Ve nihayet bu kitabı okuyabildim!
Alalı o kadar uzun süre oldu ki..
Neden aldığımız bütün kitapları okumaya vakit bulamıyoruz. Halbuki alırken acayip ama acayip hevesli olmuyor muyuz? Bir an önce okumak için sabırsızlanmıyor muyuz?
Bu kitapla beraber Jane Austen'ın tüm kitaplarını okumuş oldum ki bu da benim seneler evvelki hedefimdi.
Northanger Manastırı bana diğer kitaplarından farklı geldi. Doğrusunu söylemek gerekirse onlar kadar da sevemedim. Ama güzeldi. Gerçi ilk kitabı bu sanırım ve ona rağmen çok kuvvetli cümleler, ironi dolu sivri bir dil hakim. İlk kitabıysa ki öyle olduğunu hatırlıyorum oldukça iddialı. Bu açıdan bakınca hayranlık uyandırıcı. Bir de yazar hanım romanda yer yer dönüp bize hitap ediyordu ki, o kısımlar bana büyüleci geldi ♥
Seviyorum kız ben Jane'i
Başkahramanımız Catherine oldukça saf, iyi niyetli ve deneyimsiz olunca beni yer yer tabii sinir etti. Klasik balolar, ev davetleri, Bath'e gitmeler, sığ insanlar, derinliği olan papazlar ki bu kitapta bu Henry idi ve Henry kitap okumayı seven, yer yer yarım sayfalık cümleler kuran ve Catherine'in sevdiği kişi. Aslında arada Henry'nin ilgisini de görmek güzel olurdu.
Sonu ve arada olan bazı şeyler tahmin edilebilir olsa da bazı şeylerin nedeni kestirememek de kitabın güzel yanlarındandı.
Bir sonraki kitabımızda görüşmek üzere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
söz sizin...