26 Nisan 2012 Perşembe

Rejim Karşıtıyım

Havalar ısındı ya, ben tatil moduna girdim.
Hele dünü hatırlamak istemiyorum. Bir ara, yanlışım var herhalde temmuzdayız, diye düşünmedim değil.

Kendimi dinliyorum bu ara.

Temizlik çekiyor canım bazen, temizlik yapıyorum.
Bazense browni çekiyor. O zaman da, browni yapıyorum.

Bazen sahile inip kitap okuyor, bazen uzun yürüyüşleri uzun dinlenmelerle taçlandırıyorum.

Yeni tarifler... yeni yerler... yeni filmler...

Sonuçta her gün yeni...

Rejim muhabbeti ise herkeste aynı.
Zayıflamasına gerek görmediğim kimselere ise benim verdiğim cevaplar aynı.

Kalabalık ortamlarda yenilen yemekler kilo aldırmaz.

Tatlıda gözünüz kaldığı halde yemezseniz daha fazla kalori alırsınız.

Kimse patates kızartması yememeye değmez!!!


Dr.Oetker'in Çikolata Şelalesini denedik geçen gün. Sonuç: Sevdik!
Ekranda görünen maç Barcelona-Chelsea. Ne romantik :D


Mini Magnum'lara da karşıyım!
İki ısırıkta bitiyor, hiç birşey anlamıyorum. Ama abim seviyor çünkü o da rejimde :D



Nohut Oda'da gördüğüm tuzlu minikler, Çeşnici Handan'ın mantar salatası ve Mine'nin fincan böreği ile aynı gün denendi, yendi, sonra sık kullanılanlara eklendi.


Islak kurabiyenin de, önceki denediklerimden aşağı kalır yanı yoktu. Sadece üstüne hindistan cevizi koymayı beceremedim :D
Tarifi ise nerden aldığımı hatırlamıyorum, nette aynı tarif bir çok yerde geçiyor. Mutlaka deneyin!


Knorr'un çabuk çorbaları gibi çabuk makarnası da sardı beni. Pek makarna denemez ama, sulu bırakmak gerekiyor çünkü, tam yumuşaması için.

Sizi bilmem ama ben acıktım.
Ne yiyelim?

18 Nisan 2012 Çarşamba

Ayşegül Dolmabahçe'de

İstanbul'da yaşayıp Dolmabahçe Sarayı'nı görmeyen yoktur sanıyordum.
Yanılmışım.
Siz de onlardan biriyseniz, yapımı 13 yıl süren; 6 padişahın, son halifenin ve Atatürk'ün ikamet ettiği; Türkiye'nin en büyük sarayı olan Dolmabahçe Sarayı'nı görmezden gelmeyi bırakın.
Sizi çağırıyor, duymuyor musunuz?


İlk gidişim değil, kaçıncı gidişim bilmiyorum.
Her gidişim farklı duygularımı uyandırıyor.


Bu sefer, mest oldum.
Devasa sütunların yanında küçücük kalırken o dönemi hayal ettim.

(saltanat girişi) 
 O dönemlerdeki insanlar hiç Dolmabahçe'nin bu halini hayal ettiler mi, acaba diye düşündüm.

Kuğulu Havuz ayrı güzel, yanındaki çiçekler ayrı, onların kokuları apayrı güzel...


Çıkmak istemediğimiz için bahçesinde ve cafesinde bolca zaman harcadık.


Çaylar gelmeden hemen önce;)

Giderseniz hediyelik eşyalara bakmayı bir hatıra almayı unutmayın.
Dünya güzeli Dolmabahçe magnetim, mutluluk sebebim :)


Bol fotograflı bir yazı oldu değil mi?
Çekmişim de çekmişim, içerde fotoğraf çekimi yasak ya, dışarda çıkarmışım acısını.
İşte bakınız Ayşegül*:

*Ayşegül, bana Şeyda'nın taktığı lakaplar biri :)
Yemek konusuna gelince...
Saraya yakınlığı nedeniyle, Dolmabahçe Sosyal Tesisleri tercih edilebilir.
Ancak Taksim'e ve tabii ki Beşiktaş'a yakınlığı nedeniyle, yemek, sorun olmaz diye düşünüyorum ;) 

17 Nisan 2012 Salı

Dün Gece Severken Bu Sabah Çok Korktum

Ya birşey rica edebilir miyim?
Hani şu blog blog gezerken birden bir şarkı yükselmeye başlıyor ya, çıldırıyorum.
Hepimizin playlisti var sonuçta.
Dayatmayalım, önerelim.
Diktatörlüğün anlamı yok, isteyen dinlesin ;)

Misal:


Hande Yener'le, Seksendört düet mi yapmış?
Dinleyelim
Ama ben şarkıyı ezberebiliyorum.
Nereden biliyorum?
Neyseki Google var ;) Hatırlatıyor...

Ünlü grubunun şahane bir şarkısı.
Orjinaline çok yakın bir derleme olduğu için çok sevdim, bu ara sık sık yüksek sesle dinliyorum.
Benim sesime de çok yakışıyor biliyor musun? O yüzden, bir de, yükses sesle eşlik ediyorum :D



İşte size iki versiyon. Dayatma yok dileyen dinlesin :D

Yalnız şarkının konusuna bakar mısınız? Düşman başına... :))))))))

16 Nisan 2012 Pazartesi

Teselliler Kitabı


Nasıl girsem söze?..
Altı çizili cümlelerle mi yapsam açılışı? Neden aldığımdan, kimin tavsiyesiyle okuduğumdan mı bahsetsem?

Özet isterseniz hele, bu kitabın özeti adında.

Zaman zaman sayfalarını açıp, rastgele ya da özellikle bir sayfasını açıp okuyacağım bir kitabım daha olduğu için seviniyorum.

Hayatımızda olan ya da olabilecek olumsuzluklara karşı sizi teselli eden, farklı bakış açısını sunan, örneklendiren, dikkate değer bir kitap.

Teselliye ihtiyacım olmadığını düşünürüm.
Düşünün ki ben bile sevdim.

Kitabın eksileri:
Sayfa düzenini hangi ilerizeka hazırlıyor bilmiyorum, bir de bu yarım yamalak yazıların olduğu sayfalar moda oldu başımıza.
Kitap 157 sayfa.
Ama bunun yarısı boş.
Yandan ve yukarıdan boşluk bırakıldığında estetik olduğunu mu düşünüyorlar yoksa bu sayfa sayısını çoğaltmak için adice bir hile mi?

Kitabın sonunda yer alan 'teselli etmeyen sözler' ile 'züğürt tesellileri ve boş lakırdılar' kısmı da, o kadar gereksiz, o kadar basit geldi ki bana, severek okuduğum kitabı gıcık olarak kapattım.
Yazar önsözde kendince açıklama yapmış bununla ilgili ama, bu benim düşüncemi değiştirmedi.

13 Nisan 2012 Cuma

Ne İzlemiştik?

Şu cuma vakti yazdığım posta bak.
Herkes "hayırlı cumalar", "mutlu haftasonları" derken, ben burada yağışlı geçmesi beklenen haftasonu için size film önerilerinde bulunuyorum.

Bir daha düşündüm de benimki de iyiymiş :)

Uzun zamandır yazmıyordum hatırladıklarımdan kısa kısa bahsedeyim ve bu bahsi kapatalım ;)

Black Swan


Evet yeni izledim ne olacak?
Çok beğendim ama!  İçinde bale geçtiği için sıkıcı bir film bekliyordum. Ne kadar yanılmışım.
Bu filmin yaş sınırlaması var mı?
Bence olmalı ;)

Crayz Heart


Hiç mi sevmedim bu filmi?
Hiç sevmedim :/
Jeff Bridges neden Oscar almış, onu da anlamadım. Oysa severim kendisini.
Iyy bir de Colin Farrell faktörü vardı ki...
Onu her gördüğünde midem kalktı. Hiç sevmiyorum o ayrı da..
Filmde saçları uzundu, nefret ederim.
Küpeliydi, öğğ kusmam gelir.
Hele o çirkin, pis ensesi..
Daha az sevemeyeğimi sandığım Farrelden tiksinti noktasına getirdi bu film beni.
Kusura bakma Colin. Sen de bana bayılmıyorsun sonuçta ;)

Prince of Persia


Ben aslında bu filme şans vermezdim de, orda burda gayet güzel yorumlar okuduktan sonra kayıtsız kalamadım işte.
Yoksa hiç sevmem Jake Gyllenhaal'ı. Kardeşini de sevmezdim zaten.
Ama film güzel. Hareketli. Eğlenceli.. Hoşça zaman geçirebilirsiniz yani tavsiye ederim.

Salt


Ben aslında Angelina Jolie de sevmem diyeyim de, tam olsun :D
Öyle bir şey demeyeceğim ama siz de çok seviyorum sanmayın.
Beklediğim gibi hareketli bir filmdi. Sonunu hiç beğenmedim, sanırsınız devam edecek.
Aksiyon sevenler, hele ki Angelina'yı güzel bulan, güzel kadınların aksiyon filmlerini seven birileri varsa aranızda  arayı fazla açmadan izlesinler diyor film konusunu kapatıyorum ;)

Adam gibi bir romantik-komedi film tavsiye edememişim ya yazıklar olsun...

11 Nisan 2012 Çarşamba

Atlas Etkisi

Bu ara takmış durumdayım.
Mesela atlas desenli bir çanta var aklımda.
Mesenger tipi olsun, Canom sığsın, rahat etsin.
Alsanıza bana :D

Oyy konudan sapmayalım ama ciddiyim isterseniz alabilirsiniz yani :P

Beni hayallere daldıran bir dekorasyon önerisi paylaşmak istiyorum sizlerle.


Dekorunu kendim yapacağım bir evim olduğunda böyle bir köşesi olsun istiyorum.
Beni hep zinde tutar böyle bir köşe.

Mütevazı hayallerim depreşti yine.
Evimde böyle bir köşe, kapımda(!) jetim olsun.
Ben gözlerimi kapatıp bir yer seçeyim ve oraya gidelim...

Kocam da pilot olsun! Evet evet olsun!
Malum jet masrafları çok oluyor. Ben de makul biri sayılırım pilota vereceğim parayla jetime yakıt yaparım.

Ne tutumlu insanım maşallah!

Kaynak eklemeyi unutmayalım: freshome

10 Nisan 2012 Salı

Ben Bir Ceviz Ağacıyım

Evet doğru tahmin Gülhane Parkı'nda.
O kadar uzun zaman olmuş ki gitmeyeli.
Güneşli bir pazar günü toparlanıp gidince hepimiz, en son ne zaman gittiğimizi düşündük.
Ortalama 20 yılda karar kıldık.

Bıraktığımız gibi  değildi.
Büyülü bir yerdi Gülhane..
Bundan 20 yıl önce.
Etrafta gezinen insanlar, kuru kalabalıktı sadece.
Baloncusu, Pamuk şekercisi kalsaydı bari geriye.


Ben aynı kaldım mı ki, Gülhane aynı kalsın gerçi?
Güzel bir nostalji oldu.
Avrupa yakasına ayak basmamızla yabancı dile geçmemiz, bütün günü bir turist edasıyla yaşamamız, Gülmekten çenemizin ağrıması da yeni hatıralarımız arasında yer alsın.

Bir de müze gezdik.


Hımmm.. İçerde hoş kızlar var gibi ;)





Biz o gün sadece kıtalar arası yolculuk yapmadık, zamanda da yolculuk edip geçmişe gittik...

Not (eklemesem olmaz): Yemek için Cankurtaran'a geçildi ;)