü. E tadını da ben biliyorum kötü :) Ya nasıl yiyorsun diye takılıyorum. Derken başka bir hoca daha ara ara yulaf getirir oldu ve ben hayret ediyorum insanlar gerçekten yulaf yiyorlar diye.

Neyse, okul Covid-19 sebebiyle eğitime ara verdi.
Çeşit çeşit tarifler denendi o sıra dünya yendi. 
Evde daha evvel aldığım ve yemediğim kalan yulaf var. Yemiyorum ama atamıyorum da, dedim bir de şunu sütlü pişireyim. Galiba Aylin sütle pişiriyordu. Bir yerden girmiş aklıma işte. Bir bardak sütle pişirdim ben bunu. Hiç tarif izlemeden ay acaba ne kadar olacak ölçüsü demeden.
Biraz tarçın, e zerdeçal da yararlı, kuru meyvelerden neler var derken bayıldım ben ortaya çıkan lapaya.
Sonra türlü türlü denedim, muzlu, elmalı, kakaolu, ballı.
Tariflerim tamamen kendi uydurmalarım. E damak zevki benim olunca biliyorum neyden hoşlanacağımı haliyle güzel de oluyor.
Derken ben yulaf bağımlısı oldum.

Şimdi de her zamankinden büyük bir porsiyon tarifi veriyorum. Sahur için.


Normal öğünde bu kadar yemiyordum yani.
Ama var ya çok güzel. Şimdi oruçluyum ve canım Yulaf çekiyor, çok ilginç :))
Manyak yulaf tariflerim var kısaca, isterseniz diğerlerini de veririm.
Hepinize mutlu iftarlar, güzel sahurlar.. ♥