Çok şükür yavaş yavaş dizi aleminden elimi eteğimi çekiyorum.
Nedense eskisi kadar zevk almıyorum, sıkılıyorum, saçma geliyor.
Ya yaşımdan ya da eskisi kadar güzel diziler/filmler çekilmediğinden.
Bir de şu var tabii, eskiden erişimin bu kadar kolay olmadığı dönemlerde seçiliyor önümüze en beğenilen en tutulan diziler/filmler geliyordu. Şimdi dediğim gibi çekilen her şeyi seçip izleyebiliyoruz ve kötüsünü seçe seçe iyisinden de oluyoruz belki de.
Bu diziyi zevkimi bilen ve zevkine güvendiğim kuzenim "izle bak" dediği için izledim.
Demek ki artık onun tavsiyeleri konusunda da seçici olmam lazım :)
Netflix dizisi olan Bridgerton'ı instagramda paylaştığımda elen yorumlara inanamadım. Ne kadar insan izlemiş böyle! Ve Netflix dizisi deyince ayrıca +18 sahneler var demeye gerek kalmıyor, değil mi?
19.yy başlarında geçen bu hikayede, siyahi dükler düşesler hatta kraliçe bile var. Hikaye bu ya, kralın gönlünü siyahi bir kadına kaptırması, siyahi bir kraliçe olması aralarındaki sınıf farkını kaldırmış. Bu yüzden köle falan değiller günümüzdeki gibi eşitlik hakim.
Kimse yadırgamıyor. Zaten olması gereken bu olduğu için.
Bana tuhaf geldi arkadaşım, yemezler. Ömrümüz geçti bu hikayelerle.
İzlerken izlerken ya dedim ne kadar Julia Quin romanları gibi..
Julia Quin de çok okumadım he yanlış anlamayın ama okudum :)
Ya ama bunu derken inanın bilmiyordum, gerçekten Julia Quin romanından uyarlanmış :)
Instagramdan gelen bilgilendirmeler sağ olsun şimdi hakkında çok fazla bilgiye sahibim.
Önce bu sezondan bahsedeyim sonra da kitaplarla birleştireyim.
Dizinin ilk sezonu Daphne Bridgerton'un sosyete takdim edilmesi ve kraliçenin gözdesi olmasıyla başlıyor. Sosyeteye takdim edildiği yıl içinde düzgün bir evlilik yapmazsa sonraki seneler bu şansı giderek azalacağını bildiğinden kızımızın derdi yağlı bir kapı bulmak. Ama devir öyle bir devir, yadırgamıyoruz.
Kraliçenin gözdesi olduğu halde son anda ortaya çıkan Bayan Thompson bi' bakıyoruz tüm ilgiyi üstüne çekiyor ve Daphne uyuz Lord Bilmemne'ye kalıyor.
Bu arada bir de babasının ölümüyle dük unvanı kendisine kalan bir dük çıkageliyor. Tabii ki Dük çoooook yakışıklı. Bütün anneler kızlarını onunla tanıştırmaya çalışıyor ve Dükümüz bu durumdan çok sıkılıyor çünkü asla evlenmek gibi bir niyeti yok.
Daphne ile ikisi birlikteymiş numarası yaparak, Daphne'nin kısmetlerini arttıracak, Dük'ün ise yakasını kadınlardan kurtarmasını sağlayacak..
Lady Whistledown -itiraf edelim ismi bir harika- ise tüm olan biteni bize anlatacak.
Baştan sonra tahmin edilebilir bir hikaye idi. Lady Whistledownın kimliği de dahil.
Yoo ben tahmin edemedim, diyen var mı?
Instagram yorumlarında ve bu diziyi bana tavsiye eden kuzenim, Penelope ve Eloise'e bayılacağımı söylediler. Bingo!
Dizide en sevdiğim karakterler bu iki genç hanım oldu.
Dizinin en ufaklarını oynamalarına rağmen yaşları diğer oyunculardan bayağı büyük bu arada.
Şimdi kitaplara dönersek, kitaplarda patlama olması muhtemel. Dizinin uyarlandığı kitaplar Türkiye'de Epsilon yayınlarından çıkmış. Hadi gene iyisin Epsilon. İsimler sırasıyla şöyle:
Yüreğe Söz Geçmiyor
En Çok Beni Sev
Son Söz Aşkın
Rüyalar Gerçek Olsa
Sonsuz Sevgilerimle
Sana Muhtacım
Öpüşünde Saklı
Dizi de yedi sezon olacakmış ve her sezon bir kardeşin hikayesi anlatılacakmış.
Ben diziye devam etmem arkadaşlar, sadece izlersem sıra Eloise'e geldiğinde izlerim diye düşünüyorum. Erkek kardeşlerde daha sapkın sahneler olacağını da tahmin edebiliyorum.
Yani bu dizi beğenildi falan ama, Fatih Murat Arsal'ın kitaplarını uyarlasalar bizde.. onun ayarında bir şey bu. Neden bu kadar abartıldı? En çok izlenen diziler arasında 4. sıraya çıkmış şimdiden.
Gerçi nedeni de belli ya neyse.