30 Haziran 2015 Salı

Kıyıya Vuran Deniz Kabukları

Benim okunacaklar listemden bir kitap eksilirken sizinkine ekleniyor, diye paylaştım bu kitabı instagramda.
Instagramda kitap bittikten sonra yorum yapmam genellikle. Onu buraya saklıyorum.
Bu kitabı ise daha çok kişiye ulaşsın diye instagramda da tavsiye ettim.
Yani bu kitap benim okuyun diye sizi zorlayacağım, diktatör damarımı harekete geçiren bir roman.
"Ne okuyayım?" diye sorduğunuz da "'Kıyıya vuran deniz kabukları'nı okumuş muydun?", diye cevap alacağınız bir roman.
Hepiniz okuyana kadar içim rahat etmeyecek.
Gerçekten güzel tepkiler okudum bu kitap hakkında.
Okumaya karar vermiştim ama her zaman olduğu gibi konusuyla hiç ilgilenmedim.
Kalın bir kitaptan bahsediyoruz burada. 600'den sadece 2 sayfa eksik.
Kitabı geç okuma nedenim bu. Sınavlar devam ediyorken kalın bir kitap gözümü korkuttu.
İyi ki beklemişim okumak için. Çünkü bir kez elime aldım mı bırakamadım.

Dora, parçalanmış bir aileye sahip genç bir kadın. Bebek sahibi olacağını öğrenince tekrar aynı şeyleri yaşayamayacağını, anneliğin ona göre olmadığını düşünerek korkmaktadır.
Tabii neden bu kadar korktuğunu günümüzden geriye dönerek biz de öğreneceğiz.
Üzülecek, kırılacak, kızacağız.
Hatta Dora'dan bile fazla kızdım ben :)
Yazarın diğer kitabını merak ettiren her kitap iyidir bence. Ben diğer kitabını merak ediyorum ^.^
600 sayfanın biran bile sıkmayacağı, güzel bir roman. Dramalardan ve kalın kitaplardan korkmayanların kaçırmaması gereken bir kitap.
Ve Jane Austen'in de dediği gibi "Eğer bir kitap iyi yazılmışsa onu her zaman kısa bulurum".

29 Haziran 2015 Pazartesi

Cho'nun Dostoyevski Yorumu

Bir efsane daha bitti.
The Mentalist'ten bahsediyorum.
Aslında aylar önce sezon finalini yaptı dizi ama beni biliyorsunuz, o sıra dizi izlemiyordum. O yüzden finali şimdi yaptım.
İrademe sağlık.

The Mentalist'te en sevdiğim karakterlerden biri Cho. Onun hakkında daha evvel de yazdım ama Cho anlatılmaz, izlenir. 

Cho kitap okuyan bir karakter. Wylie torpido gözünde bulduğu kitabı Cho'ya soruyor:




Aynen böyle. Son soruya cevap vermiyor Cho. 
Bayıldım yahu! Dostoyevski iyi mi kötü mü, diye sorulur mu? Sorulursa o soruyu sorana cevap vermeye değer mi?

Not: Bu yazının benim dışımda kimseyi etkileyeceğini sanmıyorum :) Beni dizilerde filmlerde ayrıntılar çeker. Bir bakış, bir gülüş falan.. Bu da onlardan biri sanırım.

Ahh Cho! Çok Özleyeceğim seni :(

27 Haziran 2015 Cumartesi

Süper Dadı {Kitap Tanıtım}


Âşıksanız; Dağları delebilirsiniz, “Ferhat” derler,
Çölleri aşabilirsiniz, “Mecnun” derler,
Canınıza kıyabilirsiniz, “Romeo” derler,
Ya iki küçük sevimli canavarın tüm sorumluluğunu alıp, kalplerini çalar ve oradan sevdiğiniz kadına ulaşmayı başarırsanız?
İşte o zaman, “Süper Dadı” derler.

 Efran’ın verdiği zorlu, eğlenceli, acılı ve se- vimli mücadeleyi okurken aşk uğruna giri- lebilecek en güzel sınavlardan birine şahit olacaksınız. Beril, Baler, Sare ve Efran’ın “aile”si sizi de aralarına alacak kadar sevgi dolu; gerçek bir aile olmak için kan bağından daha faz- la ihtiyacımız olan tek şey de bu.

26 Haziran 2015 Cuma

Kraliyet Kitap Kulübü

Nicedir yazmak istediğim bir yazı bu.
Aylar önce gelen bir fotoğrafla niyetime koydum. Ancak fırsatım oldu.

Kitap önerilerimi dikkate alan genç bir öğretmenimiz bana Fatma Erdek okurken fotoğraf yollamış.
Daha önce tavsiyem üzerine birçok kitap okumuş ama "Fırsatçı" ve "Aşka var mısın?"ı başkaca sevmiş. Israrlı "Fatma Erdek okuyun!" tavsiyemi de dikkate almış ona başlamışken bana da fotoğraf atmış.

Teşekkür ederim Merve öğretmenim ^.^

Devamlı, yorumlarımdan yola çıkarak kitap aldığınızı, falan söylüyorsunuz, çok da memnun oluyorum. Ama buna bayıldım. Bloggerlarla hep iletişim halindeyiz ama böyle blogu olmayan yine de önemseyen yorum bırakan, hatta böyle mail atıp fotoğraf gönderen, bir  şey danışan okuyucular çok değerlisiniz. ^.^


Melo'yla da kitap alışverişimiz oldu. Ben aslında böyle ihtiyaca göre kişiye özel tavsiyede bulunmayı severim. Ben söyledim Melike aldı. Gerek instagramdan gerek blogdan şahane yorumlar bıraktı ama çoğunu ben kendime sakladım :)


Şahika'cım ise benden beter Fatma Erdek'çi olacak sanırım :) Onun yazısını da okumanızı tavsiye ederim. Fatma Erdek okumayan kalmasın.


Ezra ise beni geçti bile. Ben  A demeden o Asude'ci oldu. Seyhan beğenmişse okuyayım, demekle başladı, sonra herhalde tüm kitaplarını okudu. İmzasını bile gitmiş almış.
Okuyun dedik de beni de sollamayın ayol :) Onun yazısı da burada!

Çok uzun zamandır aklımda olan bir şeyin ben dillendirmeden gerçekleşmesi bu.
Okuduğunuz kitapları gönderirseniz olumlu olumsuz görüşlerinizle beraber, okumayı düşünenler için güzel bir fikir alışverişi olur. Olmadı kitap yorumlarının altına muhakkak yazın.

İnstagramda #theroyalbookclub etiketini kullanıyorum. Önerime kulak verip okuyanlar bu hashtagi kullanabilirler, bana seyhanc@gmail.com'dan yorum ulaştırabilirler, twitterda beni ekleyebilirler. Fakat, kilitli kullanıcıların bildirimleri gelmez onu belirteyim.

Kraliyet kitap kulübümüze katılmak sizin elinizde ;)

Leydi Susan

Geçtiğimiz günlerde bahsettiğim, beni çok heyecanlandıran Jane Austen'ın kitabını yorumlamakta sıra.
Leydi Susan kitabının yazarını fark edince heyecanlandım. Konusunu okuyunca heyecanlandım. Daha önce türkçeye çevrilmemiş olduğunu duyunca heyecanlandım.
Kargom gelince heyecanlandım, elime alında heyecanlandım...
Benim için önemli bir kitap anlayacağınız.

Kitap diğer Jane Austen kitaplarından farklı.
Mektuplaşma seklinde ilerliyor. Olayları ve karakterleri insanların birbirlerine yazdıkları mektuplardan öğreniyorsunuz.
İlk başlarda insanları tanımakta zorlandıysam da, ara vermeden okumanın verdiği avantaj ile çabuk adapte oldum.

Leydi Susan güzel bir dul. Tatlı dili sayesinde birçok erkek avucunda. Ama burada anlatan yazar olmadığı için en başından itibaren o tatlı diline kanmıyorsunuz, yer yer samimi arkadaşına da yazıp gerçek yüzünü gösteriyor.
Çok tatlı, kibar ve naif olmasına rağmen devamlı aşağıladığı bir kızı var. Evlenmek istemediği biriyle evlendirmek istiyor ki amcası ve yengesi olmasa o işi de çoktan hallederdi Leydi Susan.
Eltisi tabii ki onun sözlerine, yalanlarına, dolanlarına kanmıyor ama gel gör ki erkek kardeşi...
Biriniz beni susturabilir mi? Zira kitabın tamamını anlatacağım. :)

Diğer kitaplarından farklı olarak, kitap mektuplaşma şeklinde ilerlediğinden karakterlere bağlanmıyorsunuz. Ama olay örgüsü, kötü gözüken iyiler, iyi gözüken kötüler, döndürülen dolaplar vb bakımından aynı. Bir de çok sade gibi gözüken arada sizi can evinizden vuran cümleler bakımından tanıdık.
Aradığımız da bu değil mi sanki?

24 Haziran 2015 Çarşamba

Ben Kitap Olsaydım

Çok sevdiğim, gerek kitap gerekse kore dizileri konusunda zevkine çok güvendiğim Fighting! tarafından mimlenince, mim de bu kadar "benlik" olunca yapmamam söz konusu bile olamazdı.

Okuyunca bana hak verecek misiniz bakalım, Seyyos haklıymışsın senlikmiş diyecek misiniz? Göreceğiz.

Adım:
Sade, kısa ve çarpıcı bir ismi olsun isterdim kitabın. Akılda kalıcı.
Şimdi siz benden 'Düşes' falan dememi bekliyorsunuz ama o başkalarının bana taktığı isim. Ben kitap olsaydım adımın "Nevi şahsına münhasır" gibi kullanımı güzel ve manidar olmasını isterdim.

Kapağım:
Ben kitap olsaydım kapağım lacivert ciltli olurdu.
Tamam cicili bicili kapakları severim ama burada söz konusu benim! :)

Önsözüm:
Ben kitap olsaydım önsözüm olmazdı.
Hayatta böyleyimdir, lafı eğip bükmeyi karşımdakini hazırlamayı hiç beceremem :(

İçeriğim:
Ne olursa olsun eğlenceli olurdu.
Neticede ben kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyen salaklardan biriyim, yüzüm kolay kolay asılmaz.

Aa bitmiş^.^
Uzun zamandır mim yapmamıştım. Buralardan da uzun süre ayrı kaldım.
Bu mim popüler oldu mu, kim yaptı, kim yapmadı? bilmiyorum. Paslayıp paslamama konusunda kararsız kalmakla beraber sevgili arkadaşlarım Şahika ve Emilianata'ya pasladım gitti.
Hatta blogu olmayıp yapmak isteyenleriniz varsa yorum kısmım sizlere her zaman açık.

Ah tabii merak ediyorsunuz, bu kitaba nereden ulaşacaksınız peki?
Sadece seçkin kitapevlerinde..

23 Haziran 2015 Salı

Aristokles vs Platon

Başlığa tekrar bakın.
Aristotales değil Aristokles. Doğru okudunuz mu?
(çünkü beyin, baş ve son harfi doğru oldu mu istediğiniz kadar yanlış yazın kelimeyi doğru okuyor)
Aristokles okuyup yanlış yazdığımı düşünen oldu mu?

Anket sorularım bittiyse, sadede gelebilirim.
Yeni bir bilgim var, sizlerle paylaşmadan duramadığım.

Platon!
Göğsü geniş demekmiş. Yapılı bir adammış Platon.
Geniş omuzlu falanmışsa demek..
Lakapmış yani Platon. Asıl adı Aristokles imiş.

Biliyordunuz muhakkak, ben yeni öğrendim.
Efendim, neyse, adının Aristokles olduğunu öğrenince Aristotales ile karışmasın diye soy adını kullandığımızı düşündüm.
Böyle bir saflık yok. (canım sen buna saflık demişsin ama bu bildiğin salaklık)
M.Ö 427-347 yıllarında soyadı?!

Platonun lakabı olduğu olduğunu öğrenince taşlar yerine oturdu.
E be Seyhan, dedim, kim takar sen Aristokles ile Aristotales'i karıştıracakmışsın, karıştırmayacakmışsın?!
Ay şu an çok acıdım kendime ya :)
Aslında bu gerzekliği kendime saklayabilirdim ama..
Aması yok, niye kendime saklamaktansa anlatıp rezil olmayı seçtim bilmiyore.


Bir bilgi daha. Yarın bir gün katıldığınız bilgi yarışmasında falan çıkarsa beni de unutmazsınız umarım.
İslam dünyasında Eflatun olarak bilinen Platon'un asıl adı Aristokles, sıkça kullanılan aristokrat ve aristokrasi kelimelerinin de kökenini oluşturmuş.

Her güne yeni bir bilgi köşemizin sonuna geldik. Yarın yeniden görüşmek üzere hoşçakalın :P

22 Haziran 2015 Pazartesi

Tanrıçaların Savaşı


Ayol Seyhan, Ramazanda okunacak kitap mı bu?!
Ramazandan evvel okumuştum yaw, anca yorumluyorum.
Siz de ramazandan sonra okursunuz. Okursanız yani. Herkesin günahı kendine ben karışmam :)

Nicedir düzgün fantastik roman okuyamaz olduk.
Vampirlerin suyu çıktı, zombiler ise hiç romantik değil.
Geriye mitoloji mi kalıyor?

Kitabın başı biraz karışık. Karakterler ve olaylar oturana kadar ara vermeden okumalı.
Yeryüzünde, günümüzde ölmekte olan tanrıların neden öldüklerini ve bunu durdurup duramayacaklarını araştırmalarını konu alıyor, ancak o kadar basit değil.
Her biri bir yere dağılmış. Her birinin ölümü, güçsüzlüğü farklı şekilde seyrediyor.
Savaş kapıda. Kimi birbiriyle karşılaşmak istemiyor, kimi insanların arasında onlardan biri gibi çevre edinmiş...
Ve her şeyin anahtarı olduğu sanılan Cassandra.

Mitoloji tanrılarını günümüz dünyasıyla birleştiren, mitoloji meraklılarının hoşuna gideceğini sandığım bu kitabı okumak için illa mitoloji bilmeye gerek yok.
Az çok bilmek iyi olur ama hiç bilmeden okuyacak insan da rahatlıkla anlar ve sıkılmaz.


Not: Ramazana layık(!) görselim için özür dilerim, densizlik bu yaptığım :(

21 Haziran 2015 Pazar

Demet Akalın Pırlantası Geldi Hanımmmmm!!!

Demet Akalın'ın albümü çıkalı 2 gün oldu ben daha hiçbir şarkısını ezberlemedim!
Böyle zamanlarda yaşlandığımı fark ediyorum.

Giderli şarkıların sultanı o.
O olmasaydı aşıklar nasıl laf sokacaktı birbirlerine, ayrılıklarının ardından nasıl güç bulacaklardı bilemem.
Sevseniz de sevmeseniz de Demet Akalın'ın şarkılarının iyileştirici gücü olduğunu kabul edin :)

Eskisi kadar çok şarkı dinlemiyorum, geçenlerde Demet Akalın'ın intikam isimli şarkısını yeni sandım mesela :/
Tamam ama mazeretim var.
Neyse, konumuz şarkılar ya da benim yaşlılığım değil. Konumuz çıkış klibindeki kostümleri çok beğenmem.
Böyle giyin Demet canımı ye!..




Nasıl hoş değil mi? Çok havalı.
Görüntüleri Demet Akalın'ın instagram sayfasından aldım ^.^
Hazır el atmışken Demet'in en gerçek, en biricik pırlantasını da paylaşmadan duramazdım.


Nasıl tatlı yavrum, maşallahhh!!

Not: Bir yandan albümü dinliyorum, öncekilerden farklı sanki. Hımm.. seveceğim sanırım ;)

19 Haziran 2015 Cuma

Jane Austen'dan Son Mektup

Düne kadar Jane Austen kitaplarının 6 tane olduğunu, okumadığım tek kitabının ise rafta beni beklediğini sanıyordum
Sonra Twitter'da Lady Susan tanıtımlarına denk geldim.
Altınbilek yayınlarından çıkmış bir Jane Austen kitabı.
Önceki kitaplarının yeni bir isimle basılmışı sandım evvela.
Altınbilek Yayınlarına tweet attım derhal.
Sağ olsunlar hemen dönüp bilgilendirdiler beni.
Jane Austen'nın mektuplaşma şeklinde ilerleyen romanı daha evvel türkçeye çevrilmemiş!

Allah'ım, sanki Jane Austen yaşıyor da yeni kitap yazmış.. O derece sevindim ^.^


Şimdi ellerimde olan kitap için asıl yorum okuduktan sonra gelecek.
Bu arada haberi olmayan kaldıysa, yakın zamanda kitap alacak varsa diye hemen yazayım, dedim.
Neticede ben burada kitabımla sefa sürerken sizin orada bu kitaptan bihaber yaşamanıza dayanamam :)
Yorum için fazla bekleyeceğinizi sanmam zira dayanamayıp hepsini bir seferde bitireceğim.

Hala aklım almıyor, nasıl bunca zaman bu kitaptan haberim olmaz.

15 Haziran 2015 Pazartesi

Yok Mu Bana Kore Dizisi Önerecek Olan?

Hatırlarsanız ilk Hint filmlerine giriş yaptığımda bana o kadar çok film önerisi gelmişti ki izlenecek Hint filmleri söz konusu oldu mu başka kaynak aramama gerek kalmıyordu.
Listeden kaldığım yerden -nadiren oynamalar- yaparak hint filmlerini izlemeye devam ediyorum.

Ben en son dokuz ay önce bir amaç uğruna dizi izlemeyi bıraktım.
Ara verdiğim ufak bir dönem oldu ama onda da tercihimi Amerikan dizilerinde yana kullandım. (Guilty as charged)
Uzun lafın kısası neredeyse bir senedir Kore dizisi izlemiyorum ve ben izlemediğim için sanırım harika diziler var etrafta.
Ben de gördükçe not almışım.
İzlemeyi düşündüklerim şunlar :
  1. Fated to Love You
  2. It's Ok. It's Love
  3. Cunnig Single Lady
  4. Bride of Century

Listede çok dizi var ama öne çıkanlarım bunlar. Nasıl sizce sıralamam?
Şimdi bana güzel güzel; sevdiğiniz, mutlaka izlemen gerek dediğiniz, bu tam Seyyoşluk bunu kaçırmamalı diye düşündüğünüz, dizileri yorum olarak yazarsanız, ben de ona göre yaş tahtaya basmadan sadece güzel dizileri izlesem diyorum?
Ne dersiniz?
Yardımcı olabilecek var mı aranızda ^.^

Not: İzlediğim kore dizileri burada. Mümkünse önereceğiniz dizi Man from the Stars ayarında olsun.