30 Haziran 2011 Perşembe

Semizotunun Almancası


- Çok mu güzel olmuştum anne?
- Çok güzel olmuştun kızım.
- En güzel ben mi olmuştum anne?
- En güzel sen olmuştun kızım..

En güzel ben olmadığımı biliyorum.
Tıpkı gideceği gün sormasam bu cevapları alamayacağımı bildiğim gibi.

Şimdiden özledim seni...

29 Haziran 2011 Çarşamba

Ylnzlk


Yalnızlık,
gözüne ilaç damlatacak kimseyi bulamamaktır.

22 Haziran 2011 Çarşamba

Açık Büfe

Ne zaman dışardan gelsem annem sorar, yemek yedin mi?
Yemek yemediysem ve yedim dediysem ve ne yedin diye sorulursa hep afallarım.
Çocukluğumdan beri bu yolla yalan söylediğimi hemen anlar.

Annem:
- Yemek yedin mi?
Ben:
- Açık büfeydi!!
- Ha, aç kaldın yani :/
- Napıyım ben bana hizmet edilsin istiyorum!!

Lanet olsun içimdeki düşese :P

15 Haziran 2011 Çarşamba

Altın Kelebek'te Hadise

Bu postu yazarken ocaktaki pilavı unutmazsam aferin bana :)

Altın Kelebek Ödül Töreni vardı biliyorsunuz.
İzlerken, biz neden böyle elimize yüzümüze bulaştırıyoruz, diye düşünmeden edemedim.

Bu kadar acemi olmak mı lazım?

Zavallı Tarkan o yüzden katılmıyor bu tür yerlere. Katılınca görüyoruz ki, röportaj koparmaya çalışanlar, programıma bekliyorum diyenler -ki Beyaz'a yakışyıor o ayrı:)-
izinsiz sahneye atılanlar...

Ah neyse Hadise'ydi asıl konu:


Evet bu Hadise!
İnanmayanlar için videoyu ekledim. İzlerseniz surat ifadesine dikkat edersiniz ya da sözüme güvenir o tombulun dans edişini izlemek zorunda kalmazsınız :))))))

Hadise ilk çıktığı zamanlar, vay be ne "hadise"ydi.
Şimdi sahnediki fok balığına bakıyorumda, kalacaktın kızım Belçika'da, diyorum :)

14 Haziran 2011 Salı

Şah Ve Sultan


İskender Pala önyargım yüzünden uzunca bir süredir okumayı ertelediğim kitap.
Hele Zahir'den sonra hiç çekemem, diyordum.
Ama yanılmışım, aksine çok iyi geldi.

Yavuz Sultan Selim ve ezeli rakibi Şah İsmail ilişkisine dair bir roman.
Satır aralarında aşkı bulabileceğiniz, karşılaştırmalar yapacağınız, o döneme dair bildiklerinizi tartacağınız son derece güzel bir kitap.

Hani benim gibi dilini ağır bulanlara sesleniyorum:
Kitabın dili sizi beni düşünerek ağır yazılmamış belli.

Kamber Can'ın yaşadıklarından yola çıkarak sevgiyi tanımlamaya çalışması takdire şayan.
Şiddetle tavsiye ederim.

11 Haziran 2011 Cumartesi

İyi Ki Doğdun Be!


Nasıl geçiyor yıllar hiç anlamadan?

Kız sen 28 mi oldun?
Ben bunun yarısına tanıklık mı ettim?
Hep mi böyle tatlıydın, şendin, güzeldin?
Hep mi dosttun, hep mi yanımdaydın?

Biz çocuktuk daha, ne çabuk çocuğun benim kankam oldu?

Sürpriz dolu bir güne hazır mısın peki, her 11 haziranda hazır olduğun gibi? ;)
Öyle aceleyle yazıyorum ki bunları..
Bir kere de geç kalmıyım istiyorum ama durduramıyorum kendimi:)

Ve bir şarkı paylaşayım bizi anlatsın, şöyle en rezilinden..



Ağlama sakın gebertirim ;)

9 Haziran 2011 Perşembe

Kıskançlık

Çantasına temas etmeyeceği uzaklıkta bırakıp kitap okuması..
Hayran olunası.
Ben ki çaldırmıştım çok defa telefonumu, makinemi, çantamı.
Olamazdım böyle havalı.

Dikkatim dağılır biri geçse.
Veya baksa biri, bir şey söylese.
Demese bile ya derlerse...


Gördün mü küçük hanım bana hissettirdiklerini?
Daha da uzun yazmıştım, onu da fotografı kırptığım gibi kırptım.
Fotografı da gizliden çekmiştim, sonra yüzü belli olmasın diye yarısını kestim.

8 Haziran 2011 Çarşamba

Amaaann Sağlık Olsun Da


Bu kış kilo aldığımın farkındaydım. Farkındaydınız. Farkındalardı.
Ancak durumun vehameti, çıkan yazlıklarla boğuşurken ortaya çıktı.
Pantolonun düğmesiyle resmen savaş verdim.
Sonunda kapattımsa da, memnun kalmadım.
Ama geçen yaz da çok zayıftım olur öyle, desem de içime oturdu bu durum.

Gece yemeğini kesmiştim zaten. Annemin gece yarısı ağzıma tıktığı şeylerin haricinde yemiyorum.
Şaka yaptığımı düşünebilirsiniz ama bazı geceler annemin ağzıma sokmaya çalıştığı bir dilim elmayla uyanıyorum :)

Hareketliyimdir de.
İlla ki bir spor dalıyla uğraşıyorum.
Daha ne yapabilirim yani.

7 Haziran 2011 Salı

Emirgan



Bu fotoğrafa baktıkça, şu uçta oturup ördekleri beslediğimi hayal ediyorum...


Bir insan her lale zamanı Emirgan'a gitmeyi bu kadar ister de hiç mi nasip olmaz? :/
Her, gidelim, dediğimizde havanın kapanması, yağmur yağması artık Hanife'yle kaderimiz oldu.
Olmayınca olmuyor, diyerek lale mevsimi olsun olmasın, yağmur yağsın yağmasın, gitmeye karar verdik.
Evet! Sabah kalktım hava kapalı ama olsun!
Yine de: Gittik. Gezdik. Gördük. Geldik.
Zaten hava da sonradan açtı :)

Yediğim içtiğim benim olsun - :p - bunlar gördüklerim :)





Birbirimizi süzüyoruz :)



Canom'a uzanan el :)

6 Haziran 2011 Pazartesi

Kızarmış Dondurma

Dondurma kızartılır mıydı ki!?
Geçen sene Carte d'Or etkinliğine gitmiştim de nasıl yapıldığını görmüştüm.
O zamandan bu yana merak ederim tadını.
(Carte d'Or demişken,
herkesin doğum günü hatırlayıp benimkini es geçtikleri için hala kırgınım onlara :/
İçimde kalmasın(: )


Tabii nasl yapıldığını biliyor olmam, yapacağım anlamına gelmiyor :)
Restaurantlar bunun için var: Alın verin ekonomiye can verin :)

Nasıl mı buldum?
Dondurma yani niye sevmiyim?
Aslında zevk meselesi olmakla beraber, dışı kıtır içi dondurma, benim gayet hoşuma gitti.
"Kızgın kumlardan serin sulara" söylemi, dondurmanın bu sunumu için kullanılmalı :)

O gün merak ettiğim bir başka lezzeti daha tattım : Badem çorbası.


Çorbayı içince farkettim ki, ben keşkül tadında bir tat bekliyormuşum :)
Sütlü çorbaları sevenlere yönelik diyeyim bu çorba için.

Geçen gün 'o koku burdan geliyor' taktiği ile güzel bir strateji izlediklerini düşündüğüm 'tarchy'i denerken söylediğim gibi: Yeni şeyler denemekten kaçınmam ;)

5 Haziran 2011 Pazar

Dostluk Sokağı Sakinleri



Evlerini çekmemi yadırgayan mahalleliden, bana poz vermelerini beklemeyiz herhalde.
"Nerdesin Seyhan Abla?"
"Ne zaman gidiyoruz Seyhan Abla"
"Bizi de çekeceksin di mi Seyhan Abla?"
"Yokuşun başındayız Seyhan Abla!"
Mesajlarından sonra, dosluk sokağında buluşup, börtü böceği çekmemi sabırla bekledikten sonra sabırla poz veren bu güzelleri size takdim etmekten mutluluk duyarım :)




Seyhan Abla sen Hilal'den küçük müsün? diye sordu Efe.
Küçüğüm tabi, dedim on yaş büyük olmama rağmen.
Seyhan Abla benden bile küçük, dedi Duygu ondan beş yaş büyük olmama rağmen.
Onu biliyorum, dedi Efe tüm ciddiyetiyle.
Demek Hilal'den küçüksün ama biraz büyük gösteriyorsun.
Efe bu söylediklerin o kadar güzel ki, dedim :)


1 Haziran 2011 Çarşamba

Sofia Vergara


Modern Family'nin güzeli. Düzeltiyorum afeti.
Ben güzel diye buna derim, bu güzelse ben neyim?
Kadına kusur bulamıyorum ama kendime kusur bulmakta hiiiç sorun yaşamıyorum :))
Bu kıyaslamayı burada kesiyorum :)


Göğüs, bel ve kalçanın neredeyse aynı ölçüde olduğu şu sırık gibi, mankenler gibi olmak marifet değil bence.
Böyle yuvarlak hatlara sahip olup dümdüz bir karına, ne giyse yakışan bir havaya sahip olmak güzel asıl.


Hele o aksanı yok mu?
Ben Modern Family'i ayrı, Gloria'yı ayrı seyrediyorum.
Hakkımda yanlış bir izlenim oluşmadan bu yazıyı burada keseyim diyorum :))))


Yalnız ne giyse yakıştırdığım bu kadının görsellerini ararken "google"da, pekte bir şey giymediğini farkettim :)