Sinirliydim çok. Söylene söylene yürüyordum.
Soğuk hava yüzüme vurdukça rahatlıyordum. İçim yanıyordu çünkü. Biraz daha sert esse rüzgar belki içimdeki yangını bile söndürürdü, diye düşünüyordum.
Yanımda arabaların vızır vızır geçtiği bir yoldaydım.
Şimdi ölsem, dedim, tek pişmanlığım olur son dakikalarımı bu kadar öfkeli geçirmek.
Ne hayatıma kelek insanları soktuğum için pişman olurdum, ne birinin kalbimi kırdığına izin verdiğim için.
Ne ben kırdığım için birinin kalbini, ne sustuğum için ne söylediklerim için...
Uzatabilirim bu kısmı.
Yalnızca Allah'ın bana verdiği son dakikaları bu kadar öfkeli tükettiğim için pişman olurdum, evet.
Ama öfkelenmemek elde mi?
Herkes en doğrusunu biliyor.
Herkesin oy verdiği parti en şahane, sevdikleri mükemmel.
Diğerleri?
Diğerleri aptal. Sadece kendi duyarlı, sadece kendi objektif.
Acıya siyaset karıştırıp ahkam kesmeler, ardından bilmem nerede kahvede, spada, etkinlikle olan arkadaşının paylaşımına kalpli öpücüklü yorumlar. İki dakika evvel kahrolsundu bu dünya prd. bu dünya değil bu ülke! Kahrolsun ama sen ve arkadaşların değil tabii, siz her ne içiyorsanız içmeye eğlenmeye devam edin. Diğerleri kahrolabilir.
Yalancıktan üzülüyormuş gibi yapmayın n'olur. Hayatınıza devam edin, gülün eğlenin hatta, ama kayıplarımız için üzülüyormuş gibi yapmayın.