Yıllar önceydi.. Nerdeyse onyıl..
Bir grup kız arkadaşımla büyük adaya pikniğe gitmiştik.
Her zaman kıyıda otururuz, kayalıklarda. Yukardan bakınca kimse yok gibi sanırsınız ama aşağıya inince kuytuya çekilmiş aşıkları görürsünüz. Aşıklardan kaça kaça dedik 'artık tamam şu kayanın dibinde kim varsa var orda oturalım'.
O kayanın dibinde de slipli bir adam güneşleniyordu. :))-slipli adamlar beni hep kikirdetir, david beckham hariç:))- Kikirdedik falan ama çaktırmıyoruz, bir yandan da inat etmişiz orda duracaz, rahatsız oluyorsa adam gitsin düşüncesiyle:)
Sonra bir muhabbet aldı gitti, bayaa oturduk, sohbet ettik adamla...
"Gül reçelini bilirmisiniz gül yaprağından yapılır, Seyhanda o gül reçelinin sıcaklığı var" demişti.
Şimdiye kadar duyduğum en orjinal iltifattı.
Herkes için bişiler söylemişti buarada, ama sadece bana söylediği aklımda :))
---
Yıllar sonra bugün..
Komşumuz gül reçeli yapmış bir kase de bize yollamış. Kahvaltıda kapağını kaldırınca miss gibi bir koku yayıldı ve bu hafızamın bir köşesine sıkıştırılmış anım gün yüzüne çıktı. Bende sizinle paylaşmak istedim.
Yaşlandım ya, bir zamanlar gençtim ve iltifat alıyordum demek istiyorum:)
Amaannn.. Gül reçelinin sıcaklığı mı olurmuş!:)