Pazarları hiç sevmem 2 de neyin nesi? diyenlerinizi, pazarları hiç sevmem (1) yazıma alayım.
Daha önce "pazarları hiç sevmem" filmi hakkında izlemeden atıp tutmuş bulunduğumdan başlık bu şekilde geldi.
İzlenecek onca güzel film varken kısa sürmesinden kelli, bu filmi izleyip aradan çıkartmalı, dedim.
Bir film ne kadar kötü olabilirse ancak o kadar kötü ve sıkıcıydı.
Soundtracki ise muhteşem bir Nil Karaibrahimgil parçası.
Ve bir de filmin ismi güzel, çok güzel.
Her şeyin bir amacı vardır ama hayatta değil mi?
Benim bu filmi izleyip beğenmemem, sonra bu yazıyı yazıp başlığına da Pazarları Hiç Sevmem 2 koymam belki de Pazarları Hiç Sevmem 2'nin senaryosunu benim yazmam gerektiğine dair bir işarettir.
Evet evet harika olay örgüsü dizilmeye başladı bile.
Öyle ki, birinciyi izlemeden ikinciyi izleyebileceğiniz türde bir hikayesi olacak.
Yani ki aman 'Seyhan ikincisi çekmeden birincisi izlemeliyim'in derdine düşmeyin :)
Her şey sizin için.
pazarları hiç sevmem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pazarları hiç sevmem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Aralık 2014 Pazartesi
9 Aralık 2012 Pazar
Pazarları Hiç Sevmem
Ben eskiden nasıl takip ederdim vizyonu.
Her hafta ekleri için alınan gazeteler ve aylık sinema dergileri annemi çıldırtırdı.
Hangi film ne zaman gelecek, eleştirmen ve izleyici yorumlarını yakından takip ederdim.
Bana ismi çok şey anlatan bir film: Pazarları Hiç Sevmem.
Adı yetiyor yani. Kafamda şahane bir senaryo oluştu. Ancak olumsuz eleştirilerden sonra, zaten beklentim de yüksek, diyerek gitmedim - izlemedim - bilmiyorum. Sadece hala merak ediyorum
İzlemediklerimizi kenara koyup izlediklerimize gelirsek - ki ben bu ara fena halde dizi izlediğimden çok az film izliyorum, bir Fransız - bir ABD - bir Alman filmi var bugünün önerilerinde.
Benimle daha önce film izleyenler bilir, film ilk başladığında jenerik bazen ilgimi çeker ve film hakkında notumu o dakika veririm.
Bu film başlarken de, ayy çok sevdim, diye notu verdim. Her zaman tutmaz bu arada ama bu sefer tuttu. Bir de ben bu kadını pek seviyorum, yüz hatlarına bayılıyorum falan.
Konusuna gelince. Konusunda gelmeyelim ya eğlenceli bir Fransız filmi, izleyin derim ben.
Müzikal severim ben. Durup dururken insanların birden şarkı söyleyip dans etmesini neden sevmeyeyim :)
Evlenme arifesinde bir genç kızın babasını bulma macerası diyelim konusu için.
Öyle ahım şahım bir film olmasa da müzikal sevenler, oyuncular için izleyebilir.
Doğu Almanya yıkılmadan kalp krizi geçiren 8 ay komada kalan kadının uyandıktan sonra, oğlunun değişimi ondan saklamasını anlatan bir film. Bunu kuzenim ısrarla tavsiye etmeseydi asla izlemezdim. Ya da başında sıkılır değiştirirdim. Siz de benim tavsiyemle başlarına biraz sabredip sonra çocuğa hayran kalabilirsiniz. hatta sonra sıkıldıkça filmin müziklerinde kaybolabilirsiniz ;)
İyi seyirler..
Her hafta ekleri için alınan gazeteler ve aylık sinema dergileri annemi çıldırtırdı.
Hangi film ne zaman gelecek, eleştirmen ve izleyici yorumlarını yakından takip ederdim.
Bana ismi çok şey anlatan bir film: Pazarları Hiç Sevmem.
Adı yetiyor yani. Kafamda şahane bir senaryo oluştu. Ancak olumsuz eleştirilerden sonra, zaten beklentim de yüksek, diyerek gitmedim - izlemedim - bilmiyorum. Sadece hala merak ediyorum
İzlemediklerimizi kenara koyup izlediklerimize gelirsek - ki ben bu ara fena halde dizi izlediğimden çok az film izliyorum, bir Fransız - bir ABD - bir Alman filmi var bugünün önerilerinde.
Hors de Prix (The Priceless)
Benimle daha önce film izleyenler bilir, film ilk başladığında jenerik bazen ilgimi çeker ve film hakkında notumu o dakika veririm.
Bu film başlarken de, ayy çok sevdim, diye notu verdim. Her zaman tutmaz bu arada ama bu sefer tuttu. Bir de ben bu kadını pek seviyorum, yüz hatlarına bayılıyorum falan.
Konusuna gelince. Konusunda gelmeyelim ya eğlenceli bir Fransız filmi, izleyin derim ben.
Mamma Mia!
Müzikal severim ben. Durup dururken insanların birden şarkı söyleyip dans etmesini neden sevmeyeyim :)
Evlenme arifesinde bir genç kızın babasını bulma macerası diyelim konusu için.
Öyle ahım şahım bir film olmasa da müzikal sevenler, oyuncular için izleyebilir.
Goodbye Lenin
Doğu Almanya yıkılmadan kalp krizi geçiren 8 ay komada kalan kadının uyandıktan sonra, oğlunun değişimi ondan saklamasını anlatan bir film. Bunu kuzenim ısrarla tavsiye etmeseydi asla izlemezdim. Ya da başında sıkılır değiştirirdim. Siz de benim tavsiyemle başlarına biraz sabredip sonra çocuğa hayran kalabilirsiniz. hatta sonra sıkıldıkça filmin müziklerinde kaybolabilirsiniz ;)
İyi seyirler..
Etiketler:
alman sineması
,
Audrey Tautou
,
filmler
,
fransız sineması
,
goodbye lenin
,
hors de prix
,
mamma mia
,
NİL KARAİBRAHİMGİL
,
pazarları hiç sevmem
,
the priceless
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)