Bu kitabın videosunu çok çekmek istiyordum.
Neyse ki yıl bitmeden videoyu çekip hazırladım, sizlere ulaştırıyorum.
Çok sağlam bir dram olduğundan sizlere bu yazımda bahsetmişim.
Kitabın kalınlığının sizi korkutmaması gerektiğinin altını çizerek, videomu ekliyorum.
Ben sanki daha rahatım bu videoda. Sanki biraz daha doğal. Siz ne dersiniz?
Güzel yorumlarınızı, eleştirilerinizi, kanalıma abone olmanızı bekliyorum sizden, ki neden video çektiğimi unutmayayım :)
orkinos yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
orkinos yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Aralık 2015 Salı
21 Aralık 2015 Pazartesi
Gölgedeki Yıl
Laila çoçuğunu kaybetmiş ve bunu henüz atlatamamış, haliyle bu durum eşiyle arasını bozmuş ana karakterimiz. Bir gün kendisine nereden geldiği kimin gönderdiği bilinmeyen adres ve anahtar geliyor. Evi görmeye gittiklerinde, kocasının gönlü olmamasına karşın bu eski evi yenilemeye karar veriyor.
Sonra 1980 yılına gidiyoruz. Üniversiteden yeni mezun olacak bir grup genç sıcaktan bunaldıkları bir yaz günü serinlemek için gittikleri göl çevresinde bu evi buluyorlar. Birileri kendilerini o evden atana kadar bu evde kalıp şehir hayatından uzakta, ekmeklerini kendi kazanmaya karar veriyorlar.
Bir avuç salak.
Bu durum nelere mal olacak?! Hepsine bir temiz sopa çekmek isterdim ama benden büyükler :)
Geçmiş ile gelecek arasındaki ortak nokta bu ev. Ancak kimden kalmıştı Laila'ya?!
O gençlerden hangisi ya da hagileriyle alakası vardı?
Bu ve okudukça aklınıza takılacak birçok sorunun cevabını yine okudukça öğreneceksiniz.
Önceki kitabı da çok beğenmiştim bu kitabı da çok beğendim.
Ağır drama bana sorarsanız ikisi de. Her ne kadar affetmeler bağışlanmalar olsa da ben affedemiyorum aklıma geldikçe sinir oluyorum.
Hannah Richell kol kırılır yen içinde kalır misali, aile içinde kırılış ve toparlanış hikayelerini seviyor olmalı.
Hayır Hannah! Kötüyü ez, parçala, asıl mutlu son o!
Aile-Dram türü kitapları sevenler, yazarın iki kitabını da mutlaka ama mutlaka okumalı!
Not:
Bu kitabı youtube'da yorumlamayı istiyorum ancak henüz videosunu dahi çekmedim. Ancak başka videolar çekmiş olabilirim ve kanalıma abone olmayanların haberi olmayabilir. Bence bi' bakın bakalım bu hafta ne videosu yüklemişim? :)
10 Eylül 2015 Perşembe
Kraliyet Kitap Kulübü İkinci Buluşma
Ben bu hızla yazarsam kitap kulübü yazılarımı hep bayat olarak sunarım size.
Beni mazur görünüz özellikle kitap yorumu gönderenler.
Nagihan'dan başlayacağım.
Nagihan benim önerimle 'Kıyaya Vuran Deniz Kabukları' okumuş beğenmiş. 2 günde okuduğunu söylediğinde çok şaşırdım çünkü kitap 600 sayfa. Hızlı bir okur yani. En çok Richard'a kızmış, bense neredeyse bir tek Richard'a kızmamıştım.
Daha sonra Nagihan bana, benim tavsiyemle okuduğu diğer kitapları gönderdiğinde blogda ilk yolladığı yorumu göremediğini de söylemekten çekinmedi.
:)
Bakalım affettirecek miyim kendimi?
1. Kitabımızı yukarıda yorumladık. Hala okumayanlarınız varsa benim yazımın linki de birkaç satır yukarıda mevcut.
2. Kitap Sarah Jio'nun pek sevdiğim, çok sevdiğim, Arkadya yayınlarından çıkan Elveda Haziran isimli kitabı.
Nagihan benim sayemde tanışmış Sarah Jio ile, okuduğu ilk Sarah Jio kitabıymış ve çok beğenmiş. Ben tabii mest. Elveda Haziran benim de Sarah Jio kitapları arasında favorim oldu yine de Nagihan'a diğer kitaplarını önerdim, eminim bir anne olarak Böğürtlen Kışından ziyadesiyle etkilenecektir.
3. Kitapta Nagihan'la görüş ayrılığına düştük.
Sevginin Büyüsü beni sarıp sarmalamıştı ama Nagihan, kötü bir kitap olmadığını ancak kendisine uygun olmadığını, yazmıştı.
Siz de bana benim tavsiyemle okuduğunuz kitapların yorumlarını bir fotoğraf ile mail üzerinden (seyhanc@gmail.com)yollayabilir ya da Instagram'da #theroyalbookclub etiketiyle ulaştırarak bu kitap kulübünün asilzade bir üyesi olabilirsiniz.
Instagram demişken, Instagram'daki paylaşımlardan da bir göz atalım:
Nuunusu'nun yaptığı yorum da ortada. Başka bir şey yazmama gerek yok herhalde :)
Benim Öksüzler Treni yorumuma ise linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Eskaymak ise The Royal Book Club'ın kıdemli üyelerinden.. Tavsiyemle okuduğu 'Tatlı Sır' yazısına bu linkten ulaşabilirsiniz. Benim Tatlı Sır yazım ise bu linkte.
Arayı açmadan diğer gönderilen kitapları da pek yakında yazmak niyetindeyim. Ama hani geç yazarsam da kızmayın, kimseyi atlamak niyetinde değilim, bol bol okuyalım, paylaşalım.
Kitap yorumlarınızı bekliyorum ^.^
30 Haziran 2015 Salı
Kıyıya Vuran Deniz Kabukları
Benim okunacaklar listemden bir kitap eksilirken sizinkine ekleniyor, diye paylaştım bu kitabı instagramda.
Instagramda kitap bittikten sonra yorum yapmam genellikle. Onu buraya saklıyorum.
Bu kitabı ise daha çok kişiye ulaşsın diye instagramda da tavsiye ettim.
Yani bu kitap benim okuyun diye sizi zorlayacağım, diktatör damarımı harekete geçiren bir roman.
"Ne okuyayım?" diye sorduğunuz da "'Kıyıya vuran deniz kabukları'nı okumuş muydun?", diye cevap alacağınız bir roman.
Hepiniz okuyana kadar içim rahat etmeyecek.
Gerçekten güzel tepkiler okudum bu kitap hakkında.
Okumaya karar vermiştim ama her zaman olduğu gibi konusuyla hiç ilgilenmedim.
Kalın bir kitaptan bahsediyoruz burada. 600'den sadece 2 sayfa eksik.
Kitabı geç okuma nedenim bu. Sınavlar devam ediyorken kalın bir kitap gözümü korkuttu.
İyi ki beklemişim okumak için. Çünkü bir kez elime aldım mı bırakamadım.
Dora, parçalanmış bir aileye sahip genç bir kadın. Bebek sahibi olacağını öğrenince tekrar aynı şeyleri yaşayamayacağını, anneliğin ona göre olmadığını düşünerek korkmaktadır.
Tabii neden bu kadar korktuğunu günümüzden geriye dönerek biz de öğreneceğiz.
Üzülecek, kırılacak, kızacağız.
Hatta Dora'dan bile fazla kızdım ben :)
Yazarın diğer kitabını merak ettiren her kitap iyidir bence. Ben diğer kitabını merak ediyorum ^.^
600 sayfanın biran bile sıkmayacağı, güzel bir roman. Dramalardan ve kalın kitaplardan korkmayanların kaçırmaması gereken bir kitap.
Ve Jane Austen'in de dediği gibi "Eğer bir kitap iyi yazılmışsa onu her zaman kısa bulurum".
Instagramda kitap bittikten sonra yorum yapmam genellikle. Onu buraya saklıyorum.
Bu kitabı ise daha çok kişiye ulaşsın diye instagramda da tavsiye ettim.
Yani bu kitap benim okuyun diye sizi zorlayacağım, diktatör damarımı harekete geçiren bir roman.
"Ne okuyayım?" diye sorduğunuz da "'Kıyıya vuran deniz kabukları'nı okumuş muydun?", diye cevap alacağınız bir roman.
Hepiniz okuyana kadar içim rahat etmeyecek.
Gerçekten güzel tepkiler okudum bu kitap hakkında.
Okumaya karar vermiştim ama her zaman olduğu gibi konusuyla hiç ilgilenmedim.
Kalın bir kitaptan bahsediyoruz burada. 600'den sadece 2 sayfa eksik.
Kitabı geç okuma nedenim bu. Sınavlar devam ediyorken kalın bir kitap gözümü korkuttu.
İyi ki beklemişim okumak için. Çünkü bir kez elime aldım mı bırakamadım.
Dora, parçalanmış bir aileye sahip genç bir kadın. Bebek sahibi olacağını öğrenince tekrar aynı şeyleri yaşayamayacağını, anneliğin ona göre olmadığını düşünerek korkmaktadır.
Tabii neden bu kadar korktuğunu günümüzden geriye dönerek biz de öğreneceğiz.
Üzülecek, kırılacak, kızacağız.
Hatta Dora'dan bile fazla kızdım ben :)
Yazarın diğer kitabını merak ettiren her kitap iyidir bence. Ben diğer kitabını merak ediyorum ^.^
600 sayfanın biran bile sıkmayacağı, güzel bir roman. Dramalardan ve kalın kitaplardan korkmayanların kaçırmaması gereken bir kitap.
Ve Jane Austen'in de dediği gibi "Eğer bir kitap iyi yazılmışsa onu her zaman kısa bulurum".
Etiketler:
2015 okumaları
,
cassandra
,
hannah richell
,
kitaplar
,
orkinos yayınları
,
pandora
,
roman
,
secrets of the tides
16 Şubat 2015 Pazartesi
Evin Hanımı
Hani bazen okuduğum kitaplara yorum yazıp hiç duymamıştım ya da ilk defa senden duydum diyorsunuz ya, işte o zaman garip bir memnuniyet duyuyorum.
Size gerçekten bir kitap tanıtmış olduğum için.
Sanırım öyle bir kitap ile karşı karşıyayız.
Yoo senden duymadım, gayet tabii biliyordum hatta okudum, diye yorum yazma hakkınız saklıdır.
Neden böyle iddialı bir giriş yaptım?
Çünkü benim de daha önce başka bir yerde rastlamadığım bir kitap.
Güzel kapağı ve İrlanda çok satanlarda liste başı olmasından kelli ilgimi çeken bir roman.
Kitabın konusunu minimum spoiler ile nasıl özetleyebilirim bilmiyorum. Kitapta işlenen çok fazla konu var. Kasabadaki iki ailenin yıllardır süregelen çatışması, kasabaya getirilmek istenen yenilikler, bir aile travması..
Ama asıl konu yabancıların pek yaşadıklarını düşünmediğimiz gelin+görümce anlaşmazlığı.
Kitabın bazı yerlerde gereksiz ayrıntı verdiği, konuyu uzattığını düşündüğüm oldu. O gereksiz kısımlar olmasaydı ve beklediğim romantizm anlatılsaydı sanırım süper olurdu.
Aman Seyhan ille de romantizm mi olmalı okuduğun kitapta? demeyin. Sadece konu müsaitti.
Belki de, diğer konuların etkisi azalmasın, diye düşündü yazarımız kim bilir?!
Şöyle bir alıntıyla yazıyı bitirmek istiyorum:
Eğer Martha kendi yanlışlarını göremeyecek kadar kör ise, diye düşündü Kate, ben de benimkileri göremeyecek kadar kör olabilir miyim?
Bunu okuduğum zaman çok etkilendim. Bu bakış açısına sahip olmak, böyle düşünmek büyük erdem. Özellikle aile söz konusu olduğunda kusur aramaya kendimizden başlamalıyız.
Aile her şeyden önce gelir.
Etiketler:
2015 okumaları
,
alice taylor
,
evin hanımı
,
family came first
,
irlanda çok satanlar
,
kitaplar
,
maviyi seviyorum
,
orkinos yayınları
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)