Ben daha önce hiç Hasan Ali Toptaş okumadım.
Kuşlar yasına gider isimli kitabı da o kadar çok gördüm ki sosyal medyada, başta merak ediyorken birden soğudum.
Bu kitapla tanışmamalıyım, dedim aslında. Kitap sitelerinde mütevazı yorumlardan sonra gene bu kitap tanışma kitabı olması gerektiğine karar verdim.
Beni oldukça düşündüren, üzen bir kitap oldu.
Bir aile hikayesi.
Ankara'da yaşayan bir oğulun Denizli'deki ailesiyle, babasıyla özellikle, ilgilenmesinin arkasında bir sürü de hikaye anlatılıyor.
Bu kitapta benim ilgimi çeken, annesi ve babası için elinden geleni yaparken kendisinin veya eşinin hiç şikayet etmemesi. Of pof etmemesi. Ama bak; hiç gerçekçi değil, hani nerede böyle söylenmeyen gelin mi var, demiyorsunuz. O kadar gerçek geliyor ki kadına dua edesiniz geliyor.
İster istemez dayılarım ve eşleri geliyor aklıma. 😒
Anlatabiliyor muyum?
Kitabı sevdim ama gene de bu kadar övülmesinden rahatsız oldum. Alakasız yorumlar okumuşum onu fark ettim bitirince.
Dürüstçe, yavaş akan bir kitap.
Öyle heyecanlı olaylı bir kitap değil. Bizden ve içten. Kullanılan kelimeler sizi de heveslendiriyor günlük hayatınıza yaymak istiyorsunuz. İnsan ilişkileri için örnek almak istiyorsunuz.
Arka kapakta yazan, 'Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini,
eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden
günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor.' tanıtım yazısı ise kitabı okuduktan sonraki hissiyatınızın özeti şeklinde.
Arka kapak yazısı çok güzelmiş.Hoş bir kitaba benziyor. :)
YanıtlaSilnaif bir kitap. inceliklerle dolu
SilHenüz Hasan Ali Toptaş okumadım ama yakın zamanda okumam istiyorum, bir kaç alıntısından okuduğum kadarı ile sade ve gerçek olduğunu düşünüyorum..
YanıtlaSilSevgiler
ben de sadece bir kitabını okudum ama bana da tespitiniz doğru geliyor.
Sil^^