Krakowdan henüz döndüm. Polonya Krakow’a gitmeden evvel gezilecek görülecek yerleri araştırmıştık. Toplama kampları da görülmesi gereken yerlerden biriydi. Okuduğum yazılardan birinde Schindler’in Listesini ve çizgi pijamalı çocuk gitmeden izlenmeli demişti. Schindler’in Listesini izlemiştim. Ama artık yahudi soykırımı temalı bir şey izlemediğimden çizgi pijamalı çocuğu izlememiştim. Ankara’ya yht ile giderken filmi izledim. O kadar üzüldüm o kadar kendimi kötü hissettim ki.. film izlerken (ya da kitap okurken) zaten empati yaparız. Ama bu filmde empatinin zirvesini yaşıyoruz. Bir değil iki çocuğa, ikinci çocuğa tamamen farklı duygularla, ama aslında birinci çocuğun da aynı konumda olduğu gerçeğiyle yüzleşe yüzleşe, bizi tokatlıya tokatlıya bunu gösterdiği için empatinin zirvesini yaşıyor ve kahroluyoruz. Sonra burada günümüz insanının, modernitenin iki yüzlülüğü zihnimde dalgalanıyor.
Şimdi ben toplama kampında tüylerim diken diken gezeceğim. Vah diyeceğim milyonlarca masum!.. Sonra da ülkemde göçmen/mülteci istemeyeceğim. Bana ne ülkesinde ölsünler, diyeceğim öyle mi?
Kıyıya bir çocuk cesedi vuracak ve ‘onlar da o kadar doğurmasalardı’ diyeceğim.
Soykırımı anlatan filmleri izleyip ağlayacağım “vay!” diyeceğim “20. Yüzyılın ortasında bu nasıl olur?!” ama aynı yüzyılın sonlarında 1995’te gerçekleşen Srebrenitsa katliamını bilmeyeceğim. Veya Hocalı katliamı için “ya o kadar kişi öldürülmedi ki” diyeceğim.
Ses etmeyeceğim Filistinde olanlara.
Kamboçya’da yaşananlardan zaten bihaberim. Çin’in de müslümanlara yaptığı eziyetleri duyacak gibi olduğumda kulaklarımı kapatacağım.
Böylesi bir iki yüzlülüğü kabul etmediğimden izlemiyordum artık katliam filmlerini.
Kendimi tam yahudi katliamına kapatmıştım (ki sadece yahudiler değil çingeneler, engelliler, hatta aralarında Türklerin de olduğu söylenen başka ırklar da varmış).
İşte insan görmeyince, okumayınca, izlemeyince, gözlerini kapatınca.. hissizleşiyor. Gel gör ki ben bir şeye işte ancak bu kadar kayıtsız kalabiliyorum: Toplama kampının tam ortasında, benimle hiç alakalı olmayan bir konuda utanç, üzüntü hatta usanç hissettim.
Şunu yapmayın; kimsenin hayatı ötekinden daha değersiz değil. Kimsenin çektiği acı ötekinden hafif değil. 60-70 yıllık mevzuyu devamlı anıp, bugün bir şeyler yapılabilecek konu hakkında üç maymunu oynamayın.
Vesselam.