kara kış beyaz düş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kara kış beyaz düş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Eylül 2014 Cuma

Fatma Erdek'i Tanıyalım mı?

Ben Fatma Erdek'in üç kitabını okumuşken etrafta hala Fatma Erdek'i tanımayan insanlar olması kanıma dokunuyor. Tamam abarttım ama istiyorum ki herkes tanısın. Tanımakla da kalmasın okusun. Okumakla da kalmasın sevsin.
Sizlere zorla sevdiremem değil mi? Ama tanıtabilirim. Belki sevdirebilirim de ^.^

Fatma Erdek 1969 Erzurum doğumlu. Eğitimini ise İzmir'de tamamlamış, İzmir'de yaşıyor.
Önceleri yazdıklarını takma isimle internet üzerinden paylaşmış. Forum yazarlığının kendisine cesaret kattığını ve iyi bir eğitimhane olduğunu söylüyor.

Fatma Erdek okumayı çok seviyorum. Cümleleriyle O bir ifadeyi anlatırken ben yaşıyorum. Ve daha önceleri forumlarda yazdığını bilmek bana, kim bilir daha ne cevherler vardır, diye düşündürüyor.

Melekler Zamanı yazarın basılan ilk romanı. Son kalfalık eserlerim diye düşünürken, yazdıkları öyle içine siniyor ki yayınevlerine göndermeye karar veriyor. Başta kalfalık eseri diye nitelendirdiği kitabı ilk ustalık eseri oluyor. Basılıyor.
Böylece forum yazarlığıyla kalmayıp, gittikçe büyüyen bir hayran kitlesine sahip oluyor.

Ben ilk Kara Kış Beyaz Düş isimli kitabını okumuştum.
Bazen olur ya öyle, kitap şöyle dursun yazarla bir bağ hissettim. Kitabı çok sevmekten öte bir şey bu. Zaten öyle olmasa kapı kapı dolaşıp Fatma Erdek röportajları okumaz, iki satır da olsa burada bir şeyler karalamaya çalışmazdım.

Kısacası, Fatma Erdek ne yazsa okurum, diyorum ben.
İyi ki okumuşum, iyi ki tanımışım.

5 Eylül 2014 Cuma

Melekler Zamanı

Fatma Erdek okumaya doyamıyor olmalıyım ki Erken Rüya Zamanlar biter bitmez bu kitaba başladım.
Aslında tatilde yanıma aldığım iki kitap da Fatma Erdek kitabıydı.
Fatma Erdek'in haberi olmasa da ben kendisiyle tatil yaptım :)

Fatma Erdek'in yayınlanan ilk kitabı olmasından kelli önceki okuduklarım kadar iyi olmasını beklemiyordum bu kitabın. Ama Erken Rüya Zamanlar'dan daha güzeldi. Kara Kış Beyaz Düş'ten daha kapsamlıydı. Sonradan öğrendim ki ilk basılmış ancak Erken Rüya Zamanlar'dan sonra yazılmış.


Nesil, iş görüşmesi için geldiği Datça'da gizemli bir adama ilk görüşte aşık olmuştur. Barlas kaldığı otelin sahibidir ve Nesil'e karşı ilgisizdir. Ancak Nesil kafayı bu adama takmıştır ve uğruna cesur denilebilecek adımlar atacaktır. Sonrası hiç de masallarda anlatıldığı gibi gelişmeyecektir.

Yusuf ise, küçük yaşta çok sevdiği ablasından ve evinden koparılarak yatılı okula verilmiş burada neye hizmet ettiğini bilmeden sevgisiz bir şekilde, bir gün kurtulur da ablasına kavuşur umuduyla yaşamaktadır.
Nesil ve Barlas'ın hikayesi 3. kişi tarafından anlatılırken Yusuf'un hikayesi ilk ağızdan anlatılmaktadır.
İki hikaye bir yerde kesişecek ve taşlar yerine oturacaktır. Peki okuyucuyu memnun edecek midir?
Tabii ki!

Yalnız Barlas'ın neden çocuk sahibi olamadığı, ya da bunu nereden öğrendiği muallakta kalmış.
Kitap 554 sayfa. İlk basıldığında 728 sayfaymış. Sanırım sadeleştirmeye giderken bu kısım kırpılmış.

Çok güzel bir anlatım, güçlü ve gerçek karakterler, başarılı bir roman.
Kapağına gelince.. Ephesus'ın  Fatma Erdek kitaplarına torpil geçtiğini düşünecek kadar güzel buluyorum ^.^

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Erken Rüya Zamanlar

Fatma Erdek'in yayımlanan son romanı.
Kara Kış Beyaz Düş beni öyle etkilemişti, ben o kitabı öyle sevmiştim ki, Fatma Erdek ne yazsa okurum, diye düşünmüştüm.
Bu kitabı bekliyordum.
Tatil için yola çıktığımda geldi kitabım. Kargo poşetini açmaya bile vaktim yoktu, poşetle beraber attım çantama. Tatil beklediğim gibi geçmezse bile seveceğim bir kitabı yanıma aldığımdan emin olmanın verdiği huzuruyla düştüm yola.


'Erken Rüya Zamanlar'da bir zaman bir aşk yaşamış ancak yanlış yönlendirmeler neticesinde ayrı düşmüş iki sevgilinin yollarının yıllar yıllar sonra tekrar kesişmesi anlatılıyor. Bir taraf, ki hatasının farkında, üzgün, pişman ve hala seviyor, diğer taraf ayrılığın nedenini hala tam çözememiş sinirli, kırgın ve hala seviyor.
Ve olayları bir Eser'in bir Nehir'in ağzından dinliyoruz biz.
Ve bu anlatımı seviyorum.
Sadece anlatımı da değil, Fatma Erdek karakterlerini bir başka sevdiğimi bir kez daha idrak ediyorum.
Hayatın içinden biz gibi karakterler. Karar veren, sinirlenen, bir an gaza gelmişken bir an yılmış, vazgeçmenin eşiğinde ya da vazgeçmekten vazgeçmiş..

Karakterler bahane bence, ben Fatma Erdek'i seviyorum!
Benim gibi Aile-Drama türü kitapları seviyorsanız.. pardon da ne duruyorsunuz?
;)

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Kara Kış Beyaz Düş

Bu kitabı okurken ayraç kullanmadım desem yeridir.
İki- üç kere elime alıp, bitirdim.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, artık yeni ve sevgili bir yazarım daha var: Fatma Erdek.
Bu kitap Fatma Erdek'in ikinci kitabı. İlk fırsatta ilk kitabını da okumak istiyorum.

Kara kış beyaz düş.
Kitabın ismi çok güzel, haliyle merak ediyordum; kitabın içeriğiyle uygun mudur, yoksa ilgi çeksin diye alakasız bir şey mi uydurulmuştur?
Kitabın ismi içeriğiyle örtüşmekte.
Sonra kapak.. çok güzel!
Ephesus kitaplarının en güzel kapağı belki de.


Sanki kitap arkasındaki tanıtım kötü mü?
O da süper!
Biliyorsunuz ben sürprizi kaçmasın diye kitap tanıtımlarını, konusunu, arka kapak yazılarını okumuyorum.
Bitirdikten sonra okuyorum ancak bu kitabın arka kapak yazısı okunur. Çok dozajında. (Her şey!)

Bu kadar övdüm ama daha konuya değinmedim. Elimden geldiğince gizemli olmaya çalışacağım.
Kitap hakime hanımın, 'bu davaya ben bakamam!' restini çekmesiyle açılıyor.
Hangi davadan bahsettiğini, resti neden çektiğini, oraya nasıl geldiğini, ailesini, nasıl aşık olduğunu geri dönüşlerle beraber bir bir öğreneceğiz.
Türü tam bir aile-dram. Biraz moraliniz bozulabilir okurken. Çok üzülerek okudum hatta sonu için kendimi hazırladım; mutsuz bir son olmayacaktı gerekirse kendim yeni bir son yazacaktım. Çünkü, bu kadar sevdiğim karakterlerin mutsuz olduklarını düşünmek istemiyordum. Peki benim bir son yazmama gerek kaldı mı? Onu da okuyunca anlayacaksınız.

Zeynep'in durumunu okuyunca, 'Aman anlatsın ne var?' diye düşünenler çıkacaktır. Bunu ben de ara ara düşündüm ama Selim'in, 'senin sözüne karşılık benimki', demesi beni bile ürpertti. Bizim toplumumuzda adam kadını öldürse bile "Kim bilir kadın ne yaptı?" deniyor çünkü.

Bu arada bir adet 'Güven' bulabilir miyiz bana da?
^.^