16 Temmuz 2019 Salı

İkinci Gün; Slovenya

Önce "İlk gün; Bulgaristan" yazısını okumak isterseniz tıklayın.

Programda Sırbistan’dan Slovenya 6-7 saatlik bir yolculuk sonrası varıyoruz deniliyordu ama ben tam olarak hatırlamıyorum yolun ne kadar sürdüğünü.
Dediklerimden hep daha fazla sürdü çünkü.
Slovenya programında Bled gölü ve başkent Ljubljana meydanı vardı.
Turu düzenleyen (kendisine asla rehber demek istemiyorum!) gecikme yaşandığı için Bled gölüne gittiğimizde hava kararmış olacak Bled gölünü atlayalım zira görülecek bir şey yok zaten, dedi (Bundan sonra gittiğimiz her yerde de zaten bir şey yok diyecekti) ama biz, o zaman ilk önce Bled'e gidelim dedik, hava kararınca meydana gidelim.
Zaten Belgrad’ı atladık yani..
atlaya atlaya gezeceğimizin sinyaleri veriliyordu aslında.
Neyse ki kabul etmeyip bizi önce Bled'e götürmesini istemişiz.
Çünkü tam bir doğa harikası insanı dinlendiren yeşilliğin içinde çok huzurlu bir ortamdı.


Daha sonra Ljubljana meydana gittik oradaki heykeller.. köprüler.. hiçbir şey öğrenemeden dolandık.


 Mesela eminim şu kilise kapısının bir anlamı var..


Gittiğim her yer hakkında şimdi bir şey okuyorum bulursam belgeselleri gezi programlarıyla haa demek benim gördüğüm şeylerin arkasında yatan bunlarmış demek istiyorum:)
Mesela şehrin panaromik görüntüsü için bile olsa Ljubljana Kalesine çıkmak gerektiğini okuyorum. Gittiğimizde artık geç bir saatti ama kaleyi fark etmiştik.
Şehir eski ve yeni diye ikiye ayrılıyormuş ve 2016 yılında Avrupa yeşil başkenti seçilmiş.
Küçük bir yerdi burası ama gördüğüm kadarıyla yeşile de doyulacak bir yerdi.
Sanat açısından da dolu doluymuş bu şehir bir sürü müze ve etkinlik varmış.
Ne güzel değil mi, burada sadece birkaç saat geçirmiş olmam? (!)

Bu arada şehrin simgelerinden dragon köprüsünün fotoğrafı burada olmayabilir ama en azından onu gördüm. :))

Neyse daha fazla yazıp özlem duymayayım yapmadığım şeylere. Preseren meydanından ayrılıp Venedik’e doğru yola çıkıyoruz.
 Arkası yarın ;)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

söz sizin...