27 Aralık 2017 Çarşamba

İstanbul Kırmızısı

Ferzan Özpetek'in filmlerini bile izlememişken neden kitabını alır ki bir insan?
Cevap veriyorum, Can yayınların tatlış minikitap versiyonları yüzünden.

Her alışverişte bir adet kendime minikitap almaya kararlıyım. Devam edeceğim minikitap almaya ama bu kitabı da hiç sevmedim ya hu!

Bakıyorsunuz bir cümle şimdiki zaman, hemen arkasındaki cümle -di'li geçmiş zaman.. Böyle kitaplarda şeyi merak ediyorum: Basmadan önce okunmuyor mu?
Anlatım bozukluğu dolu.
Adam uzun süredir yurtdışında yaşıyor ya ondandır diyeceğim ama zaten bizim dilimizde yazmamış ki çevrilmiş bu kitap.

İtalya'da yaşayan biseksüel yönetmen ve eşiyle İstanbul'a gelen tasarımcının hayatının nasıl kesişip durduğunu, Anna'nın hayatının nasıl alt-üst olduğunu okuyoruz.
Biseksüel diye özellikle belirttim çünkü özellikle belirtiliyor bu.
Aşk her şeyin üstündedir, mesajı veriliyor.
Emek sinemasının yıkılıp Avm yapılması ve Gezi olaylarına da değiniliyor.
Mesajlar vermeye çalışmış ama çok zorlama olmuş diye düşünüyorum ben naçizane.

Filmi de varmış kitabın. İzler miyim? Hiç sanmıyorum 😀

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söz sizin...