elif şafak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elif şafak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2011 Pazar

Aşkın Gözyaşları

Her pazartesi kitap yorumu yaptığım zamanlar geliyor aklıma.
Her pazartesi kitap yorumu rutinimi haftada birden fazla kitap okuduğum için bozmuştum ilkin.
Şimdiyse...
Neyse, olur öyle arada :D


Hımm.. Düşünüyorumm...

Öncelikle bir link paylaşacağım sizinle bu kitap hakkında yazılmış başka bir açısı.
onu da okumanızı öneririm. İşte bu!

Çünkü kitabı doğru zamanda okumak önemlidir.
Belki benim için yanlış zamandı.
Niyeyse ben Mevlana ve Şems'in roman kahramanı olmasını sindiremiyorum :/
O yüzden bu tarz kitaplara son verme kararı aldım.
Elif Şafak'ın Aşk kitabı hakkındaki yorumum.
Aynı şeyleri tekrarlamak istemem.

Bunları göz ardı edip yorum yapmam gerekirse,
rahat okunan bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Arka kapak yazısına eklenen birde Nazan Bekiroğlu önsözü olunca insanın beklentisi tavan yapmıyor değil.

Ben, edebi bir yönünü görememenin dışında, sık editör hatası diye adlandırabileceğim hatalarla karşılaştım.
Konuşma çizgisi, paragraf yanlışları falan.
Ufak şeyler gibi gelebilir ama Şems'in konuşma çizgisi içinde Mevlana'nın verdiği cevabı okurken sinir oluyorsunuz.
Ya da başka bir olaya geçiş aynı paragraftayken.

Kimya'yı anlattığı kısım en sevdiğim bölümdü.
Okuduklarım içinde en güzeliydi, zaten o kısımlar bir çırpıda bitti.

Şems hakkında zaten çok şey okuduysanız okumamanızı, ancak Şems'i pek tanımıyor onu anlamak istiyorsanız önerebileceğim bir kitap.

Şems'in
Konya'dan ilk ayrıldığında
Mevlana'nın Şems için yazdığı bu şiiri
Yılmaz Erdoğan yorumuyla sizlerle paylaşmak istedim.
Bu kadar güzel bir şiir bu kadar güzel yorumlanırdı.
Ne kadar dinlesem doymuyorum.



6 Mart 2010 Cumartesi

Mahrem

"Mahremiyetin gitti mi elden,
sende gitmelisin tez elden"


Ne diyebilirim ki?

Uslanmıyorum, Elif Şafak okumaya devam ediyorum.
Elime verin kitapları, yazarları belli olmasın, Elif Şafak'ın dilini çekip çıkarırım içinden. Güzel uslübu var Allah için.
Ama yeterli değil. Benim de, onun da zamanına yazık.

Hiç beğenmedim ancak benim gibi geç yatan biriyseniz, bu kitabı okuyabilirsiniz;
maksimum 10 sayfa okuyup sonra sıkıntıdan sızıyorsunuz!

Dolayısıyla, evet, tavsiye etmiyorum!!







El yazısı güzel değil ama imza karizma ;)

5 Kasım 2009 Perşembe

Bit Palas Ve...

Bit Palas
Oysa ne severek almıştım seni, elimdeki kitabı bitirmeden başladım. Hiç beklemiyordum bunu yapmanı bana.

Sanırım Elif Şafak'ın en güzel kitabını en önce okudum. 'Siyah Süt'e bayılmıştım ve şimdi her kitabını bayılarak okurum diye elime aldığımda bir türlü memnun edemiyor beni.

Kitap bitti. Benim tepkim "Bu mu?!" oldu.
Gerçekten anlatımı çok güzel, kullandığı kelimeler çok hoş. Yalnız bende istediği kadar uzatabilecekmiş hissi veriyor. Yani şu konu biraz daha aç dersen hiç sıkıntı çekmeden bir kaç sayfa daha ekleyecekmiş gibi duruyor. Keza kısaltabilirde :) Zaten bende daha anlatacakmışta zor durdurmuşlar gibi bir izlenim bıraktı. Ama buna rağmen sıkıcı değildi.
Biliyorum aranızda favori olarak görenler vardır bu kitabı. Çünkü bende çok övgüler duyup okudum ama.. ama işte... :)

"... yaptıkları hazırlığın farkına bile varmayacak bir erkek için hazırlık yaptıklarının farkına bile varmamak, kadınlara has bir muammadır."

"...oysa sahipleri değil, sadece hikayeleri vardır eşyaların. Ve zaman zaman bu hikayeler,onlaa bulaşan insanlara sahip olur..."


Ve...
Korkma İnsancık Korkma...
Bu da 'Bit Palas' gibi Kültür Tv kampanyasından alınmış kitap. Okunulası, hızla akıp giden bir kitap. Arada boğazımın düğümlenmesine rağmen pek beğendiğimi söyleyemiyeceğim ama bunda kitabın sayfalarının eksik çıkmasının payı büyük sanırım. Başıyla sonu arasında bir bağlantı bulamayınca internetten sayfa sayısına baktım ve eksik olduğunu anladım :(
Benimle neden hala uğraşıyorsun Kültür Tv!!! Gıcık oldum iyice. Bir ara gidip D&R da son 15 sayfayı okumam gerekecek. Bu durumu Kültür Tv ye yazmadım bile, biliyorum ki pek umurlarında olmayacak!
Turgut Özakman'ın anlatımını pek sevdim. 'Şu Çılgın Türkler'i okumam gerekecek :)) O kadar övgüye rağmen o kitaptan hep uzak durdum, beni çekmiyordu nedense. Oysa şimdi okumam gerek illa diyorum. Ama şimdi değil yoo..
Yıl sonuna kadar yeni kitap almıyıp, önce elimdekileri bitirmeyi planlıyorum çünkü en son gelen en önce okunuyor:)))

Alın size uzun yazı. Daha da bugün yazı-mazı yazmam:))))
Görseller idefix

11 Ekim 2009 Pazar

Aşk



Nihayet ben de Elif Şafak'ın "Aşk"nı okudum.
Güzel akıcı bir kitaptı.
Yalnız çok övgü alan diğer her şey gibi bu da beklediğim gibi olmadı. Sanırım beklenti arttığı için, haliyle karşılanmıyor.
Gerçi bunun böyle olacağını biliyordum.

Elif Şafak aklımda nedense sıkıcı biri olarak kalmış. Köşe yazılarının sonunu getirebilmişliğim yoktu. Sonra okuyacak bir şeyler olsun diyerek "Siyah Süt"e başladım ve anlatımına, kendini yerden yere vuruşuna bayıldım. 'Siyah Süt' Elif Şafak'a olan ön yargımı kırdı, geçti. En sevdiğim kitaplar listesinde üst sıralara çıktı.
Anne olan, olmayan herkes okusada kadınların neler yaşadığını anlayabilseler.

Derken meşhur "Aşk"...
Sahilde 5 kadından 3ünün elinde olan bu kitabı ben, ancak okuyabildim. Ama keşke diyorum iyice etkisi geçip, popülerliği söndükten sonra okusaydım. Belki daha fazla severdim.

Değinmek istediğim bi kaç şey var:
Mesela kitapta 40 kuraldan bahsediyor. Okuyan ve okumayı düşünen herkes bilmeli ki; bu Elif Şafak'ın oluşturduğu kurallardır, Şems-i Tebrizi'nin değil.

Hem sonra Mevlana ve Şems-i Tebrizi'nin roman kahramanı olması beni huzursuz etti. Okurken bu düşünceden uzaklaşamadım.
"Bab-ı Esrar"ı da aynı duygularla okumuştum ama neden bilmiyorum 'Aşk' ta daha fazla huzursuz oldum.
Halbuki kitabın bana öğrettiği birşey varsa, o da kimseyi yargılacak olan ben değilim; ne Elif Şafak'ı, ne Ahmet Ümit'i.
İkisinde de benzer hatalar var ancak ben ikisine de hatalı diyemem. Zira haklarında hüküm vermek bana düşmez!

---

Sufilik yok herhalde, bende!
Hoş göremiyorum, nedense?