28 Aralık 2018 Cuma

Ben Bir Gürgen Dalıyım

Bu kitabı çok kişinin elinde övgüyle bahsederken gördüm.
Bir ara çok popülerdi hatırlarsınız eminim.
Bir gün okuyacağımı biliyordum ama bakalım o ne zaman olacaktı...
Hepsiburada.com'dan yaptığım bir alışveriş sırasında amaan, dedim, kargo ödemeyeyim bir de kitap alayım, diyerek kitaplar kısmına girdim, bu kitabı gördüm ve attım sepete.
Bu kitabın alınış öyküsü bu.
Okunuş öyküsü ise..
Kasım ayında artık hiçbir kitap bitmeyince bir de buna başlayayım diyerek aldıktan çok kısa sonra okumaya başladım. Alınıp yıllarca rafta bekleyen kitapların kaderini yaşamadı yani.
İyi ki yaşamamış ama. Böyle içim sıcacık oldu okurken.


Bu videonun 3.45' itibaren kitap hakkında daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.
Bu arada kanalıma abone olup.. off tamam ya keyfiniz bilir.

23 Aralık 2018 Pazar

Mazhar Alanson Ve Yandım..Yandım..

Geçen gün çok istediğim bir şeyin yarısı gerçekleşti. Ya da 1/3'ü gerçekleşti diyelim.
O kadar istiyorum ki senelerdir bir MFÖ konserine gitmeyi.
Bir türlü nasip olmuyor, benle MFÖ konserine gelecek adam bulamıyorum. Ama sonunda Mazhar Alanson konserine gidebildim.
Yeeyy!! Çok mutluyum.

Mazhar Alanson Yandım yandım şarkısını söyledikten sonra bu şarkısını Medine'de yazdığını söyledi.
Of dedim asla aklıma gelmez sanatçı olmak böyle bir şey herhalde... Aklıma başka hiçbir kötü düşünce gelmedi. Tabii ki rezil tweetleri görene kadar..
Neymiş..
Bir kadına yazdığı o kadar belliymiş ki..
Neymiş..
Daha önce Peygamberimize yazdığını söylemiş..
Neymiş..
Herkes hangi kadına bile biliyorken ne gerek varmış bu açıklamaya.
Neymiş..
Neyse şerefsiz Can Dündar'ın ne dediğini yazmayacağım zira daha önce kendisi bile bahsetmiş işin aslından, şerefsiz olunca vatan haini olunca bu şekilde çamur atması da normal aslında.
Yeri geldi madem şu adamın adı da geçti bu yazıda, belki aynı kişiden nefret ettiğiniz için takip ediyor sözlerini beğeniyorsunuz falan ya.. yapmayın. O sizin tarafınızda değil.. bir terörist bir vatan haini değilseniz sizin tarafınızda değil. Uyanın! Hoşunuza giden şeyler söyleyebilir. Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir. Fikirlerinizi vatan haini bir şerefsiz üzerinden ifade etmeye ihtiyacınız olduğunu sanmıyorum.

Konsere dönersek, bilmeyenler için anlatayım. (Bundan daha önce de bahsetmiş ayrıca onu bilerek okumaya devam edelim.)
Şarkıyı söyledi ve ben bu şarkıyı Medine'de yazdım dedi. Birinci gün defterime yandım diye not alıyorum. İkinci gün ah ki ne yandım yazmışım.
Ben size bunu açıklamasam, bunu bilmeyince siz bu şarkıyı bir aşk şarkısı olarak dinliyorsunuz.
Sonra bana şarkılar söyleten bir kadın mevzusu olmuş herhalde. (Koptuk burada.)
Ya da öyle hayal etmişim de yazmışım. Ama ben öyle kolay kolay yaşamadığım şeyleri yazan biri değilim, dedi.
Böyle notlar alır, sonra toplarım, onlardan şarkı çıkarmak da bu fakirin işi, dedi.
Hatta burada, ya bak nasıl yazılıyor şarkılar, diye düşündüm. Profesyonellik. Adamın mesleği bu.
Tam diğer şarkıya başlayacakken de, Baka baka doyamadım hem kokladım da Kabe'yedir mesela. Ama siz bunu dinlerken aşk şarkısı zannedersiniz, dedi.. Alkış kıyamet.. sıradaki parça..

Peygamberimizin (s.a.v) mübarek kabri Medine'de. Peygamberimiz için yazdığını söylediyse de doğrudur yani.
Kabe ise Mekke'de.
Bilmeyenler için, Medine ve Mekke farklı şehirlerdir. Adamın toplama yaptığı da tutuyor yani.
Kendisine yeniden şarkılar söyleten bir kadını da inkar etmiyor.

İşin içine din karıştı mı nedense herkes bir garipleşiyor.
Arkadaşım Mazhar Alanson cennete girerse sana yer kalmayacağından mı korkuyorsun?
Yoksa cehennemde birlikte takılmayı hayal ediyordun ona mı bozuldun?
Bir insan hem şarkıcı olup hem Allah'ı sevemez mi?
Hani dindarlık belirli bir kesimin tekelinde değildi. Hani insanın kalbi önemliydi.
Bu yapılan şekilcilik değil mi şimdi?
Ne tahammülsüz olduk, ne çekemez olduk ya biz böyle?
Ben cidden gelecek günler için çok kaygılıyım.

Bir konsere gittim, ve adamın Allah sevgisinden utandım. Bende bıraktığı his buydu.
Ben mi çok safım? Siz mi çok kurnazsınız?
Bir de ukala ukala laf sokmalar..
İnsanlardan nefret etmemek gün geçtikçe zorlaşıyor benim için. Yine de savaşabildiğim yere kadar savaşacağım.

Hamiş: MFÖ konserine gitmeyi F ve Ö hangi dini/siyasi görüşte olursa olsun, hala çok istiyorum. Ben de öyle biriyim işte.

22 Aralık 2018 Cumartesi

Mahalleden Arkadaşlar

2018 yılında birçok yazarla tanıştım.
Bunlardan biri de Selçuk Aydemir.


Mahalleden arkadaşlar kitabında seksenlerde doğmuş doksanlarda çocukluklarını geçirip ergenliğe girecek 3 kafadarın maceralarını demeyeyim de günlük hayatını paylaşıyor.
O kadar keyifle okudum ki ♥
Hemen Liseden Arkadaşları okumak istedim. Ancak işte kitap alıp alıp okumama konusunda kendimi frenliyorum ama ilk alışverişim bu kitap yüzünden olacak.
Biliyorum çok kısa bir yazı oldu ama kitabı okumanızı öneririm.
Çok sevdim. Çok sevin ♥

11 Aralık 2018 Salı

2018 Yılında Yarım Bıraktığım Kitaplar

Aralık ayı yılın değerlendirme ayı olur bilirsiniz.
En sevdiğim veya en sevmediğim kitaplardan da bahsetmek isterim siz de isterseniz tabii..
İster misiniz?

Şüphesiz en sevmediğim kitaplar bu olmuş ki yarım bırakmışım tamamlayamamışım bile.



Benim yarım bıraktığım kitaplar bunlardı.
Peki içlerinde sizin tamamladıklarınız, tamamlayıp sevmedikleriniz tamamlayıp sevdikleriniz var mı?
Ya da siz en son ne zaman bir kitabı yarım bıraktınız?

7 Aralık 2018 Cuma

Lviv: Ne Yenir?

Size güzel yazılar yazılar yazacağıma söz verirken böyle geciktireceğimi düşünmemiştim.
Zaten gidecek birçok arkadaşla özelden görüştük. Hani acilen de beni yazılarımı beklemezsiniz herhalde.
Nereye gidelim ne yapalım hepsini anlatacağım ama namazlar kazaya kalmadan nasıl gezilir, oralarda ucuz diye her şey yenir mi?
Bunlar da önemli konular.

Bir kere bu yazıyı yazacak, size şurada şunu yiyin diyecek son kişiyim ama bu yazıyı yazıyorum neden?
Çünkü ben yemek konusunda çok hassasım.
Burada bile her şeyi yemem ki ben kola bile içmiyorum.
Ola ki birileri gider de benim hassasiyetimi kendine kaynak gösterir, Seyhan buralarda yediyse ben de yerim der diye söylemem lazım.
Yemeyin!
İlk gün vejetaryen yemek yedim: buharda sebze. Dedim ki tamam, burada yemek konusunu kapatıyorum.
İkinci gün pizza yedim. Celentano'da. Tam Rynok meydanında. Sağ olsun instagramdan biri tavsiye etmişti o dediği için gittim ve gerçekten çok şahaneydi. Vejetaryen pizzası da margaritası da. Orayı tavsiye edebilirim.

Üçüncü gün balık yedim yemez olaydım, gerçekten ben Lviv'de iş olsun diye beslendim :)


Dördüncü günde çok ünlü bir kahvaltıcıya gittik. Açık büfeymiş, ama o koku var ya.. Arkadaşı orada bırakıp çıktım çünkü böyle koktuğu zaman acayip tiksiniyorum.
Lviv'de her yerde görebileceğiniz kahveleri çok güzel olan -ki Lviv'de her yerde kahveler güzel, Coffee Manifacture'da kahvaltı ettim, orada tuzlu bir çörek yedim çayla beraber, onu da yemeden sordum yağsızmış, dedim günahı boynuna delikanlı..


Sabah öğlen akşam, kahve içtik ama. Onu dene bunu dene, yoldaki büfelerden al... çok keyifliydi.


He bir de çikolatalar var. Koca bir çikolatacıya gittik ama hiçbir çikolata almadan döndük. Neden? Çünkü içindekiler yazmıyor!
Resmen zulüm!

Gidilecek yerleri ayrıca yazacağım, ama yemek mevzusu kısaca da uzunca da böyle.
Yemeyin, yerseniz de vebali boynunuza. Suçu bana atmayın :)


Bir sabah da daha hiçbir yer açılmamışken düştüğümüz yollarda yeni kurulan bir pazara denk geldik oradan ceviz aldım. Enerji verir hem dedim. Hem de çook severim ^^
İşte o pazarda böyle bir şey denedim. Kabuğuyla ye dedi kadın ama bence benle dalga geçti. Meyve midir sebze midir bilmiyorum ama hiç güzel bir tadı yoktu.

Yemek hassasiyeti olmayanlar için; evet etler içkiler çok ucuzmuş!
Dönüş yolculuğumuz sırasında birçok kişiyle muhabbet etme ve bizim uzak durduğumuz, insanları oraya götüren Lviv hayatı hakkında yeterince gereksiz bildi edindik.

Son bir yazı daha yazacağım Lviv hakkında. En sık sorulan sorular ve gidince ne yapılırdan tutun da nerede kalınıra kadar yazacağım.
Sorunuz varsa alayım, önümüzdeki ay da onun yazısı yazılır artık :))

5 Aralık 2018 Çarşamba

Priyanka Chopra'nın Geliniği ve 40 gün 40 Gece Düğünü

Amerikalı şarkıcı Nick Jonas ile ünlü Hint oyuncu Priyanka Chopra, artık dillere destan mı dersiniz, suyunu mu çıkarmışlar dersiniz bilmem ama illaki bir şey diyeceğiniz bir düğün ile evlendiler.

Öncelikle belirtmek isterim ki ben bu çifti hiç yakıştıramadım birbirine. Neden?
Halbuki ben böyle gelinin büyük damadın küçük olduğu evlilikleri çok severim 😄.

Konumuza dönersek - ki konumuz Priyanka'nın gelinliği, gelinliği de sevmedim.
Bu evlilikte beni iten bir şeyler var ama tam olarak neden rahatsız oldum onu da anlamıyorum.

Böyle nasıl desem ya, böyle için gözükmesinden mi, yoksa çok mu gelinlik başlayıp abiyemsi bitmiş diye mi bilmem ama oturmamışlık var gibi.

Bak ben anlatıyorum hayal et, üst olduğu gibi kalsın, etek kısmı çan insin. Tarlatan gene olmasın alt kısımlar uçuş uçuş olsun. İç gözükmesin ve gene biraz hacimli olsun. O düğmeler de aşağı kadar inmesin, niye inmiş ki zaten kot jile mi bu ?Anlatamadım belki bak kafamdakini görebilseydiniz keşke...
Ve duvak..

Metrelerce metrelerce... Düğün mekanı salonu kadar bir duvağı vardı, (bizim düğün salonları kadar değil yani nikahın olduğu mekanın bahçesi kadar) tam beş kişi duvağı taşıyordu arkasından. (22 metre)
Beğendiniz mi bilmem ama çok itti beni çok.

Gelinliğe dair beğendiğim tek fotoğraf alttaki.


Çünkü bunda gelinliğin etek kısımları pek seçilmiyor ve benim hayal gücüm de onu istediği gibi şekillendirebiliyor :)
Gelinlik Ralp Lauren bu arada. 2 milyon inci işlenmiş bu gelinliğe...

22 m duvak takan kız tek düğünle mi evlenir hiç?
Bu hristiyan adetlerine göre yaptıkları düğünden bilgilerdi.

Bir de Hint usülüne uygun yaptıkları var. Hindistan Umaid Bhawan Sarayı'nda gerçekleşen düğüne erkek tarafı ailecek tam kadro katılmış. Gene çiftin tüm yakın arkadaşları da.


En eğlenceli görüntüler buradan geliyor, düğün öncesi düğün sonrası partiler falan.
Tam anlamadım ama neyse.
Anladığım ve bizi ilgilendiren kadarıyla ise, davetlilerin hint şarkıları eşliğinde gelin ve damada show hazırlamaları.
Bence bu çok şeker.
Tabii böyle düşünmemde hint şarkılarını sevmem, hint filmlerinde birden dans etmeye başlamalarından her ne kadar utanç duysam da onlar adına, yine de danslarının beni eğlendirdiği gerçeği yatıyor olabilir.




 Böyle nice renkli görüntü.



Umarım Seyhan bunun hakkında yazmıştır deyip, haklı çıkmanın haklı gururunu yaşatmışımdır size ♥
Boşlukları doşdurun. Ben de sizin yorumları okumaya bayılıyorum ♥

4 Aralık 2018 Salı

Kasım Ayında Kaç Kitap Okudum? | Kaç Kitap Aldım?

Fark etmediniz tabii ama uzun zamandır video çekmemiştim. Açıkçası dönüş videom da biraz utanç verici 🙈
Kasım ayında kaç kitap okudunuz? Dürüstçe cevap verin?



Ayrıca bu linki tıklayıp youtube üzerinden iki saniyede kanalıma abone olup videomu izleyebilir, videomu beğenip okuduğum kitap sayısıyla dalga geçebilirsiniz ( ama geçmeyin.)
Bu videoyu en çok ben izlemeliyim ki, bu ay  aynı hataya düşmeyeyim.
Sevgiler 💕