erik ağacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
erik ağacı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Temmuz 2017 Pazartesi

Kara Nehir

Geçen hafta sadece bir yazı mı yayınlamışım?
Ayıptır yahu! Yazılmayı bekleyen onca kitap yorumu, taslakta bekleyen onca yazı varken ben sadece bir yazı...
Haftaya eski günlerdeki gibi kitap yorumuyla başlayalım da, belki eski günlerdeki gibi hızımızı alamayıp yazarız da yazarız.

Kara Nehir, Arkadya kitaptan daha geçen ay çıkan ve daha önce de iki kitabını okuduğum Ellen Maria Wiseman imzalı bir roman.
Ellen Marie Wiseman Ardımda Kalanlar ve Erik Ağacı ile yaşanmış hikayelerden yola çıkarak oluşturduğu romanları bize sunmuştu.
Bu kez de kara Nehir ile, gerçekte yaşanmasa bile içinizi acıtacak ama gerçek olduğunu bilince daha da etkileneceğiniz bir roman hazırlamış.
Temel geçim kaynakları kömür madenleri olan bir kasabada zenginlerin maden işçilerini her türlü sömürmelerini anlatmasının yanı sıra, kömür kırıcı çocuklardan bahsediyor ki çocuklar 5-6 yaşlarında, 11 - 12 olanlar artık büyük bile sayılıyor.
Gerçekten yaşanmış olaylardan yola çıkması ne kadarının kurgu olduğunu sorgulatıyor insana inanmak istemiyorsunuz çünkü.
Misal ben çocuk işçilerinin yaşlarının abartıldığını düşünmeyi tercih ediyorum. Zira küçük el kasları tam gelişmediğinden doğru dürüst kalem bile tutamayan çocukların öyle madenlerde hem de o şartlarda çalıştığını düşünmek istemiyorum.

Yazarın ilk kitabında da çok etkilenmiştim ancak sanırım en etkilendiğim ve beğendiğim kitabı bu oldu.
Dram severler, sizlere göre bir kitap.

10 Kasım 2016 Perşembe

Erik Ağacı

Ellen Marie Wiseman ismi size tanıdık geliyor mu?
Arkadya Kitap okurlarına tanıdık gelmiştir.
Ellen Marie Wiseman Ardımda Kalanlar'ın yazarı.
Yazarın Arkadya Kitaptan ikinci kitabı olan Erik Ağacı ise gerek kapağı gerekse konusuyla yine ilgi çekici. Üstelik yaşanmış bir hikayeye dayandığı söyleniyor.

Yazar bu kez bizi İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanyasına götürüyor. Olayların henüz patlak verdiği zamanlara.
Biri yahudi ötekisi alman olan iki gencin yaşadığı aşk hikayesi etrafında yahudi soykırımını, nazi almanyası her almanın aynı olmadığını okuyorsunuz.
Yalnız ben yazarımız Ellen Marie Wiseman'ı anladım. Dibine kadar dram yazıyor, öyle böyle değil, artık yeter diye boğuluyorsunuz kitaplarında. İlk kitapta da böyle olmuştum.

Ben artık -ikinci dünya savaşı olsun yahudi soykırımı olsun doymuşum ve- okumak istemiyorum sanırım. Okurken zaten bildiğimizin dışında ne anlatabilir, diye düşündüğüm oldu. O noktada farkı olarak soykırımı desteklemeyen almanlar gözünden olaylara bakışından bahsedilebilir. Kitabın daha başlarından itibaren nazilerin uygulamalarının yersizliğinden bahseden ve devamlı -SS'lere karşı gelmeseler de- kendi içlerinde uygulamaları eleştiren bir aileydi, açıkçası bu başlarda bana çok zorlama ve günah çıkarma gibi geldi, uygulamalar sertleştikçe ailenin duruşu da sertleşse daha inandırıcı olurdu sanıyorum. Nitekim kitabın sonundaki yazar röportajını okuyunca, gençliğinde alman kökenli olmasının yaşattığı sıkıntılara bir cevap vermek istediğini anladım.

Ah neredeyse unutuyordum, kitapta çok fazla dram var demiştim ama ben en çok Christine'nin kız kardeşine üzüldüm.
Bu arada yazarın ilk kitabı olan Ardımda Kalanlar için neler yazdığımı merak ediyorsanız lütfen linke tıklayın ve merak etmeyin yazım bu kadar uzun değil :)
Ve son; 500 sayfalık ağır dram olması sizi korkutmuyorsa, kitabı okuyabilirsiniz ♥