22 Temmuz 2019 Pazartesi

Sekizinci Gün; Dresden

Birinci gün; Bulgaristan
Altıncı gün; Brugge
Yedinci gün; Volendam ve Amsterdam


Sekizinci günümüz biraz yoğun iki farklı ülkeden iki şehir var.
Bütün gece yolda Almanya'yı bir uçtan bir uca geçtikten sonra Dresden'de mola veriyoruz. Elbe'nin Floransası olarak adlandırılan bu şehirde biz sanırım sadece bir saat geçirip tekrar yola çıkıyoruz.


Kale avlusu olarak bilinen Zwinger'e girip hiçbir şey bilmeden turluyoruz. Burasının yapımı 1728'de bitmiş. Bahçesinde büyük bir çadır var. Düğünle alakalı bir şey. Hayır hiç de oraya girmedim! Vaktim olsa girerdim ama :))
Bu bahçe aynı zamanda farklı köşkleri de birbirine bağlıyor. Keşke biri bana anlatsa :)
Buraya hiçbir ücret ödemeden girdik bu arada. Ne güzel çekim yapılır burada var ya..


Oradan çıkıp meydandaki Frauenkirche/Kadınlar kilisesini geziyoruz. İkinci dünya savaşı sırasında bombalanıp moloz yığınına dönen kilise ancak 1990'ların başlarında orijinal taşlarıyla yeniden yapılmasına karar veriliyor. Yapılması çok zor görülüyormuş ama o kadar bağış yapılmış ki belirlenen tarihten bir yıl önce tamamlanmış.
Yani bu kilise bir çok şeyin simgesi.


Kapısında hani şu hareketsiz duran adamlar var ya turko turko, diye seslendi ben de selam verdim. Almanca Türk müsün diye sordu evet dedim baş parmağını kaldırdı :)) İnsanın hoşuna gidiyor.


Babam çok sıkı tembihledi. Dresden'de kahve içip kuru erikli tart yiyeceksin, diye. Ama vaktim kalmadı. O kafelerde ben de keyif çatmak, kahvemi içerken babamı görüntülü aramak isterdim. Ama Prag için yola çıkmamız gerekiyordu.
Tur programına görülecek şehirlerin sayısı artsın diye eklenmiş biz tura katılanların içinde nereyi gezdik acaba diye soru işaretleri kalsın diye götürüldüğümüz bir şehirdi.

Çok uzayacak bu yazı Prag için bir arkası yarın yapalım, olur mu;)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

söz sizin...