çEngelköy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çEngelköy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Mart 2017 Pazartesi
BabilMekan
Hayalperver kitap kulübümüzün ilk buluşmasının gerçekleştiği yeri hepiniz çok beğendiniz.
Şimdi sıra mekandan bahsetmeye geldi.
Güneşli bir cumartesi sabahı Çengelköyde buluşmak ne kadar akıllıca bir işti tartışılır ama babilmekan hepimizin merak ettiği bir yerdi.
Konumuz kitaplar olunca kitap cafeler buluşulacak en güzel yerler oluyor.
Maalesef alt katın fotoğraflarını çekmedik. Çıkarken çekeriz dedik ama çıkarken de alt kat doluydu. O yüzden elimizde olan üst kat fotoğraflarıyla yetineceğiz. Alt katın da ayrı bir güzelliği olduğunu belirtmekte yarar var.
Efendim mekan güzel, elemanlar güler yüzlü hem de sık boğaz etmiyorlar. Kim ediyor derse yalan olur, çünkü biz o gün -tamamen test amaçlı😁- tecrübe ettik.
Her taraf kitaplarla çevrili. Kitapları satın alabiliyorsunuz ama oturayım şurada okuyayım,yerine koyarım, yok! Zaten kütüphane mi orası lütfen teklif bile etmeyin.
Dekor da güzel, çocuklar içinde ayrılmış bir kısmı var.
Kırtasiye ürünleri de bulmak mümkün. Çarpı işi çok güzel kitap ayraçları vardı mesela, ah ne hoştu.
Ben bu tür buluşmalarda en az fotoğraf çeken kişi oluyorum nedense, bu kadar fotoğrafım var, aslında Şahika veya Hilal'in çektiklerini rahatlıkla kullanabilirdim ama zaten bu konuyla alakalı tüm yazılarımda onların fotoğraflarını kullandığım için bu sefer kendi çektiklerimi kullanayım istedim.
Köreldim aslında farkındayım, arık daha fazla makine kullanmayı hedefliyorum.
Babil.com'dan hiç alışveriş yapmadım ve en son bir arkadaşım o siteden alışveriş yaparken sıkıntı yaşadığı için oradan alışveriş yapmayı da düşünmüyorum ama BabilMekan güzel!
Çok sevdiğim fotoğrafla kapanış yapayım, kapın bakalım lattenizi.
Afiyet olsun ♥
13 Şubat 2016 Cumartesi
Maia Chocolate
Bir de Çengelköy'de olunca benim için işten bile değildi gitmek.
Ama gidince.. Gidince, keşke Çengeköy'de olmasaydı böylece gitmezdim, dedim.
Mekanın dekor harika bir kere. Profesyonel yardım alınmış belli.
Küçükten biraz büyük bir mekan :) - çok büyük değil demek istedim burada-
Biz, yine instagramda sunumuna vurulduğumuz, Rapunzel sipariş ettik.
Rapunzel hindistan cevizi içinde servis edilen soğuk çikolata.
Soğuk çikolata, dedim ama bildiğin nesquik yani. Hem de hindistan cevizinin aldığı miktar bir çay bardağı kadar.
Şok oldum.
Birincisi servisi yapan Rapunzeli anlatırken hindistan cevizi içinde geldiğinden aroması çok hoş oluyor, falan demişti. Katiyen katılmıyorum evde yapacağınız nesquikten hiçbir farkı yok!
İkincisi mekan hafta sonu gittiğimiz için olabilir tıklım tıklımdı. Müzik son sesti. Arkadaşımın sesini zor duyuyordum, zor kaçtık!
Üçüncüsü, hepi topu içtiğim nesquikin bir çay bardağı kadar olduğunu söylemiştim. Peki o nesquike 16 tl verdiğimi söylemiş miydim?
Yuh Artık! dediğinizi duyar gibiyim.
Bence de yuh!
Bir arkadaşım servisin vasat olduğunu söylemişti oysa bana, ama ben o instagramın büyülü dünyasının göz boyayan fotoğraflarına ve övgülerine kandım.
İnsanın amacı sırf para kırmak olunca ve ehli olmadığı şeylere el atınca, böyle dışı güzel içi boş işlerle karşılaşmak çok normal aslında.
Maalesef ruhun yok Maia Chocolate. Aksini söyleyen bir şeyden anlamıyordur.
5 Şubat 2016 Cuma
Çaycı İzzet Efendi
Ben aslında konuk yazarlık konusunda iyi değilim. Daha önce konuk yazar olmaya çalıştım ama hiçbir şey başkasının blogunda anlatmaya değecek kadar önemli gelmedi. Kendi blogumdaki pervasızlığı başkasının alanında göstermenin alemi yoktu. Yazamadım. Ama istedim.
En sevdiğim arkadaşımın çok sevdiği Kukla Süreyya'nın blogunda konuk yazar olma fikri cazip geldi, bir sefer daha dene, dedirtti bana.
Süreyya, uzman olduğunuz bir konuda, diyordu ama kendimi hiçbir konuda uzman görmüyordum, vazgeçse miydim acaba şimdiden?
Bir konu bulursam belki işim daha kolay olurdu, diyerek önce konumu belirledim. Kendini fahri Çengelköylü ilan etmiş biriydim ve doğma büyüme Çengelköylü bir kukla olan Süreyya'nın blogunda yazacaksam yazım da Çengelköy'de geçmeliydi.
Süreyya'nın da hoşuma gidecek bir yer biliyordum, en iyisi oradan bahsetmek olacaktı: Çaycı İzzet Efendi.
Ben Kukla Süreyya'ya yazımı yazdım yolladım, yazı yayımlandı çok da memnun oldum ama bu güzel mekanı kendi blogumda anlatmayı unuttum ya da ihmal ettim.
Bu yazıyla hem Çaycı İzzet Efendi'yi tanıttım, hem de ben konuk yazar oldum, bunun da söylemiş oldum.
Gerçek Çengelköylülerin isyan etmesine yol açacak kadar popülerleşti Çengelköy.
Sadece "Çınaraltı"ndan ibaret bir yer değil, gençlerin açılan her mekanı doldurduğu bir semtimiz artık.
Çaycı İzzet Efendi ise ara sokaklardan birinde, ana yolun gürültüsünden uzak nezih bir mekan.
Dünya çayları Çengelköy'de toplanmış, gelip koklayıp zevkimize uygun çayımızı seçmeyi ve tatmamızı bekliyor.
Mekan adını çay risalesinin yazarı olan İzzet Efendi'den alıyor. Çay günümüzdeki popülerliğinde değilken bile çaya meftun olan İzzet Efendiye selam duruyor.
İçerisi çaylar ve kitaplarla çevrili. Dinginlik hakim.
İşin en güzeli de böyle bir yerin sahibi. Sahibinin ilgi ve alakasına, çay ikramındaki özene mest oluyorum. Zaten bu kadar güzel elektriği olan bir yerden başka türlüsü beklenemezdi. Yani demek istiyorum ki, arkadaş grubunuzla bir türlü toparlanamasanız yalnız gidin, sıkılmazsınız.
Belki Kukla Süreyya da gelir, karşılaşırsınız hem.
Belki de benimle karşılaşırsınız. Çengelköy küçük, belli mi olur? :)
Ben Haşmet Babaoğluyla karşılaştım mesela ^.^
En sevdiğim arkadaşımın çok sevdiği Kukla Süreyya'nın blogunda konuk yazar olma fikri cazip geldi, bir sefer daha dene, dedirtti bana.
Süreyya, uzman olduğunuz bir konuda, diyordu ama kendimi hiçbir konuda uzman görmüyordum, vazgeçse miydim acaba şimdiden?
Bir konu bulursam belki işim daha kolay olurdu, diyerek önce konumu belirledim. Kendini fahri Çengelköylü ilan etmiş biriydim ve doğma büyüme Çengelköylü bir kukla olan Süreyya'nın blogunda yazacaksam yazım da Çengelköy'de geçmeliydi.
Süreyya'nın da hoşuma gidecek bir yer biliyordum, en iyisi oradan bahsetmek olacaktı: Çaycı İzzet Efendi.
Ben Kukla Süreyya'ya yazımı yazdım yolladım, yazı yayımlandı çok da memnun oldum ama bu güzel mekanı kendi blogumda anlatmayı unuttum ya da ihmal ettim.
Bu yazıyla hem Çaycı İzzet Efendi'yi tanıttım, hem de ben konuk yazar oldum, bunun da söylemiş oldum.
Gerçek Çengelköylülerin isyan etmesine yol açacak kadar popülerleşti Çengelköy.
Sadece "Çınaraltı"ndan ibaret bir yer değil, gençlerin açılan her mekanı doldurduğu bir semtimiz artık.
Çaycı İzzet Efendi ise ara sokaklardan birinde, ana yolun gürültüsünden uzak nezih bir mekan.
Dünya çayları Çengelköy'de toplanmış, gelip koklayıp zevkimize uygun çayımızı seçmeyi ve tatmamızı bekliyor.
Mekan adını çay risalesinin yazarı olan İzzet Efendi'den alıyor. Çay günümüzdeki popülerliğinde değilken bile çaya meftun olan İzzet Efendiye selam duruyor.
İçerisi çaylar ve kitaplarla çevrili. Dinginlik hakim.
İşin en güzeli de böyle bir yerin sahibi. Sahibinin ilgi ve alakasına, çay ikramındaki özene mest oluyorum. Zaten bu kadar güzel elektriği olan bir yerden başka türlüsü beklenemezdi. Yani demek istiyorum ki, arkadaş grubunuzla bir türlü toparlanamasanız yalnız gidin, sıkılmazsınız.
Belki Kukla Süreyya da gelir, karşılaşırsınız hem.
Belki de benimle karşılaşırsınız. Çengelköy küçük, belli mi olur? :)
Ben Haşmet Babaoğluyla karşılaştım mesela ^.^
28 Mart 2011 Pazartesi
Macaro-Ne?
Yasak günler tamamen geride kaldı umuduyla oturdum bilgisayar başına.
Güzel birşeyden bahsetme ve yeni yazı girme heyecanıyla...

Bloggerların macaron sevdasını biliyorum.
İtiraf edeyim nemrut olduğum zamanlarda bu sevdayı hor gördüğüm oldu.
Amma abartıyorlar dedim.
Şimdi de bu moda oldu dedim.
Hıh! dedim.
Sonra, ya bir de ben tadayım, dedim :)

Aldım. Yedim. Bayıldım!
Hani diyorum bir macaron havuzu olsa da dalsam içine.
Havuz değil ama macaron yemekten boğulsam.
Sevgimin boyutunu anlatabildim mi? :)

Son olarak Sedoş'un yumuk elleriyle veda ediyorum size, ısırmadan yakaladım :P
Güzel birşeyden bahsetme ve yeni yazı girme heyecanıyla...
Bloggerların macaron sevdasını biliyorum.
İtiraf edeyim nemrut olduğum zamanlarda bu sevdayı hor gördüğüm oldu.
Amma abartıyorlar dedim.
Şimdi de bu moda oldu dedim.
Hıh! dedim.
Sonra, ya bir de ben tadayım, dedim :)
Aldım. Yedim. Bayıldım!
Hani diyorum bir macaron havuzu olsa da dalsam içine.
Havuz değil ama macaron yemekten boğulsam.
Sevgimin boyutunu anlatabildim mi? :)
Son olarak Sedoş'un yumuk elleriyle veda ediyorum size, ısırmadan yakaladım :P
Etiketler:
çEngelköy
,
good to be back
,
macaron
,
tavsiye edilir
,
yasağın kalkış kutlaması
29 Kasım 2010 Pazartesi
Kahve Bahane
Kahve..
İşte bazı zamanlarda amaç olmaktan çıkıp araç da olabiliyor..
Zeynep'le bir kahve içme bahanesiyle buluşuyoruz ya da buluşmamız şerefine kahve içiyoruz..
Daldan dala atlayarak konuşuyoruz. Söylenecek o kadar şey konuşulacak o kadar konu var ki, bitmiyor hatta yarılanamıyor...
Fotograf makinesiyle çekim yapmaya çalışıyorum, Sanıyorum ki maharet makine de, ben bile güzel fotograf çekebilirim. Ama olmuyor dünyanın en bulanık fotograflarını çekiyorum.
Ama Zeynep sabırla taktik veriyor, yapabilirsin diyor.
Bir kez daha öğretmen yanına hayran kalıyorum...

Zeynep'in seveceğini biliyordum, seviyor..
Ama o çikolata cennetinde o kadar az çikolata yiyor ki ben utanıyorum :)
İşte bazı zamanlarda amaç olmaktan çıkıp araç da olabiliyor..
Zeynep'le bir kahve içme bahanesiyle buluşuyoruz ya da buluşmamız şerefine kahve içiyoruz..
Daldan dala atlayarak konuşuyoruz. Söylenecek o kadar şey konuşulacak o kadar konu var ki, bitmiyor hatta yarılanamıyor...
Fotograf makinesiyle çekim yapmaya çalışıyorum, Sanıyorum ki maharet makine de, ben bile güzel fotograf çekebilirim. Ama olmuyor dünyanın en bulanık fotograflarını çekiyorum.
Ama Zeynep sabırla taktik veriyor, yapabilirsin diyor.
Bir kez daha öğretmen yanına hayran kalıyorum...
Mekan Çengelköy Çikolata&Kahve
Zeynep'in seveceğini biliyordum, seviyor..
Ama o çikolata cennetinde o kadar az çikolata yiyor ki ben utanıyorum :)
Etiketler:
blog camiası
,
çEngelköy
,
çikolata kahve
,
kahve
,
zeynep'in evi
14 Kasım 2010 Pazar
Çengelköy Beni Çağırıyor
Ohh yaa!
Havada güneş olunca, Çengelköy'ün bana seslenişini duyuyorum resmen.
"Geeeelll Seyhaaaaan, geellll" diyor..
1-2 haftadır nasıl gitmek istiyorum, anlatamam!
Çengelköy kibarlığı bırakmış "gelsene kız" demeye başlamış, ama nereye koşuşturuyorsam, ne yapıyorsam bir gitmek nasip olmamıştı.
Ta ki bugüne kadar ;)
17 yıldır Çengelköyde yaşayıp "Çikolata&Kahve"yi bilmeyip, benim blogumda okuyan arkadaşımı kafaladım; 'Hadi götüreyim seni de bana bi kahve ısmarla' dedim.
Ki kendisinin doğum günüydü, yani benim ısmarlamam gerekirdi.
Mekanı, çikolataları, kahveyi beğendi.
Ve hakikaten ben, doğum günü kızına faturayı ödettim.
Bu rezilliği de yaptım, evet:)

Kahve fincanlarımızı Diloş'un doğum günü şerefine tokuşurduk:)
Kahvemiz çikolatalara rağmen şekerliydi=)
Ağırlığı 50 kg gelen arkadaşımla yarışmam ne kadar saçma olsa da onun bana nispet yapmasına müsade edemezdim:)

Gelen konukların bir şeyler karaladığı bir hatıra defteri bulunmakta bu mekanda.. İngilizce, fransızca, arapça, japonca ve korece hatıra bırakanları görebilir, azıcık evrensel bir insansanız okuyabilirsiniz :)

İyi ki doğmuşsun cicim ya:!
Havada güneş olunca, Çengelköy'ün bana seslenişini duyuyorum resmen.
"Geeeelll Seyhaaaaan, geellll" diyor..
1-2 haftadır nasıl gitmek istiyorum, anlatamam!
Çengelköy kibarlığı bırakmış "gelsene kız" demeye başlamış, ama nereye koşuşturuyorsam, ne yapıyorsam bir gitmek nasip olmamıştı.
Ta ki bugüne kadar ;)
17 yıldır Çengelköyde yaşayıp "Çikolata&Kahve"yi bilmeyip, benim blogumda okuyan arkadaşımı kafaladım; 'Hadi götüreyim seni de bana bi kahve ısmarla' dedim.
Ki kendisinin doğum günüydü, yani benim ısmarlamam gerekirdi.
Mekanı, çikolataları, kahveyi beğendi.
Ve hakikaten ben, doğum günü kızına faturayı ödettim.
Bu rezilliği de yaptım, evet:)
Kahve fincanlarımızı Diloş'un doğum günü şerefine tokuşurduk:)
Kahvemiz çikolatalara rağmen şekerliydi=)
Ağırlığı 50 kg gelen arkadaşımla yarışmam ne kadar saçma olsa da onun bana nispet yapmasına müsade edemezdim:)
Gelen konukların bir şeyler karaladığı bir hatıra defteri bulunmakta bu mekanda.. İngilizce, fransızca, arapça, japonca ve korece hatıra bırakanları görebilir, azıcık evrensel bir insansanız okuyabilirsiniz :)
İyi ki doğmuşsun cicim ya:!
Ee, Var mı bana kahve ısmarlamak isteyen?
;)
Etiketler:
çEngelköy
,
çikolata kahve
,
dilara
,
doğum günleri
,
doğum günün kutlu olsun şekerim
5 Haziran 2010 Cumartesi
Yakamoz
Sevgili GBA telefon etti "Hazırlan çıkıyoruz" dedi "Gidip Gülüm'ü görelim."
-ık mık pık..
Lost finali izliyorum, pekte bişi anlamadım.
Diziyi kapatıp tekrar aradım "kaçta gelecektin?" Diye sordum :)
Aklına birşey koydu mu, ne akşam dinler ne sabah.
Ne de uykusuz kalacak kızım der :D

Yazıyı tam ortaya koydum ki çalmasın annesi bu resmi :))
Gecenin ilerleyen saatlerinde bana bıçak çekecek kıza benzemiyor değil mi?
Ama yaptı!! :)))

Burasıda yemeğe gittiğimiz yer; Yakamoz!
Ne güzel oldu aklına gelmesi Sedoşum..
Ben burayı çok sevdim. Zaten resim kötü olabilir ama görüyorsunuz sevilemyecek gibi de değil hani ;)
Çalışanlarda çok ilgili.
Yalnız bu sıkıntı olur mu bilmiyorum.
Sessiz sakin huzurlu bir ortam:
Bir bizden ses çıkıyordu:))
Gerçi her yerde böyleyiz, buna da bir çözüm bulamıyoruz yaa :/
-ık mık pık..
Lost finali izliyorum, pekte bişi anlamadım.
Diziyi kapatıp tekrar aradım "kaçta gelecektin?" Diye sordum :)
Aklına birşey koydu mu, ne akşam dinler ne sabah.
Ne de uykusuz kalacak kızım der :D
Yazıyı tam ortaya koydum ki çalmasın annesi bu resmi :))
Gecenin ilerleyen saatlerinde bana bıçak çekecek kıza benzemiyor değil mi?
Ama yaptı!! :)))
Burasıda yemeğe gittiğimiz yer; Yakamoz!
Ne güzel oldu aklına gelmesi Sedoşum..
Ben burayı çok sevdim. Zaten resim kötü olabilir ama görüyorsunuz sevilemyecek gibi de değil hani ;)
Çalışanlarda çok ilgili.
Yalnız bu sıkıntı olur mu bilmiyorum.
Sessiz sakin huzurlu bir ortam:
Bir bizden ses çıkıyordu:))
Gerçi her yerde böyleyiz, buna da bir çözüm bulamıyoruz yaa :/
Etiketler:
çEngelköy
,
gençbiranne
,
gezi
,
kızlar
,
yakamoz
14 Mart 2010 Pazar
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
"Nasıl oldu bilemiyordum, fakat sisler arasında gökyüzünü adeta bir örümcek ağı gibi çizgilerle yararak çiseleyen beyaz yağmura rağmen, çevremdeki olayların hiç biri gözümden kaçmıyordu.
Bütün bu olayların hepsi bana ayrı ayrı işkence oluyordu"
(syf 132)
Ve ben Victor Hugo'nun başka bir kitabını okumamış olduğumdan mütevellit şaşırdığım bir gün bu kitabı aldım.
Ve o gün, bugünden, yıllar yıllar önceydi.
Sonra sonra aldığım kitaplar bu kitabın önüne geçerek bu kitabı okumama engel oldular.
Ancak şimdi bir fırsatını buldum saklandığı yerden bu kitabı çıkardım ve bugün bitirdim.
Çok güzel diyemem bu kitap için ama nihayet bitirmiş olduğum için mutluyum.
Sonra sonra aldığım kitaplar bu kitabın önüne geçerek bu kitabı okumama engel oldular.
Ancak şimdi bir fırsatını buldum saklandığı yerden bu kitabı çıkardım ve bugün bitirdim.
Başları oldukça sıkıcı olduğu için muhtemelen ben o zamanlar bu kitabı yarım bıraktım:)
Ama dediğim gibi uzun zaman geçmiş üzerinden, hatırlamıyorum.
Kitap ilerledikçe daha akıcı oldu.
Çok güzel diyemem bu kitap için ama nihayet bitirmiş olduğum için mutluyum.
Farklı bir konusu olması münasebetiyle bence ilgi çekici olmayı, diğer kitaplar arasından sıyrılmayı başarıyor.
"Onun adı bile dehşet verici
ve bugüne kadar o kelimeyi nasıl bu kadar rahatlıkla yazıp söyleyebilmişim
anlayamıyorum"
(syf 97)
**********
Gelelim benim geçirdiğim son güne
Sosyal tesisler sevdamı biliyorsunuz. Bu sabahta en sevdiğim sosyal tesiste; Beykozdaydık.Şehir dışından gelen misafirlerimizle kahvaltıya gittik. Bu fotoğrafı oturduğum yerden çektim öyle güzel bir yer denk geldi bize, öyle güzel zaman geçirdim ki.. Ohh!!
Kahvaltı sonrası kahvesi içinse mekan değişmedi; Çikolata&Kahve!
Burayı seveceklerini biliyordum, sevdiler nitekim :)
Fotoğrafı oturduğum yerden çektim diyesim geldi:) Benim çikolatalarım!! Bir idam mahkumu olsaydım ancak bu kadar çikolata yiyebilirdim diyip konuyla bağlıyayım mı?
Ya ben yaşlandıkça geveze mi olacağım acaba? :)
Hepinize mutlu haftalar !
Etiketler:
beykoz
,
bİr İdam mahkumunun son günü
,
çEngelköy
,
çikolata kahve
,
gezi
,
kitaplar
,
SOSYAL TESİSLER
,
victor hugo
7 Mart 2010 Pazar
Dikkat! Yemek Postu!
Dün Seda bana ne dedi biliyor musunuz?
"Kilomu aldın sen" dedi!
Bunun etkisi geçmemişti ki "Göbek mi yaptın" dedi.
:(
Çivi çiviyi söker dedim, kendimi yemeye verdim :D
Hayır tabii ki! :)

sonra geceyi beklemeden denedim ve üşengeç insanın baş ucu çorbası adını verdim buna:) Lakin, fincanda içtiğiniz için ağzını yakabilirsiniz dikkat! Ben yaktım biliyorum :)
Sonra yine reklamda KFC'nin Panini Burgeri çıkıyor ya.. Nasıl canım çekiyordu, nasıl canım çekiyordu.. Pis boğaz mıyım neyim, neyse, hiç beğenmedim! Mideme oturdu, tam bir hayal kırıklığıydı..

Bir ısırık aldım bıraktım derrrmişiiimm :))
Panini bana bunu yapmamalıydın!

:)
Zaten gıcık oldular bana, birde bunu dediğimi duysalar bir daha sokmazlar beni oraya:)
Bende gitmem zaten!
Çikolata&Kahve de oturacak yer olmayınca burayı test edelim dedik, aa ne güzel bir manzara ne nezih bir ortam...

...Her katta LCD Tv..
Ve TRT3 açık; maç var! :s
Uzun süre sabrettik, ama bizim katta kimse izlemiyordu, bende kanalı değiştirdim:))
Sonra garson geldi, bağlantılıymış diğer kattaki Tvlerle; dolayısıyla ben önce CNBC-e yi sonra e2 yi ve en son Dream Tv yi açmışken garson yetişti:) Dsmart kanallarından dolayı ne nerde biliyorum efendim! :)
Tamda Shakira çıkmıştı; Gypsy! :)
"Aşağıda izliyorlar ya" falan filan etti
Çok güldük ama erkekliğide elden bırakmadım; gayet pişkin "N'olmuş bende iki saattir maç izliyorum" dedim :)
Ayol Shakira dururken.. Ne bileyim :)
Klip için..
----
8 Mart kadınlar gününe dair güzel yazılar okuyorum Ebruli ve Papuça bir göz atın derim.
Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun!
"Kilomu aldın sen" dedi!
Bunun etkisi geçmemişti ki "Göbek mi yaptın" dedi.
:(
Çivi çiviyi söker dedim, kendimi yemeye verdim :D
Hayır tabii ki! :)
************
Hani şu reklamlardaki hazır çorbanında hızlısı var ya! Ben onlardan aldım; işte gece acıkırsam abur cubur yemiyeyim, 1 dk da hazırlar içerim diye,sonra geceyi beklemeden denedim ve üşengeç insanın baş ucu çorbası adını verdim buna:) Lakin, fincanda içtiğiniz için ağzını yakabilirsiniz dikkat! Ben yaktım biliyorum :)
*********
Bir ısırık aldım bıraktım derrrmişiiimm :))
Panini bana bunu yapmamalıydın!
**********
Buyrun efendim afiyet olsun!************
Kahverengi ya da modern kahvehane:)Zaten gıcık oldular bana, birde bunu dediğimi duysalar bir daha sokmazlar beni oraya:)
Bende gitmem zaten!
Çikolata&Kahve de oturacak yer olmayınca burayı test edelim dedik, aa ne güzel bir manzara ne nezih bir ortam...
...Her katta LCD Tv..
Ve TRT3 açık; maç var! :s
Uzun süre sabrettik, ama bizim katta kimse izlemiyordu, bende kanalı değiştirdim:))
Sonra garson geldi, bağlantılıymış diğer kattaki Tvlerle; dolayısıyla ben önce CNBC-e yi sonra e2 yi ve en son Dream Tv yi açmışken garson yetişti:) Dsmart kanallarından dolayı ne nerde biliyorum efendim! :)
Tamda Shakira çıkmıştı; Gypsy! :)
"Aşağıda izliyorlar ya" falan filan etti
Çok güldük ama erkekliğide elden bırakmadım; gayet pişkin "N'olmuş bende iki saattir maç izliyorum" dedim :)
Ayol Shakira dururken.. Ne bileyim :)
Klip için..
----
8 Mart kadınlar gününe dair güzel yazılar okuyorum Ebruli ve Papuça bir göz atın derim.
Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun!
Etiketler:
ÇABUK ÇORBA
,
çEngelköy
,
kahve
,
kahveler
,
kahverengİ
,
KFC
,
KÖFTECİ RAMİZ
,
ordan burdan
,
PANİNİ BURGER
,
REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ
,
SHAKIRA
,
yemekler
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)