20 Ağustos 2024 Salı

Taşkent #gün1

Gezimiz Taşkent ile başladı. 

Taşkent Özbekistan’ın başkenti.

Sovyetler döneminden kalma dört şeritli yollar hoşumuza gitti. Tertemiz, sakin. Sıcaktan etrafta kimse yok. İstanbul’da aynı sıcak var ama böyle boş yer yok gerçi. 


Taşkent’te nerelere gittik?

 İlk gittiğimiz yer Hazreti İmam Kompleksi idi. Keffali Şaşî türbesi ile başladık. 

 İslam dünyasının ilk bilginlerinden olan Ebubekir Keffal Eş-şaşî Maveraünnehir’e bağlı Şaş beldesinden. Şafii mezhebi fıkıh alimi. (10.yy)


“Ey genç! Sen taze bir fidan, çamurun yumuşak, tabiatın elverişli iken ilim öğren. İlim öğrendikten sonra senin anlatıp başkalarının dinlemesi şeref ve övünç olarak sana yeter.”


Barakhan Medresesi ve Tilla Şeyh caminin karşılıklı bulunduğu alana geldik. İlk gördüğümüz  yapılar olduğu için vuruluyoruz. Barakhan medresesinin odalarında hediyelik eşya satılıyor.  





Barakhan medresesi ve Tilla Şeyh cami arasında Muyi Mübarek medresesinde çeşitli elyazmaları sergileniyor. En önemli eser Hazreti Osman mushafı. Kuran-ı Kerim Hazreti Ebubekir döneminde kitaplaştırıldı, Hazreti Osman zamanında çoğaltıldı, biliyorsunuz. Bu çoğaltılan 7 nüshadan üçü günümüze ulaşıyor diye biliyordum. Topkapıdakini görmüşsünüzdür kutsal emanetler bölümünde sergilenmekte. Diğeri Taşkent’te Muyi Mübarek medresesinde. Timur tarafından 14. yılında Bağdat’tan getirildiği söyleniyor. Üçüncüsü ise British museumda diye biliyorum. Gider görür size anlatırım inşallah. Yeni öğrendiğim bir bilgiye göre biri de Kahire’deymiş. Ve etti dört! 😍


Bu alanın diğer yanında inşaası devam eden bir yapı vardı, aynı mimari usulle yapılıyor. Dolayısıyla tarihi olmayan binalarla tarihi olanları ayırmak benim gibi acemilerin işi değil.


Namaz için Hz İmam Camiine gittik ve Taşkent’te ilk namazımızı kıldık. 


Pek bilinmiyor ama Özbekler 2. Dünya savaşında çok fazla kayıp vermiş. Onlara atfedilmiş 9 Mayıs Zafer Meydanına geçiyor sönmeyen ateşlerini görüyoruz ve Bağımsızlık Meydanını da ziyaret ettikten sonra son durağımız Emir Timur heykelinin bulunduğu meydana gidiyoruz.



Nihayet akşam yemeği ve otellere çekilme vakti geldi. Akşam yemekte Taşkent pilavı var. Gruptan pek çok kişiye ağır gelse de tabağımı silip süpürüyorum. Ben neyse de Tuba benden önce bitiyor. Çok beğenmiş. 

İki saatlik uykuyla binlerce adım attığımız günün sonu geliyor. Akşam otelde kafamı koyduğum gibi sızacağım. 


Not: Blog yazmak çok zormuş! Nasıl senelerce yazabilmişim!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

söz sizin...