Doksanların sonralarında çıkan bir film vardı, Robert Redford oynuyordu, adı da "Atlara Fısıldayan Adam"dı.
Şüphesiz o filmin ismi bu kitap ismine ilham olmuş.
Ölüme Fısıldayan Adamın yazarı oldukça genç ve wattpad sayesinde ünlenmiş biri aslında.
Ben wattpadden değilse de wattpadde ünlenip çıkmış kitap çok okudum. Sevdiklerim de oldu sevmediklerim de, acayip popüler olduğu halde elime bile almak istemediklerim oldu, deli gibi sevilmesine neden olan şeyin ne olduğunu anlamadığım da.
Bu kitabın hikayesini herkes bilmez.
Büşra Yılmaz (kitabın yazarı)'ın hedefi aslında Ölüme Fısıldayan Adam'ı yayınlatmakken, ilk başta 4N1K isimli gençlerin hoşuna gidecek bir wattpad kitabı yayımlıyor wattpadde.
Beklediği gibi de gençler bayılıyor bu kitaba çok okunuyor ve yayınevlerinin dikkatini çekiyor. Yayınevleri Büşra ile iletişime geçtiğinde ikinci kitabını da öne sürüyor. Anlaşmayı ölüme Fısıldayan Adamı da dahil ediyor. Kabul edecekseniz böyle, diyor.
Öyle de oluyor.
Bundan yayınevinin kaybı olmaz tabii ki, değil mi?
Yeri gelmişken şuna da değinmek isterim. Kendilerini kaliteli okur olarak gören bazı kesim yayınevlerinin bu kitapları basmasına bile şaşırıyor. Ama bu kitaplar satıyor arkadaşlar. Yazarların imza günlerinde izdiham yaşanıyor. Gençler bu tarz okumayı seviyor size ne? :)
Ya zaten bir zaman sonra bu tarzdan o tarzdan şu tarzdan sıkılacak, başka yazarlar arayacak başka türler deneyecek. Müsterih olun yani, yalandan edebiyat için endişelenenler.
Bu konulara nereden mi geldim. Geçenler de bir kitap alışverişi yapmıştım ve videosunu paylaştım.
Burayı tıklayarak izleyebilirsiniz!!
Okuoku'dan alışveriş yapanlar bilir bir sürü de ayraç gönderir Okuoku. İçlerinde bu kitabın ayracı da var ama ben, bu ne ya?, diye atmış bulunmuşum.
Ayracı atmamdan rahatsız olan kitap hayranları çıktı. Çok usturuplu bir şekilde uyardılar beni. Tavırları öyle hoşuma gitti ki, kitabı da merak ettim.
Hiç aklımda yokken Ölüme Fısıldayan Adamı okumaya karar verdim. Belki yaza belki daha erken ama bir zaman, illaki!
Bu tip şeyleri genelde benden duyarsınız ama aranızda okuyanınız var mı, merak ettim?
kitap ayracı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap ayracı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4 Mart 2017 Cumartesi
Ölüme Fısıldayan Adam
Etiketler:
4n1k
,
abone olun
,
büşra yılmaz
,
epsilon
,
kitap alışverişi
,
kitap ayracı
,
ölüme fısıldayan adam
,
wattpad
,
youtube kanalım
10 Temmuz 2014 Perşembe
Belalı Düğün
Travis ve Abby.
İki genç üniversiteli.
Biri vücudu dövmelerle kaplı, dövüşlerde yer alan bir serseri, öteki babasından kurtulmak için eyalet değiştirmiş dikkat çekmemeye çalışan bir 'güvercin'.
Abby'nin son istediği şey, okulun en popüler çocuğuyla beraber olup dikkatleri üzerine çekmektir ancak gelin görün ki tam da ilk görüşte Travis'in dikkatini çekmiştir.
Bunu ve daha sonra neler olduğunu ilk iki kitapta öğrenmiştik. Tatlı Bela'da Abby anlatmış, ama bizi kesmeyince bir de Ayaklı Bela'da bir de Travis anlatmıştı.
Bu kitapta ise bir Abby bir Travis'in ağzından nasıl olup da aniden evlenmeye karar verdiklerini, arkasında hangi duygular yattığını öğreniyoruz.
Şüphesiz evleneceklerini zaten bildiğimiz ilk kitaptaki heyecan olmuyor. Ancak ben o büyük felaketten sonra aniden evlenmelerine bir mana verememiş, insanın az vicdanı sızlar, diye düşünmüştüm. Bu kitapta ise vicdanlarının sızladığı görmek bana iyi geldi açıkçası.
Sayfa sayısı oldukça az, ilk kitapların su gibi akan, merak ettiren etkisi olmasa da hemen bitirdim. İlk iki kitaptan yana bu kadar memnun kalınca bu kitabın sönük kalması normal bence.
Ama ilk iki kitabı okuyup da bunu okumadan duramıyorsunuz, duramazsınız, ben duramadım :D
Ayraç ise müthiş keyiflendiriyor beni. Yabancı Yayınları güzel bir ayrıntı yakalamış ;)
İki genç üniversiteli.
Biri vücudu dövmelerle kaplı, dövüşlerde yer alan bir serseri, öteki babasından kurtulmak için eyalet değiştirmiş dikkat çekmemeye çalışan bir 'güvercin'.
Abby'nin son istediği şey, okulun en popüler çocuğuyla beraber olup dikkatleri üzerine çekmektir ancak gelin görün ki tam da ilk görüşte Travis'in dikkatini çekmiştir.
Bunu ve daha sonra neler olduğunu ilk iki kitapta öğrenmiştik. Tatlı Bela'da Abby anlatmış, ama bizi kesmeyince bir de Ayaklı Bela'da bir de Travis anlatmıştı.
Bu kitapta ise bir Abby bir Travis'in ağzından nasıl olup da aniden evlenmeye karar verdiklerini, arkasında hangi duygular yattığını öğreniyoruz.
Şüphesiz evleneceklerini zaten bildiğimiz ilk kitaptaki heyecan olmuyor. Ancak ben o büyük felaketten sonra aniden evlenmelerine bir mana verememiş, insanın az vicdanı sızlar, diye düşünmüştüm. Bu kitapta ise vicdanlarının sızladığı görmek bana iyi geldi açıkçası.
Sayfa sayısı oldukça az, ilk kitapların su gibi akan, merak ettiren etkisi olmasa da hemen bitirdim. İlk iki kitaptan yana bu kadar memnun kalınca bu kitabın sönük kalması normal bence.
Ama ilk iki kitabı okuyup da bunu okumadan duramıyorsunuz, duramazsınız, ben duramadım :D
Ayraç ise müthiş keyiflendiriyor beni. Yabancı Yayınları güzel bir ayrıntı yakalamış ;)
Etiketler:
abby
,
ayaklı bela
,
belalı düğün
,
jamie mcguire
,
kitap ayracı
,
kitaplar
,
roman
,
tatlı bela
,
travis maddox
,
yabancı yayınları
8 Ocak 2014 Çarşamba
Kitap Ayraçları
Benim çok güzel kitap ayraçlarım var.
Çoğu hediye. Bu demektir ki çok kıymetli.
Ama gelin görün ki ne zaman kitabın arasına koyacak olsam bulamam.
O sıra elime ne geçtiyse kitabın arasına girip ayraç vazifesi görebilir.
Bazen telefonumu koyup, sonra unutup 'telefonum nerede' diye arandığım olur. Hatta bu çok sık olur.
Ama gazete benim işim değil!
Kaldığım yeri unutmamak için kitaplarımı ters çevirip bıraktığım da olur. Her türlü dağınıklıktan hazzetmeyen annemse kapatır ille kaldırır bir yerlere. Gazete onun eseri. "Madem kaldırıyorsun, bari lütfen arasına bir şey koy kaldığım yeri aramayayım" diye serzenişlerimin sonuç vermesidir. Ben görünce çok gülmüş, çok keyiflenmiştim :)
Ya buna ne demeli? :)
Çoğu hediye. Bu demektir ki çok kıymetli.
Ama gelin görün ki ne zaman kitabın arasına koyacak olsam bulamam.
O sıra elime ne geçtiyse kitabın arasına girip ayraç vazifesi görebilir.
Bazen telefonumu koyup, sonra unutup 'telefonum nerede' diye arandığım olur. Hatta bu çok sık olur.
Ama gazete benim işim değil!
Kaldığım yeri unutmamak için kitaplarımı ters çevirip bıraktığım da olur. Her türlü dağınıklıktan hazzetmeyen annemse kapatır ille kaldırır bir yerlere. Gazete onun eseri. "Madem kaldırıyorsun, bari lütfen arasına bir şey koy kaldığım yeri aramayayım" diye serzenişlerimin sonuç vermesidir. Ben görünce çok gülmüş, çok keyiflenmiştim :)
Ya buna ne demeli? :)
Daha dün kitabımın arasında ilaç kutusu vardı. Abartmıyorum. Özellikle koymuyorum. Ve koyarken kesinlikle farkında değilim. Ancak kitabı tekrar elime alıp okuyacağım zaman idrak ediyorum. İşte o zmn oldukça keyifleniyorum.
Şimdi bana doğruyu söyleyin. Sizin kitabınızın arasında ne var? Tam şuanda?
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)