31 Ocak 2017 Salı

Bridge to Terabithia

Bak şimdi bu filmi yazmayı nasıl atlamışım.
O kadar sevmiştim ki!

Küçük çocukların düş gücünü kıskandıracak, biz ne zaman bu kadar büyüdük, diye hayıflandıracak bir film.
Kolay sosyalleşemeyen ve pek arkadaşı olmayan Jess mahallerine yeni taşınan, öz güveni yüksek Leslie ile karşılaşır ve Leslie Jess'i hayal dünyasıyla tanıştırır.
Leslie Jess'in hayatına çok şey katar ancak..

Leslie rolünde AnnaSophia Robb'u görüyoruz. Charlie'nin Çikolata Fabrikası filmindeki sakız çiğneyen kız.
Seviyorum ya, güzel olduğu kadar oyunculuğunu da beğeniyorum.
Hatta bu yazıyı hazırlarken bir filmine daha denk geldim. Çok benlik gibi duruyor.
İzlersem haberiniz olur 😉
Ama izlemeyenler varsa, önce bu film! Lütfen!

30 Ocak 2017 Pazartesi

Heidi Büyüyor

Arkadya Kitabın Büyüklere masallar dizisinin ilki Heidi, ikincisi Heidi büyüyor idi.
Heidi yazıma linkten ulaşabilirsiniz.

Heidi Büyüyor'un yazarı, Heidi'nin çevirmeni.
Hikayeyi devam ettirmiş ve Heidi'nin genç kız oluşunu bize göstermek istemiş.
Sayfa sayısı oldukça az ve karakterlere sadık kalınmış.
Heidi bu kez yatılı okulda, Alp dağlarının özlemini çekiyor.
Hayali ise kendi köyünde öğretmen olmak..
Çok şirin.
Güzel bir devam kitabı olmuş. Hepinizin Heidi için dileyeceği şeyler ayrıca, üzücü bir şey yok, hadi mutlu olun..😊

Kapaklar harika ama ya..
Büyüklere Masallar dizisinin sıradaki kitabı ne ve nasıl olacak acaba...

27 Ocak 2017 Cuma

Sosyal Medya; Merak Duygumuzu Öldürüyor mu, Perçinliyor mu?

Sosyal medya sayesinde 10 yıl öncesinden çok farklıyız.
Akıllı telefondan önceki hayatımızı hatırlayan kaldı mı?
Kaldıysa ne kadar değiştirildiğimiz konusunda bana katılır.

Şimdi sosyal medyanın hayatımıza nasıl sızdığını ve evrimi anlatmayayım. Çünkü eminim konuyu başka yerlere çeker asıl konudan uzaklaşırım.

Geçenlerde annem evini tadilat eden komşusuna gitti. Biz de yakın zamanda tadilat geçirdiğimizden tadilat kısmında annemden çok yardım aldı. Döndüğünde annem evi bana anlatmaya başladı. Bazı yerlerde bizimkinden yaptırmış bazısında annemin uyarısını dikkate almış ve yaptırmamış falan.
Bir şey fark ettim merak etmiyorum.
Oldum olası çok meraklı, iz süren, bir şeylerin peşine düşen biri olmadım zaten ama bu devirde başka insanlara kıyasla kendimi ilgisiz olarak görüyorum.
Açıkçası bunu da, insanların sosyal medyada yerli yersiz paylaşımlarına bağlıyorum.
Aradaki gizem kalktıkça ilgi azalıyor, cazibesini yitiriyor.

Doğrusu bazı insanların sırf merak duygusunu tetiklemek için -akıllıca- bazı şeylerini gizlemeye çalıştıklarını görüyorum. 
Bu çoğunlukla çocukları oluyor, yine paylaşıyorlar ama çocuğun yüzü objektife dönük değilken mesela. Hiç paylaşmasa olmaz. Bunu yapamaz çünkü.. çatlar.
Evladı var onun herkes bilmeli. Ne de güzel giydirdiğini ne güzel imkanlar sunduğunu ne kadar sevildiğini. Ama yüzü gözükmesin! Neden? İşte az evvel anlattığım şeyden.
Zerre kadar merak ediyorsam...

Instagram hesabımı aylar önce dondurdum. (İyi ki dondurmuşum bu arada o kadar güzel mesajlar aldım ki ♥ ♥) Engellediğimi sananlar, başka hesaplardan beni bulmaya çalışan ama soramayanlara müjde! 😂
Normalde bu kadar uzun bir ara vermeyi düşünmüyordum açıkçası. Her an dönebilirim de aslına bakarsanız. İşin garibi dönmeyi iple çekmiyorum. Dönersem bir menfaat uğruna olacak, zinhar özlediğim için değil 😊
Ama ben instagram hesabımı dondurmadan evvel de hesapta kim ne paylaşmış diye göz atmıyordum. Bir şey paylaşacağım zaman girip üsten rastgele birkaç fotoğrafa bakıp çıkıyordum. 
Merak etmiyorum derken, stalk yapmıyorum derken samimiyim. Hatta keşfetime düşmesin diye engellediğim o kadar insan vardı ki! 

Aaa hepten de meraksız ruhsuz heyecansız biri değilim bak. O dolandırıcı sözde psikolog Socialmom'ı arada bir aratıp kaç bin takipçisi çıkmış diye bakıyorum ne yalan söyleyeyim. (Şu ana kadar 20 bin hesap takibi bıraktı. Geriye kalanların yarısı meraktan takip ettiğini, yarısının da normal olmadığını düşünüyor, ne sebeple olsun hala takip edenleri asla anlamıyorum)

Ama işte bu benim. 
Bazısında da tam tersi. Küfrettiği insanların hesaplarına girmeden duramıyor. Eltisigil yemekte ne yemiş, bugün görümcesi nereye gitmiş? Sevgilisi kimin fotoğrafını beğenmiş kime yorum yapmış ve dahi ona gelen yorum ve beğeniler kimlerden her an kontrol altında. .. 

Eee, şimdi söyleyin bakalım, sizde durumlar nasıl?
Sosyal medya; merak duygunuzu öldürüyor mu, perçinliyor mu?

Modanisa Eşsiz Kap Modelleri İle Şıklık Saçıyor

Muhafazakâr giyim tarzının küresel çapta bir markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Modanisa; Türkiye’nin dört bir yana verdiği hizmet haricinde dünyada birçok kıtaya ve ülkeye alışveriş imkânı tanıyor. Muhafazakar tarzlar için fonksiyonel ve alternatif giyim seçenekleri oluşturan Modanisa, ürün yelpazesinde şal çeşitlerinden pardösülere kadar oldukça geniş bir alanda alışveriş yapılmasını sağlıyor. Öyle ki sitede birbirinden özel tasarımcılar, özel koleksiyonlar ve modanın nabzını tutan yenilikçi ürünler satılıyor. Her yaş grubundan insana hitap eden sitede casual tarzdan resmi tarzlara, özel günlerden özel gecelere kadar envai çeşit tarz seçeneği bulunuyor. Siteyi ziyaret eden ziyaretçi aynı anda hem günlük kombin oluşturabiliyor hem de özel bir davet için abiye elbise seçebiliyor. Tesettür giyimin ihtiyaç duyduğu tüm ürünleri sitesinde bulundurmasıyla kişilere tek siteden verimli bir alışveriş fırsatı sunan Modanisa; muhafazakar giyimin modaya yön veren önemli temsilcilerinden kabul ediliyor. Hanımlar, her yeni sezonun koleksiyonlarını Modanisa ile takip ediyor, yeni tasarımcıları ve tasarımları yine Modanisa ile anında görebiliyor.

Modanisa ürün kataloglarına bakıldığında ziyaretçiler tarafından özel bir ilgiye sahip olunan kap modelleri dikkat çekiyor. Modanisa öncesinde sadece sınırlı model seçeneğine sahip olan kap modelleri Modanisa’nın satışa açılmasıyla birlikte kap modellerinin zarif, tarz, farklı ve şık olabileceği gözler önüne serildi. Günlük, resmi ve özel davetler gibi farklı sınıflarda modellerin bulunduğu kap’lar, elbette farklı yaş gruplarına uygun modellere sahip. Modanisa’da yer alan her bir kap modeli, modanın trendlerine göre incelikle tasarlanarak sitedeki yerini alıyor. Kap seçeneklerini inceleyen her hanım, kendi tarzını yansıtacak en ideal modeli bulabiliyor, kapların şık ve korunaklı yönünü şık bir şekilde yansıtabiliyor.

Kap modellerine yakından bakıldığında farklı marka ve tasarımcıların özel koleksiyonları göze çarpıyor. Her sezon yeni ürünler satışa çıkan site güncelliğiyle ziyaretçilerini cezp ediyor. Bu konuda ziyaretçilerine yenilikçi ve modaya uygun, güncel bir alışveriş deneyimi sunan site, cazip fiyatlarıyla da hanımların ilgisini kazanıyor. Özel fırsatlar, indirimler, kişiye özel indirim kuponları, hızlı teslimat, ücretsiz kargo gibi ayrıcalıklı hizmetlerin bulunması Modanisa’yı vazgeçilmez kılıyor.

26 Ocak 2017 Perşembe

She-Devil

Ben bir ara çok film izledim.
Bunun nedeni de bir ara hiç film izleyememiş olmam. Ne kısır döndü.
O kadar çok yazmak isteyip de yazamadığım film yorumu var ki.
Tabii bir de işin vicdan boyutu var.
Okumaya özendirmek başka da film izlemeye özendirmek biraz vicdanımı sızlatıyor.
Vicdanımı sızlatması işe yaramıyor ama görüyorsunuz yine kendimi film yorumu yazarken buluyorum.

She-Devil 1989 yapımı. Ne varsa eskilerde var dedirtiyor.
Acaba bu Meryl Streep'in giremeyeceği bir kılık var mı?
Çünkü bu filmde de tutkulu pembe romanlar yazan bir yazarı canlandırıyor. Dahası bir yuva yıkan kadını oynuyor. Ama hey dostum! Bu sefer yanlış kadının kocasını elinden aldın!

İntikam hikayesini komik bir şekilde anlatan bu filmi sıkılmadan izleyeceğinize eminim.

25 Ocak 2017 Çarşamba

Sen Bunu Okuduğunda Ben Ölmüş Olacağım

Go Kitap'tan çıkan ve genç yetişkin kategorisinde olan bu kitap benim ilgimi öncelikle güzel kapağıyla çekti.
İddialı bir de ismi var kitabın.
Kitabın içeriğini de az çok tahmin etmenize neden oluyor.

Daelyn daha önce birkaç kere intihar girişiminde bulunmuş, son intihar girişiminde konuşmasında hasar meydana gelmiş ve hala intihar eğilimi olan bir kızdır.
Oldukça kilolu olan Daelyn küçük yaşlardan itibaren akranlarının zorbalıklarına maruz kalmış, bu zorbalıklar onun daha da içine kapanmasına, kendini iyice yemeğe vermesine neden olmuştur.
Ailesi kendince doğru olan şeyleri yaparken Daelyn daha da yıpranmıştır.
Daelyn anne ve babasına karşı da çok katı.
O anlatmasa nereden bilecekler oysa.
Tamam her yıl okul değiştirmesi Daelyn' e bir fayda sağlamıyor ama Daelyn de kafayı ölmeye taktığından hiç çaba sarfetmiyor.
Annesi hüsranla sonuçlanan bir arkadaş toplantısı sonunda "hiç çaba sarf ettin mi bari?" diye sorunca Daelyn annesine değilse de bize neden benim çaba sarfetmem gerekiyor?, diye soruyor.
Öyle tabi. Bazılarının arkadaş bulmak için mutlu bir hayat sürmek için çaba sarf etmesine gerek yok. Ama işte bazısının var.
Anne ve babasının onsuz daha iyi olacaklarını düşünüyor ama işte olmayacaklar Daelyn. Bunu aslında sen de biliyorsun. Annenin arkadan kafayı sıyırmasına neden olacak anlamsız bir kağıdı yok ederken söylüyorsun bunu aslında.
Bu tip kitaplar gençlik kitabı diye geçebilir ama ben öncelikle ebeveynlerin sonra eğitmenlerin okuması taraftarıyım.
Gençlere de, maalesef bazılarımızın çaba sarf etmesi gerektiğini söylemek isterdim. Ama bu çabaya değer, çünkü sonunda elde edeceğimiz şey bizim mutluluğumuz oluyor...

24 Ocak 2017 Salı

Melania Trump Stili Ve Daha Fazlası

Melania Trump ve stili dedim ama belli ki kadının bir stili yok.
Ama fiziği var, güzelliği var ve daha da önemlisi parası var.

Kıyafetini siz de benim gibi çok beğendiyseniz neden şimdi stili yok ki diyebilirsiniz tabii. Ben de hemen açıklarım elbette.
O da kıyafeti göremlerin akıllarına hemen Jackie Kennedy'i  getirmesi.

Akıllara Jackie'nin gelmesi kıyafetin kötü bir seçim olduğu anlamına gelmez. Ancak amacın ne yani Amerika'nın en sevilen First Lady'si taklit edersen seni de severler diye mi bunu tercih ettin?
Bence bu tarihi anda kendine özgün bir kıyafet giymeliydi.
Yine de dediğim gibi renk seçimi kısa ceket, ah o eldivenler (J.Kennedy'de de var). Harika.
-Yaw ısrarla kendimle çelişiyorum-
Ama baksanıza nasıl kötü denir ki?


O yüzden ben yanlış demeyi tercih ediyorum :)

Benim asıl favorim Ivanka Trump bu arada. Ondan da bahsetmeliyim:


Ivanka, Donald'ın büyük kızı. 35 yaşındaki Ivanka tercihi, işte bu dedirtiyor. Ivanka'nın kıyafeti ise Oscar de la Renta'ya aitmiş.

Gelelim açılış partisine...
Hemen iki kıyafetle biter mi bu yazı?
Unutmadan bu yazı twitterda bana yapılan bir istek üzerine hazırlandı. Yoksa benim aklımda Trump ailesinin stilini incelemek yoktu :)

46 yaşındaki Melania'nın açılış partisi kıyafetini de çok beğendim. Çok zarif bence. Abartısız. Beyaz olması da tabii beklenen bir şeydi. (ki bakınız şimdi beni o görseli buldurmakla uğraştırmayın ama kampanya zamanı giydiği tek omuzlu beyaz tulumu da harikaydı!)

Zarif! Fiziğini konuşturmuş. Bana da söyleyecek söz bırakmamış.
Ama Donald neyse de Amerikalılar bu kadını hiç sevmiyor ya. Ne kötü yorumlar yapmışlar, sormayın. Benim de bağrıma basasım geliyor bu kadar sevilmediğini, eleştirildiğini gördükçe 😂😂

Aynı zamanlarda Ivanka..

Muhteşem değil mi? 😍

18 Ocak 2017 Çarşamba

Scarlet | Ay Günlüğü 2

Serinin 2. kitabına Cinder'dan birkaç kitap sonra başladım.
Peş peşe okuyup bıkmayayım ama çok ara verip de olayları unutmayayım istedim.
Hiç beklemiyordum ama Scarlet'i Cinder'dan daha çok sevdim.

Scarlet, bir kırmızı başlıklı kız hikayesi.
Yani alt yapıda kırmızı başlıklı kız hikayesi var, üst yapıda bambaşka hikaye ve tabii bir de yarım kalan Cinder'ın hikayesi ve bu yarım kalan hikayeyle yeni başlayan Scarlet hikayesinin kesişmesi.
Nasıl yeterince karışık anlattım mı?
Uzun uzun yorum yazamayacağım - ne yazılabilir ki- ama yazarın hayal gücünü kıskanıyorum.
Acaba film olsa nasıl olur? Güzel olur sanki..

Ay günlüğü serisi ilk kitap Cinder
İkinci kitap Scarlet
Benim sıra üçüncü kitap Cress'de.
Adım adım dördüncü kitap Winter'a yaklaşıyorum..
Bana yetişin 😉

17 Ocak 2017 Salı

Lindsay Lohan Müslüman mı Oldu?

Maşallah subhanallah.

Dünyaca ünlü oyuncu Lindsay Lohan'dan bahsediyoruz.
Hatta birkaç yıl öncesine kadar yaşantısındaki uçarılıklar ayyuka çıkmıştı hani.
(düşünün uçarıkların ayyuka çıkması nasıl olacaksa)
Tam o uçarıkların sonunda müslüman oluyor söylentisi çıkmıştı. O zamanlar kendisini takip etmiş ya nesi müslüman olmuş bunun diyordum.
Ne kadar kötüyüm?! Ne kadar yüzeyselim?! Ne kadar şüpheciyim?!..

O sıralar kamu cezası almıştı ve görevine giderken elinde Kuran-ı Kerimin ingilizce mealiyle görüntülenmişti.
Yine mi aymadın be Seyyoş..

Geçtiğimiz aylarda da Türkiye'ye gelip Suriye'li bir aileyi ziyaret etti biliyorsunuz.

Son olarak instagram hesabından tüm fotoğraflarını kaldırıp profiline Aleyküm selam yazması, henüz resmi bir açıklaması olmamasına rağmen islamiyeti seçtiğine yoruldu.
Açıkçası ben de öyle düşünüyorum.

Sene başında 11. sınıf öğrencilerimden biri sormuştu:
Hocam bir insan yetmiş yaşında müslümanlığı seçti, yetmiş yaşına kadar yaptığı tüm hatalar günahlar silinecek mi yani dedi?
- Evet, dedim, bizim inancımıza göre böyle.
- Ulan şansa bak, dedi 😂

Allah hidayeti dilediğine verir.
Müslüman ülkede doğup müslüman kimliği taşıyan ezik insanlar, müslümanlığı karalamak için türlü tweetler atıp kendi diniyle dalga geçip artık hani egosunu tatmin etmeye çalışıyorken, Amerikalı oyuncu, model tutup islamiyeti seçiyor.

Sıradan bir blogger olan mest oluyorum. Mutlu oluyorum.
Elhamdülillah.
Welcome sis!

"Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır."(Saff, 61/8)

16 Ocak 2017 Pazartesi

Çin Seddi

Üç boyutlu filmler başımı ağrıtıyor gerekçesiyle onlardan kaçınıyordum fakar Fantastik canavarlar nelerdir ve nerede bulunur filmiyle 3 D sinemayla barıştıktan sonra bu kez de Çin Seddi'ni 3D  olarak izledim.
E üstünüze biraz kan falan sıçradığından iğrenç, canarvar sizi ısırmaya çalıştığından biraz korkunçtu haliyle.
Ancak film arkadaşımın da eğlenceli olmasından kelli çok zevkli bir film seansı geçirmiş olduk. Ön koltuktakiler de aynı görüşteler mi ondan pek emin değilim 😂

Öncelikle, bu film yazısını hazırlarken fark ettiğim bir şey var ki filmi online izleyebilirsiniz. Film sitelerinde mevcut. Tabii bunu bilmeden filme gittim ama filmi izlerken de tam sinemada izlemelik bir film diye düşündüm.
Çin Seddi'ne dair birçok efsane varmış, bu filme konu olan da bu efsanelerden biri.
Matt Damon oynadığı William karakteri ve Pedro Pascal'ın canlandırdığı Tovar karakteri siyah barutun peşinde olan hırsızlardır. Çölde geçirdikleri bir sırada kendilerine bir "şey" saldır. Çok hızlı sinsi korkunç ve yeşil. İlk etapta anlaşılmıyor tabii ama sonradan öğreneceğimiz şekliyle tiksindirici 🙈 
Neyse işte bu ikili, peşine düşen yerlilerin kovalamasından kaçarken "duvara" tosluyorlar ve burada esir alınıyorlar. Burada siyah barut olduğunu öğrenince buradan kurtulmadan evvel götürebildikleri kadar kara barut götürme derdine düşüyorlar.
duvarı o canavardan korumakla görevli binlerce asker var burada. Komutan da güzel bir çinli kadın olunca aşk da olacak diye bekledik ama.. Spoiler olmasın hadi.
Askerler konumlarına göre renk renk giyinmişlerdi. Komiğime gitti bu renk cümbüşü açıkçası. Ama görsel olarak zevkliydi izlemesi. Ne kadar saçma olursa olsun.
Bi' de ben Matt Damon'ın çarpık gülüşünü özlemişim ya.
Filmin imdb puanı 6 falan.
Ama ben beğendim. Hem güzel, hem korkunç, hem de eğlenceliydi, en azından -dediğim gibi- bizim açımızdan :)
Son zamanlarda şöyle şahane film izlediniz mi?
Öneride bulunsanıza bana 😊

13 Ocak 2017 Cuma

Heidi

Arkadya Kitap geçtiğimiz senenin sonlarında "büyüklere masallar" dizisi çıkarmaya -Heidi ve Heidi büyüyor ile - başladı.
Bana da hediye olarak gönderilmişti.
Size bu yazımda ne kadar güzel olduğundan, ciltli bez kapaklarının harikalığından bahsetmiştim.

Şimdi de kitap yorumuna gelelim.
2016 bitti ancak 2016'da okuğum kitaplardan vaktinde bahsetmediğim için kitap yazılarım bitmedi.


Heidi, izlediğimiz Heidi aslında.
Heidi'nin yaşlı ve huysuz amcaya teslim edilişinden sonra tekrar geri alınıp Clara'ya götürülüşü, Heidi'nin yaşadığı sıkıntılar ve alışma süreci, kendini sevdirmesi, geri dönmesi..
Çoban Peter, Peter'ın büyükannesi..
Hepsi anlatılıyordu.
Hiç yabancılık çekmeden okuyabilirsiniz.

Büyüklere masallar dizisi dedik ama bu kitap için söyleyebilirim ki, çocuklar için daha uygun. Sadece sayfa sayısı fazla olabilir çocuklar için o da zaten on yaş ve üzeri için sıkıntı olmayacaktır.

11 Ocak 2017 Çarşamba

2016'nın En Güzel Düğünü ve En Tatlı Çifti

Blog düğün bloguna dönmeden buna bir son vermeliyim.
O yüzden benden artık sık sık düğün yazmamı beklemeyin.
Si bekledikçe ben yazıyorum, ben yazdıkça siz bekliyorsunuz, buna bir son verelim :)

2016'nın en güzel düğününü ve en tatlı çiftini yine kendi oylarımla seçtim :)

Hiç şüphesiz en güzel düğünü Burcu Biricik ve eşi Emre Yetkin'in düğünleri oldu.
Son derece samimi bir düğün gerçekleştirdiler ve acayip tatlılar.
Çok mutlu olsunlar.

Daha fazla bilgiye ve fotoğrafa bu yazımdan ulaşabilirsiniz.

Bu arada 2016'nın en sevimsiz çifti olarak, düğündeki dansıyla kendinden iğrendiren Neslihan Atagül sayesinde Kadir ve Neslihan Doğulu çifti oldu.

Yok mu arttıran?

10 Ocak 2017 Salı

2016'nın En Güzel Gelinliği

2016 yılında o kadar düğün haberi yazdıktan, gelini damadı inceleyip, gelinlikleri eleştirdikten sonra 2016 yılının en güzel gelinliği yazısı gelmeliydi.
Size de sordum ama pek yanıt alamadım.
Gerçi benim kafamda belliydi kimi seçeceğim.
Sizinkiyle uyuşacağını düşünüyorum.
Tüm 2016 düğün yazılarıma bu linkten ulaşabilirsiniz.

2016 yılında gelinlerin çoğu alabildiğine sade gelinlik seçtiler.
Ancak benim favorim devasa kuyruğu ve çiçekli gelinliğiyle Selma Çilek oldu.
Selma Çilek'in Gelinliği hakkındaki tüm detaylara eski yazımdan ulaşabilirsiniz.
Bu da çok bi' bayıldığım fotoğraftır ayrıca!

Yarınki yazım, en güzel çift ve en güzel düğün olacak.

Peki nasıl? Tutturdum mu? Sizin de favoriniz Selma Çilek'ti değil mi?

9 Ocak 2017 Pazartesi

Golden Globe'un Kazananı Pembe!

Dün akşam Oscar öncesi ödüller olarak da bilinen ( bilinmiyor da olabilir) Altın Küre Ödülleri sahiplerini buldu.
Oscar ödüllerinden daha rahat havada geçer Golden Globe, yemek yenir yuvarlak masa da oturulur falan..
Oscar gibi resmi değil. Ama yuvarlak masa olduğu için bazıları arkasına dönmek zorunda kalır sahneyi görmek için ki eğer ben gitseydim kesin o kişi ben olurdum 😏

Golden Globe kırmızı halı geçişinde ünlülerin "sarı rengi"ni tercih ettikleri gözlemlenmiş ancak benim dikkatimi Pembe çekti.
Daha önce bu kadar pembe giyildiğini hatırlamıyorum.

Hemen birkaç tanesini paylaşalım.
 

 

 

 

Arada çok güzel elbiseler var değil mi?Özellikle 2-3-6. fotoğraftakiler favorim.
(görsel kaynak JustJared bu arada)
Yine de favorilerimi buraya koymadım. Aslında Priyanka Chopra ve Busy Phillips'in elbiselerini beğendim. Adını bilmediğim Mavi bir elbise giyen kadın vardı çok hoştu. Reese Witherspoon da sarı sade hoş bir elbise giymişti, sarı olmasa eminim onu da beğenirdim. Ama benim sarıyla aram yok :)
Peki sizin favorileriniz var mı?

8 Ocak 2017 Pazar

Tesettürde Kar Modası

Tesettürde gelinen son nokta bu.

Bazen fazla söze gerek olmaz.
Bu da onlardan biri. Söylemek istediğim her şeyi siz zaten anladınız.

3 Ocak 2017 Salı

Şükran Ovalı'nın Gelinliği

Futbolcu Caner Erkin ile oyuncu Şükran Ovalı dün Roma'da evlenmiş.
Bu çift hakkında tüm bilgim bu.
Önce yazmayayım dedim.
Ne bu ben düğün yazarı mıyım? dedim.
Hem gelinliği de belli olmuyor? dedim.
2017'de de düğün yazacak halim yok dedim.
Ama sonra dedim ki yaw yazdığım düğün haberi olsun, gelinlik olsun, magazin olsun..
Zaten hayat yeteri kadar acı dolu.
İyi şeylerden bahsedelim.
Misal..
Neyse eski defterleri açmak istemiyorum ama bu Caner çok çekti.
Fotoğraflara da bayıldım. Umarım çok mutlu olurlar.

Aldatanlar gün yüzü görmesin, ömür boyu aldattıkları insanların kahkahasına maruz kalıp kimse tarafından hatırlanmasınlar.

2017'de de bol bol düğün olsun, tüm uzatmalı sevgililer evlilik teklifi alsın, tüm bekarlar hayalindeki eşe+işe+paraya ve sağlığa kavuşsun (bekarlara torpil 💪), tüm gelinler düğünden evvel zayıflasın en güzel gelinliği  giysin, görümceler sevilsin,  kaynanalar sayılsın, gelinin kız kardeşi topuzu abartmasın, altın düşsün, geline kayin pederi trabzon hasırı taksın..

Bak iyi ki yazmışım Caner'le Şükran'ı. Bissürü dua ettim hepimize.
Yok mu arttıran, amin diyelim?!

2 Ocak 2017 Pazartesi

Cinder | Ay Günlüğü 1


Çok konuşulan deli gibi merak ettiğim, alsam mı almasam mı, okusam mı okumasam mı, diye çok kararsız kaldığım ancak sonunda indirime dayanamayıp o sıra çıkmış olan tüm kitaplarını aldığım serinin ilk kitabı Cinder'den bahsedeceğim bugün sizlere.
Ama öncesinde, bu  ay günlüğü serisinin hikayesini dinlemek için okuoku.com alışverişimi anlattığım videoma buyurunuz.



Masal uyarlaması çok seviyorum ben. Masal uyarlaması filmleri de izlediğime denk gelmişsinizdir. Dolayısıyla bu Ay Günlüğü serisi çok ilgimi çekiyordu. İsmi bile çok güzel Ay günlüğü Serisi. Değil mi?
Ancak biliyorum ki bookstagram yaş ortalaması oldukça düşük. Dolayısıyla benim hoşuma gitmeme ihtimali yüksek.
Ama ben gençlik kitaplarını okumayı çok seviyorum ve henüz bıktığımı düşünmüyorum.  O zaman sevmem olası.
Yine de çok fazla övülüyor ve beklentimi arttırıyor. Belli ki hayal kırıklığı yaşayacağım.
...
İşte aynen bu tereddütler içindeydim.
Görüntüsü ve konusu ilgimi çekiyor ancak şişirilip şişirilmediğini merak ediyordum.
Sonra okuoku.com'da 9.90 tl olunca "Alalım mı Seyoş?" dedim. "Alalım!" dedim. Aldık.
Ancak işte ben aylar aylar sonra nihayet seriye başladım.

Kitapları almamın hikayesi bu, peki konusu ne?

Cinder, adından da anlaşılacağı üzere bir Cinderella hikayesi. Yalnız bu hikayede Yeni Pekindeyiz. Masalların aksine teknoloji çağındayız. Hatta Cinder'ımız da bir cyborg. Yarı insan yarı robot ve bir mekanik ustası. Prensin droidinin bozulması üzerine ilk karşılaşmaları gerçekleşiyor ancak tabii ki Cinder ondan mekanik kısımlarını saklıyor. İlk etkileşim. İlk sır.
Bitti mi bitmedi.
Ayrıca Yeni Pekin'in veba mikrobuyla başı dertte ve tek kurtuluşları Ay Kraliçesi Levana olarak gözükmekte.
3. kitaptan sonra bir Levana novellamız (yani yan kitabımız) var. Merak ediyorum evet. tıpkı daha 2. ve 3. kitabı okumadan 4. kitap olan Winter'ı merak etmem gibi.
Winter bu arada Levana'nın üvey kızı. Yaniii Pamuk Prenses!!
Tüh spoiler verdim Levana'nın kötü kalpli olduğunu öğrendiniz.
Ama bu zaten bir sır değildi. Spoiler ise hiç değil. korkmayın. Şaka yaptım. Şaşıracak çok şeyiniz var.

Kitap hakkında görüşlerime gelirsek...
Kitabı sevdim mi? Sevdim. Bayıldım mı? Hayır.
Bunun kitabın aşırı övülmesiyle bir alakası olabilir mi? Kesinlikle!

Klişeden orijinal bir hikaye çıkarmayı başarmış Marissa Meyer. Kitabı sevmemi buna bağlıyorum.
Bayılmama gerekçem ise sevgili ergenlerin aşırı övgüsü ve benim -her ne kadar arada ergene bağlasam da- artık ergen olmayışım olabilir.

Bu arada seriyi arayı açmadan tamamlamam gerektiğine inanıyorum yoksa geçmiş kitapları unutunca tadı kaçabilir gibi. Zaten merak da ediyorum.

Tavsiye eder miyim?
Bu kitap hakkında okuduğunuz tek yorum buysa, evet.
Yok benim gibi, çok yorum okumuş ve çok övülen şeylerden yeteri kadar lezzet almadığınızı düşünüyorsanız, biraz daha kararsız kalabilirsiniz. Yani siz bilirsiniz.