Bazı aşklar derin izler bırakır. Çekip gitmek yetmez unutmaya.
Kerem, gözlerinin içindeki ışıltıya yakalandığı an tutulmuştu Bade’ye…
Bade aşktı… Hayattı… Nefesti… Ateşe dokunmaktı…
Ona bakmak bile, ateşe âşık bir pervane gibi yanmayı kabul etmek demekti.
Bade aşktı… Hayattı… Nefesti… Ateşe dokunmaktı…
Ona bakmak bile, ateşe âşık bir pervane gibi yanmayı kabul etmek demekti.
Bade her hücresiyle âşıktı Kerem’e…
Hiç kimse onun gibi ürpertemezdi yüreğini, titretemezdi benliğini.
Hiç kimse onun gibi ürpertemezdi yüreğini, titretemezdi benliğini.
Ancak Kerem’in korkuları, Bade’nin güvensizliği, ayrılığı davet etmişti aşklarına…
Ama ayrılmak, aşktan vazgeçmek değildi.
Aşk bitmiyor, tutku dinmiyor, yürek söz dinlemiyordu…
Ama ayrılmak, aşktan vazgeçmek değildi.
Aşk bitmiyor, tutku dinmiyor, yürek söz dinlemiyordu…
Bade’nin yenemediği gururu ve vazgeçemediği inadıyla savaşabilecek miydi Kerem?
Bir savaş mıydı ki aşk?
Mutlu olmak için, diğer yarısının peşinden koşmalı mıydı insan?
Susmak yerine, haykırmalı mıydı aşkı?
Bir savaş mıydı ki aşk?
Mutlu olmak için, diğer yarısının peşinden koşmalı mıydı insan?
Susmak yerine, haykırmalı mıydı aşkı?
***
Şimdi dönersem biliyordum ki, tüm kuru dallarım yeşillenecekti. Ben yine serpilecektim en taze halimle etrafa. Fakat olmuyor, yapamıyordum. Derinlere gizlenmiş korkularım can bulup, gün yüzüne çıkıyordu. Onun diğer yarım olduğunu bilmek bile engellemiyordu beni. Usulca çekildim kollarından. Anladı üzerimdeki tedirginliği suskunluğumdan. Birkaç adım geri giderek nefes almamı sağladı kendince. Gözyaşlarımı silerek zaman kazanmaya çalışmak ne kadar aptalcaydı. Onun gözlerinden dökülenleri gördüğüm an, koptum hayattan. Buyduk biz işte! Kırık dökük aşk kanatları…
Şimdi dönersem biliyordum ki, tüm kuru dallarım yeşillenecekti. Ben yine serpilecektim en taze halimle etrafa. Fakat olmuyor, yapamıyordum. Derinlere gizlenmiş korkularım can bulup, gün yüzüne çıkıyordu. Onun diğer yarım olduğunu bilmek bile engellemiyordu beni. Usulca çekildim kollarından. Anladı üzerimdeki tedirginliği suskunluğumdan. Birkaç adım geri giderek nefes almamı sağladı kendince. Gözyaşlarımı silerek zaman kazanmaya çalışmak ne kadar aptalcaydı. Onun gözlerinden dökülenleri gördüğüm an, koptum hayattan. Buyduk biz işte! Kırık dökük aşk kanatları…