gençlik serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gençlik serisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2017 Pazartesi

Sarai

Şöyle rahat okunan bir kitap arayışındaydım ki, Sarai gözüme çarptı, yazık belki okunmayı bekliyor, gözüme çarpıp duruyordu.
Ancak ben biliyordum ki J. A. Redmerski sular seller gibi yazmıştır bir elime alsam yeterdi, hemen biterdi.
Ve öyle de oldu.

Sarai küçük yaşta annesi tarafından uyuştucu çetesinin başına verilmiştir. 9 yıldır zorla tutulduğu evden kaçmaya niyetlidir.
Victor soğukkanlı bir katildir ancak nedense Sarai, Victor'un kendisine yardım edeceğine emindir.

Çok çabuk okunan, tam yazlık bir kitap.
Bir günde, bilemediniz iki günde rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Ancak mantık hataları yok değil.
En başta kaçışı biraz fazla kolay olmuyor mu?
Bu arada kitap bazen Sarai'nin, bazen Victor'un ağzından anlatılıyor. Redmerski bunu hep yapıyor.
Yanılmıyorsam bu seri 6 kitaptan oluşuyordu. Bu Sarai'nin ve tabii Victor'un hikayesi. İkinci Kitabın isminden yola çıkarak Sarai'nin Izabel'e dönüşünün anlatıldığını söyleyebilirim.
Ancak serinin devam kitaplarını okumaya pek niyetim yok 😊

10 Ağustos 2017 Perşembe

Winter | Ay Günlüğü Serisi 4

Geldik mi serinin son kitabına.
İlk kitap Cinder
ikinci kitap Scarlet
üçüncü kitap Cress
-Ara kitap Levana
dördüncü kitap Winter

Levana'yı da okudum ama okurken çok sıkıldım. Pek gerek yokmuş ona. Onun hikayesi keşke aralara serpiştirilseymiş de bu kitap olmasaymış.
Ona blog yazısı bile hazırlamadım bu yüzden.
Ben şey diye bekliyordum mesela, hani bu her kötünün kötü olma nedenini öğrenince biraz sempati de ona duyacağız ama yok yani. 
Sevimsiz geldi sevimsiz gidiyor Levana.

GeçelimWinter'a.

Winter benim en sevdiğim karakter oldu.
Hem deli, hem güzel, hem iyi.
Levana'nın üvey kızı. Yani aslında kraliyet kanı taşımıyor ama halk onu çok seviyor ve neticede prenses.
Scarlet önceki kitapta aylılar tarafından esir alınmıştı ya, Winter'ın evcil hayvanı oluyor. Kai topluluğa geri dönüp kaçırılmasıyla alakası olmadığını söylüyor ve Levana ile düğünü Ay'da yapalım diye teklif ediyor.
Bunun üzerine bu seferki maceralar ayda gerçekleşiyor.
Serinin en kalın kitabı. 800 sayfa. Buna rağmen 4 günde mi ne bitti. Çok zevkli, zekice hazırlanmış kurgusuyla tıkır tıkır ilerledi.

Serinin yine en sevdiğim kitabı da bu kitap oldu. Çok ara vererek okudum aslında seriyi bi istediğim tempoyu tutturamadım ama sonunda bitti.
Sanırım biraz daha gençken okusaydım bayılırdım. Gene çok sevdim de yani biraz gençlere yönelik bu da bir gerçek.
Masal uyarlamalarını çok seviyorum ve Marissa daha neler yazacak merak ediyorum doğrusu.
Diğer kitabını da Winter'ı alırken almıştım. 
Bakalım onu ne zaman okurum?
Aranızda seriyi okuyan/okumayı düşünen var mı?

28 Mart 2014 Cuma

Tehlikeli Kızıl

Benimle ilgili bilinmesi gereken tek bir şey var; kazarım. Bulamazsam daha derinlemesine, daha şiddetle kazarım. Bulana kadar kazarım. Kazamadığım tek şey vardı o da kendi zihnim. İçini görmek istemiyordum.
           -Leah-

Dirty Red, bizdeki adıyla Tehlikeli Kızıl ya da benim dememle Fırsatçı II :)
Olivia'nın ağzından anlatılan Fırsatçı kitabının devamı olan Tehlikeli Kızıl'da anlatıcımız Leah!
Biz zaten ne menem bir mahluk olduğunu az çok öğrendik ilk kitapta, bakalım ikinci kitap fikrimizi değiştirebilecek mi?

I ıh yok anam, daha beter sinir oluyorsunuz. Tamam Olivia da sütten çıkmış ak kaşık değildi ama vicdanı sızlıyordu. Leah ise kendi vicdanına dokunmadan başkalarının daha doğrusu Caleb'in  vicdanını sömürmekte bir beis görmüyor.

Bu seriyi diğer serilerden ayırmak isterim. Geriye dönük boşlukları dolduran seriler, zordur. Yazar ustaca başarmış. Zira farklı bir karakter okuduğunuz belli. Leah açısından bakarken aynı olaya, tüm olay size hatırlatılıp sıkmıyor, sadece boşluğu dolduruyorsunuz.

Yazım yanlışları bu kitapta da vardı. Ancak hızla çevrilecekse üçüncü kitabın yazım yanlışlarını şimdiden hoş görebilirim. Zira anlatıcı Caleb Drake!
Bu arada Caleb'e bu kızlarda (başka bir terim kullanmamak için zor tuttum kendimi) "Ne buldun?!" diye acayip kızıyorum. Ve merakla serinin üçüncü kitabını bekliyorum.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Tanrıça'nın Mirası

2013 yılında beni en şaşırtan kitap şüphesiz Tanrıça oldu.
Çok severek okuduğumu Tanrıça kitap yorumunu yaparken belirtmiştim.
Kitabı sevdiğim için seri olmasına çok sevindim.

Sonra tabii ki serinin ikinci kitabı Tanrıçanın Savaşı'nı okudum. Sayfa sayısı azdı ve çok heyecanlı bir yerde bittiği için üçüncü kitap heyecanla okunmayı bekledi.
Genelde insanlar heyecanla kitabı bekler ama ben kitabı beklettim bu sefer. Neyse ki yıl bitmeden okudum.


Henüz okumayıp ama okumayı düşünenler olabileceği ihtimali nedeniyle konuya değinmemek en iyisi. Hislerime gelince...
İsminden dolayı her şeyi bekleyen bir moddaydım. Sonunu kestiremiyordum. Mutlu olsunlar, her şey düzene girsin istiyordum ama kitap bitmesin istiyordum.
Ben kitap bitmesin isterken kitabın iki günde bitmesi de büyük zalimlik doğrusu :)

Çoğu kişinin ilgini çekse de kitap, isminden dolayı bir çok hassas insanın uzak durmayı tercih edeceği bir kitap. Meraklısına, türü sevenlere tavsiyemdir. Ancak hem hassassanız hem de merak ediyorsanız, merak etmekle yetinin. Zira üçüncü kitapta aile bağları da işin içine girince; "Amaaann - off - düşünmek istemiyorum" moduyla okudum :)

Hassasiyetimizi bir kenara koyarsak ciddi anlamda çok başarılı bir gençlik serisi!
Umarım yazar hassasiyetimizden uzak kitaplar yazar da, vicdanımız sızlamadan bu yazarı okumaya devam ederiz. Çünkü ben çok sevdim!

Hassas ama meraklı birinden kitap yorumu okudunuz.