Altıncı gün; Brugge
Yedinci gün; Volendam ve Amsterdam
Sekizinci gün; Dresden
Sekizinci gün; Prag
Dokuzuncu gün; Viyana
Onuncu güne gelene kadar hiçbir yazımı okumadıysanız da önce Viyana yazımı okuyun. Okuyun ki neden böyle dediğimi anlayın.
Onuncu günümüzde iki ülke iki şehir görecektik. Yani.. ne kadar görebiliriz ki bu kısıtlı zamanda.
Ama benim için bir şey değişmişti artık. Sabredeceğim kadar sabretmiştim, sonunda bu turu düzenleyenlerden bir şey beklemem gerektiğini öğrenmiştim, zor yoldan.
Tatilin bu kısmı önceki kısmından çok farklıydı benim için.
Suratım daha az gülmeye, daha az sabretmeye başladım. Canım fotoğraf çektirmek bile istemiyordu.
Sabah bizi Çekoslavakya'nın bölünmesinden sonra kurulan Slovakya'nın başkenti Bratislava'da bir meydana getirdiler, "zaten bir şey yok bir saat yeter" dediler.
Biz de bir saat dolandık.
En orijinal ürünler buradaydı. Ama üzerinde Bratislava veya Slovakya yazanlar değil tabii. El yapımı seramikleri vardı misal, çok güzel ürünlerdi.
Böyle avare gibi dolandıktan sonra meydanda buluştuk ve tekrar yola çıktık.
Biraz yolumuz var, başka bir ülkeye geçiyoruz..
Nasıl? Dehşet bir yazı oldu değil mi? Hepiniz koşarak da olsa Bratislava'ya gitmek benim gibi bir saat geçirmek istiyorsunuzdur eminim!
Bir sonraki yazıda görüşürüz.
Yedinci gün; Volendam ve Amsterdam
Sekizinci gün; Dresden
Sekizinci gün; Prag
Dokuzuncu gün; Viyana
Onuncu güne gelene kadar hiçbir yazımı okumadıysanız da önce Viyana yazımı okuyun. Okuyun ki neden böyle dediğimi anlayın.
Onuncu günümüzde iki ülke iki şehir görecektik. Yani.. ne kadar görebiliriz ki bu kısıtlı zamanda.
Ama benim için bir şey değişmişti artık. Sabredeceğim kadar sabretmiştim, sonunda bu turu düzenleyenlerden bir şey beklemem gerektiğini öğrenmiştim, zor yoldan.
Tatilin bu kısmı önceki kısmından çok farklıydı benim için.
Suratım daha az gülmeye, daha az sabretmeye başladım. Canım fotoğraf çektirmek bile istemiyordu.
Sabah bizi Çekoslavakya'nın bölünmesinden sonra kurulan Slovakya'nın başkenti Bratislava'da bir meydana getirdiler, "zaten bir şey yok bir saat yeter" dediler.
Biz de bir saat dolandık.
En orijinal ürünler buradaydı. Ama üzerinde Bratislava veya Slovakya yazanlar değil tabii. El yapımı seramikleri vardı misal, çok güzel ürünlerdi.
Böyle avare gibi dolandıktan sonra meydanda buluştuk ve tekrar yola çıktık.
Biraz yolumuz var, başka bir ülkeye geçiyoruz..
Nasıl? Dehşet bir yazı oldu değil mi? Hepiniz koşarak da olsa Bratislava'ya gitmek benim gibi bir saat geçirmek istiyorsunuzdur eminim!
Bir sonraki yazıda görüşürüz.
oooo baya güzel geziyosunuz :)
YanıtlaSil