Giriş cümlesi bulmakta zorlanıyorum.
Ya da içimde çok fazla parmaklarımın ucuna gelmeyi bekleyen kelime olduğundan nereden başlayacağımı kestiremiyorum.
Melike'nin hediyesinden bahsetmem lazım mesela, nasıl girsem konuya. Direkt dalsam mı?
Daldım gitti.
Melike dediğim sizin Mel benim Melo.
Bir gün bana dedi ki; "Ben seni çok seviyorum, illa sana hediye göndereceğim" ay yok zahmet etme falan, "yok valla olmaz yollayacağım da yollacayağım adresini ver". (Tamam bu kadar coşkulu söylememiş hatta beni sevdiğini de söylememiş hatta ben de bu kadar nazlanmamış olabilirim ama yani teşbihte hata olmaz - ay yoksa o tasvir miydi?)
:)
İyi peki tamam madem ısrar ediyorsun, dedim adresimi verdim...
...
Üç nokta yetersiz kalır beklediğim süre için.
Bu süre zarfında Melo'ya merhaba, diyorum, ay hastayım kargon hazır yollayacağım,
instagrama fotosunu beğeniyorum, ay Seyhan ilk fırsatta hediye geliyor.
Yani hediye gelmediği gibi benim Mel ile aram da açıldı. Kıza "n'aber?" bile diyemiyorum, utanıyorum hediyeden kelli soruyorum sanıyor.
Gel zaman git zaman, bu gerilime daha fazla dayanamadım Melo'ya mesaj attım:
Hani la benim hediyem?
Tutuştu tabii. Tutuşacak elbet.
Hemen ertesi gün geldi kargom :)))
Yiğidi öldürsem de hakkını veririm. Nokta atışı yapmış.
Mest etti beni.
Her şeyi düşünmüş, çok da tatlı bir not yazmış.
Ama İtalya'dan aldığı mask yolda kırılmış.
Kahroldum ki ne kahroldum.
Nasıl?
İyi ki baskı yapmışım, değil mi, hediyemi gönder diye? :)
Öyle bana hediye göndereceğim deyip gönderememezlik edemezsiniz efendim.
Söke söke alırım hakkım olan hediyeyi ^.^