16 Eylül 2020 Çarşamba

Ali Ulvi Kurucu Hatıratı

Bu aralar okuduğum hiçbir kitabı bloga yazmadım. Aklımdan ne geçiyordu acaba? Dönüp dönüp blogdan yardım aldığım öyle çoktur ki benim. Kitapları ayırırım birinde takılırım mesela okumuş muydum bunu? Ya da konusu neydi bunun? Bloğa yazmamışsam öyle kalakalırım. Ama bir de yazmışsam tüm hatıralar geri gelir.

Bu kitabın da blogda olması lazım!


Şimdiye kadar okuduğum en güzel hatırat!

Bakmayın siz burada bahsetmediğime az buz okumadım ben de! Hatırat okumayı sever misiniz başlıklı bir youtube videom var. İzlemediyseniz öneririm. Melek bu kitabı şiddetle önerir. 
Melek sayesinde hatıratlara merak saldım ama çok da benim tarzım olmadığını söyleyebilirim.

Bu kitap hariç! Beş ciltlik bir seri ve sanırım ben dört cildini illaki okuyacağım.

Hadis hocam da yıllar önce 5 kitaplık bir öneri tweeti atmıştı, orada da ilk sıradaydı bu kitap. O zaman alayım diye bakmıştım ama tükenmişti. Sonra Melek güya bana da getirecek, o da bir türlü getirmedi. Sonra derken Nesibe'nin bagajında görmeyeyim mi bu kitabı! Çok sevindim. Nesibe neden bu kadar sevindiğime bir türlü anlam veremedi. :)

Hatırat işte. Konusuna değinmiyorum. İlgisini çeken varsa ilk fırsatta okusun derim.

14 Eylül 2020 Pazartesi

Woman in Gold

 Filmin afişi izlemek için kafi! Helen Mirren ve Ryan Reynolds "Seyhancım izlemek istediğini biliyoruz" der gibi bakıyorlar. E tabii ben de izledim. 


Ünlü ressam Gustav Klimt'i bilir misiniz? Açıkçası ben Avusturya'ya gittiğimde öğrenmiştim. Araya Avusturya'ya gittiğimi de sıkıştırdım. Aslında bu kadar ünlü bir adamı resimle ilgilenmiyorsanız tanımamanız normal demek istemiş de olabilirim. Belki de sizin niyetiniz kötü :))) Neyse sapıyorum konudan!

Spoiler istemeyen buradan gerisini okumasın çünkü, bildiğin filmi özetleyeceğim. Normalde hiç yapmadığım şey biliyorum ama konuşasım varsa demek ki.. 

Film geçmişle gelecek arasında gidip geliyor. Maria Altmann'ı ilk tanıdığımızda Amerika'da yaşayan bir kadın ancak vaktiyle Nazi zulmünden kaçmış. Ailesi toplama kampında ölmüş/öldürülmüş.. 

Maria Altmann'ın gençlik günlerinde dönüyoruz. Avusturya'da yaşayan Yahudi zengin bir aileye mensup. Gustav Klimt'in çok ünlü bir tablosunda resmedilen kadın Maria Altmann'ın yengesi Adele. Ve o tablo evlerinde asılı ancak..

 Ancak Nazi olaylarının ortasında Nazi coğrafyasındalar. Her şeylerini bırakıp kaçtıktan sonra  eşyaları yağmalanıyor. Aslında kaçabilsin - kaçamasın tüm yahudilerin değerleri eşyaları bu şekilde çalınmış/el konulmuş/yağmalanmış. Artık nasıl adlandırırsanız. 

Doksanlarda Avusturya imajını kurtarmak için Yahudilerden alınan eşyaların, sanat eserlerin iadesini yapacağını duyuruyor. İşte Maria da yengesinin tablosunu alabileceğini düşünerek Avusturya kökenli Yahudi bir avukat olan Randy'e bir şansı olup olmayacağını danışıyor. Çünkü Adele'nin portresi  Maria için aile yadigarı olsa da çok değerli ve Viyana için bir sembol! Randy  başlangıçta para için bu işe girişse de sonradan bu iş bir şeref meselesine dönüyor. Hasılı kelam Maria ve Randy olmaz denileni başarıyor davayı kazanıyorlar. Maria kazandığı parayı yardım kuruluşlarına ve akrabalarına dağıtıyor. Randy kendi hukuk firmasını açıyor ve tarihi eserlerin iadesi konusunda uzmanlaşıyor. Gerçek hayat hikayesi olmasa yaw he he derdiniz. Ama işte gerçek hayat hikayesi. 

Şimdi ben bu kadar şeyi aslında başka bir şey için yazdım ama halim kalmadı. Gaza geldiğim bir gün bu yazıya referans vererek anlatırım.

Nasıl beğendiniz mi filmi? :)

11 Eylül 2020 Cuma

Ve Diğer Kutsal Şeyler

 

Bir kutu kitap Eylül ayı kargosundan gelen bir kitaptı bu, ancak okumaya başlayınca fark ettim imzalı geldiğini.


Kitabı aynı gün içerisinde bitirdim. Akıcı bir dille yazılmış. Aslında ilginç de bir konusu var. Yazmak için işten ayrılan ancak bir şeyde yazamayan bir anlatıcı kahraman var. Tabii ki ne olacak bu yazara bir yazarlık teklifi gelecek. Ama öyle böyle değil. Kutsal kitabı tamamlama görevi. İlahi bir görev değil bu arada :) Dedim ya değişik bir konusu var. Farklı ve okunabilir. Sıkılmazsınız garanti. Ama bayılmazsınız da.

7 Eylül 2020 Pazartesi

Ailecek Şaşkınız ve Baba Parası

Hemen hemen aynı ekipten çıkan ama birine bayıldığım diğerini pek sevmediğim iki filmden bir arada bahsetmeyi uygun gördüm bu sefer.
Hazır oturmuşum bilgisayar başına. Blogu özlemişim. Yazacaklarımı peş peşe hazırlıyorum. 


Murat Cemcir ve Ahmet Kural ikilisinin oynadığı Ailecek Şaşkınız filmini öylesine açtım. Bu kadar beğeneceğimi kesinlikle düşünmüyordum. Aslında çok oluyor izleyeli. Belki daha evvel blogda yazmış bile olabilirim. 
Babasının şirketinde para düşkünü patronu canlandırıyor Ahmet Kural bu filmde. En az paraya olan düşkünlüğü kadar kendine de düşkün. Bir gün kendinin tam zıttı bir kıza aşık olur. Sonrası olaylar olaylar.
Çok eğlenerek izlediğim bir filmdi bu.

Murat Cemcir, Ahmet Kural ikilisinin dışında senaryo ve yönetmen kısmında da ortak olan diğer film ise Baba Parası.



Bu filmde ise zengin bir baba ve bir sürü çocuk var. Mirasını zor yoldan dağıtmayı tercih ediyor.
Aslında bakılırsa konu güzel, ama gerek tiplemeler gerek çoğu diyalog çok zorlama ve gereksiz. Biraz gülüp çokça atladığım bir film oldu. 
Sevmiyorum ben tiplemeleri sevmiyorum. Tüpçü Fikreti de sevmemiştim zaten

4 Eylül 2020 Cuma

Zengo

 Bu Yasemin'i çok severim. Acayip tatlı bir kız. Karadenizli anne tiplemesine ise bayılıyorum. Zengo talihsiz bir dönemde vizyona girdi. Tabii sinemaya gitmek pek mümkün olmadı. Netflix'e gelince ise heme izleyeyim dedim.

Çok üzülerek söylüyorum yarısına kadar zor geldim. Bağrış çağrış konuşma, esprili olması gereken güldürmeyen diyaloglar.. devam edemezdim.


Yolu açık olsun Yasemin'in, bir dakikalık güldüren videolar çekebiliyor diye bir saatlik film senaryosuna kalkışmadan evvel senaryo kısmında yardım alabilirdi diye düşünüyorum. Yetenekli kız ona diyecek bir şeyim yok, yalnız her şeyi becerecek diye bir kaide de yok tabii.. ben gene instagramdan takibe devam..