Haftaya kitap yorumuyla başlamak gibisi yok.
Kitap yorumlarını videoya çekmem konusunda sizden teşvikler alıyorum ama video, yazmaktan daha zor geliyor. Yine de video çekeceğim ama biraz seçici olacağım sanırım.
Bahsi geçmişken, bilmeyenleri YouTube kanalıma davet edeyim, abone olun, yorum yapın, memnun olurum ^^
Haftanın kitabına gelecek olursak, İndigo yayınlarından çıkan bir roman; Benim Uzak Güneşim.
İsmini şarkıdan alıyor. Filmlerde falan sık sık denk gelmişsinizdir.
Kitabın daha ilk cümlesinde Lindy'nin başına gelen talihsiz olayı öğreniyorsunuz ve anlatıcı da Lindy'e aşık ve üç şüpheliden biri! Evet çok ilginç burası.
Kitabı okurken şüphelileri, mahalleliyi, Lindy'i tanıyor, karakterlerin geçmişleri öğreniyorsunuz. Lindy'nin nasıl hayat dolu bir kızken içine kapandığını gözlemliyor, kahroluyorsunuz.
Erkek karakterin ağzından anlatılan hikayeler bana biraz ilginç geliyor. Genelde anlatıcı kadın olur ya ne hikmetse. Bir de tabii şüpheli olması durumu var ki iş daha da ilginç hale geliyor.
Çünkü anlatıcıyla aranız iyi oluyor ama ya suçlu oysa!?
Bölüm sonlarının bitişi güzeldi. Şöyle ki "bi' bölüm daha okuyayım", dedirtecek ilgi çekici yerlerde bitiriyordu yazar bölümleri. Ancak bölümleri okurken bölüm başında ne anlattığını unutuyordum konu o kadar dağılıyordu sadede geldiğinde, doğruya mesela buydu, diye idrak ediyordum. Bu, kitabın sevmediğim yönlerinden oldu.
Kitabı çok beğenenler var, benim için harika bir kitap değildi öncelikle, ama kötü bir kitap da değildi.
Kapağından kelli benim beklentim yüksekti. Beklenti büyük bir etkendir herhangi bir şeyi beğenip beğenmemenizde.
Okursanız haberim olsun, yorumlarınızı merak ediyorum ve yorumlarınız tabii ki benim için önemli.
Harika bir kitap.
YanıtlaSil