Hele dünü hatırlamak istemiyorum. Bir ara, yanlışım var herhalde temmuzdayız, diye düşünmedim değil.
Kendimi dinliyorum bu ara.
Temizlik çekiyor canım bazen, temizlik yapıyorum.
Bazense browni çekiyor. O zaman da, browni yapıyorum.
Bazen sahile inip kitap okuyor, bazen uzun yürüyüşleri uzun dinlenmelerle taçlandırıyorum.
Yeni tarifler... yeni yerler... yeni filmler...
Sonuçta her gün yeni...
Rejim muhabbeti ise herkeste aynı.
Zayıflamasına gerek görmediğim kimselere ise benim verdiğim cevaplar aynı.
Kalabalık ortamlarda yenilen yemekler kilo aldırmaz.
Tatlıda gözünüz kaldığı halde yemezseniz daha fazla kalori alırsınız.
Kimse patates kızartması yememeye değmez!!!
Dr.Oetker'in Çikolata Şelalesini denedik geçen gün. Sonuç: Sevdik!
Ekranda görünen maç Barcelona-Chelsea. Ne romantik :D
Mini Magnum'lara da karşıyım!
İki ısırıkta bitiyor, hiç birşey anlamıyorum. Ama abim seviyor çünkü o da rejimde :D
Nohut Oda'da gördüğüm tuzlu minikler, Çeşnici Handan'ın mantar salatası ve Mine'nin fincan böreği ile aynı gün denendi, yendi, sonra sık kullanılanlara eklendi.
Islak kurabiyenin de, önceki denediklerimden aşağı kalır yanı yoktu. Sadece üstüne hindistan cevizi koymayı beceremedim :D
Tarifi ise nerden aldığımı hatırlamıyorum, nette aynı tarif bir çok yerde geçiyor. Mutlaka deneyin!
Knorr'un çabuk çorbaları gibi çabuk makarnası da sardı beni. Pek makarna denemez ama, sulu bırakmak gerekiyor çünkü, tam yumuşaması için.
Sizi bilmem ama ben acıktım.
Ne yiyelim?