5 Kasım 2020 Perşembe

Sevdiğim Şeyler #3

 Büyük Japonya depremlerinde kimsenin ölmemesi...

İzmir depremi sonrası deprem gene gündemimize geldi ama yanlış şekillerde. 
Biz zaten biliyoruz bu kadar inşaat ve bunların denetlenme sıkıntılarını. Bize neden anlatıyorsunuz ki?
Bu durumda buna bir fark oluşturacak kişilere anlatılması gerekmiyor mu?

Biliyoruz Japonya depremlerini, sallanıyor sallanıyor, şiddetle sallanıyorlar ama bırakın camdan atlamayı panik bile olmuyorlar. 
Biz?
Deprem kelimesi bile ürpermemize neden oluyor.

Ben ne yapabilirim vatandaş olarak?
Ev almışım veya kiradayım kimse bana "bu ev çürük he!" dememiş ki..
Veya çürük değilmiş ama gerzek market sahibi kolon kesmiş nereden haberim olacak ki?

Bu arada bizim evin altı da market bir tadilat yapmışlardı ve ben çok merak ediyorum bir zarar verdiler mi, diye..

İzmir'de yıkılan evler 2000'li yıllarda yapılan evler...
Neden denetlenmedi?
Nasıl denetlendi ya da?
İstanbul'da olsa durum farklı olmayacak.
Peki uyanmamız için daha kaç can yitirmemiz gerekir?

Bugün İzmir depreminde o evlerin yapımında kimin emeği kimin izinleri varsa tek tek çok kısa sürede yargılanıp iyi bir ceza almazlarsa, umut yok demektir.

Adam diplomasını kiralayacak, öteki kolon kesecek, biri demir kaçıracak, nice canlar annesiz, nice canlar evlatsız kalacak ve kimse ceza almayacak öyle mi?

E o zaman biz zaten enkazın altındayız ki!

2 yorum :

  1. Hai çalan çırpanın utanması yok da Allahtan da korkuları yok

    YanıtlaSil
  2. Deprem olduğu zaman bir kaç hafta oturduğumuz evin sağlamlığı hakkında yorumlar yapıp endişeliniyoruz. İki hafta geçti her şey unutuldu.

    YanıtlaSil

söz sizin...