2 Mayıs 2012 Çarşamba

İlyas-ı Habır

Mardinli İlyas-ı Habır’ın Roma şehrinde çalışan akrabaları varmış..
Onları ziyarete gitmiş.
Oradaki misafirliği sırasında akrabaları işe gittiğinde İlyas-ı Habır da evden çıkıp, tek başına şehri dolaşırmış.. 

Bu gezilerinden birinde yolu çiçekli, ağaçlı, yeşillikler içinde cennet bahçesi gibi güzel bir yere düşmüş.. Gezinmek için içeri girdiğinde gözüne bazı mezarlar ve onların taşları ilişmiş..
Mermer heykeller ve kabartmalarla süslü şık mezarların başına dikili taşlardaki yazılar İlyas-ı Habır’ı çok şaşırtmış..
Kiminde yirmi bir gün, kiminde otuz dört gün, kiminde on yedi gün yazıyormuş..
Ama mezarların boyları bebek mezarı olamayacak kadar uzunmuş.

İçinden çıkamadığı durumu akşam akrabalarına sormaya karar vermiş..
Evde akrabalarına anlatıp izin gününde beraber bu parka gidip bu işin sırrını çözmelerini rica etmiş.

Güzel bir güneşli günde hep birlikte o parka gidip bekçiyi bulmuşlar ve mezar taşları üzerindeki gizemli rakamları sormuşlar..
Bekçi:
“Burası özel bir mezarlıktır.." demiş.
"Burada defnedilenlerin mezar taşlarına gerçek yaşları değil hayatta kaç gün mutlu oldukları yazar.. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52'yi geçmeyen çıkmadı daha.”

İlyas-ı Habır memleketine döndükten sonra uzun bir ömür sürmüş.. Günlerden bir gün hastalanınca oğullarını başına toplayıp, size bir vasiyetim var, demiş.. Mezar taşına aynen şunu yazacaksınız:
İlyas-ı Habır bitti, anasından çıktı, doğru kabre gitti.


Çok etkileyici bir kitaptan kısacık bir hikaye paylaştım.
Kitabın konusuyla alakası yok belki. Ama kitabın kahramanının, yaşadıklarından yola çıkarak aldığı ders ona bu hikayeyi anımsatıyor.
Benim de o kadar hoşuma gidiyor ki, silkelenip bir-iki satır yazdırıyor işte böyle...

Ben bu ara, mutlu olduğum şeylerle meşgul olup burayı ihmal ederken, sizlere de bu 'çokça tavsiye edilen' kitabı tavsiye ediyorum.

27 yorum:

  1. Bizi ihmal ettiğinin farkındayım zaten de her iş deneyimi sonrası böyle olur insan. Mutlu olduğu meşguliyetlere sarar. Bu nedenle koyuvermiş durumdayız seni biraz.Bu Zülfü Livaneli de bir şeyler var beni hep kendine,yazdıklarına,şarkılarına çeker...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu onun acısı di mi hala.. bitmiyor geçmiyor.. ben hayatın anlamını yeniden keşfettim sanırım :D
      livaneli ilk defa okuyorum senin verdiğin linkler dışında da dinlemişliğim yok ne yalan söyliyim :D

      Sil
  2. nasıl güzel hatırlattın bu güzelim kitanı Seyhancım:) kesinlikle okunmalı!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kitap yorumundan çok sevdiğini biliyordum ;)

      Sil
  3. Benimki 52 yi gecmiştir ya.. Eminim..
    Bende mi silkinsem yazsam yaaa...
    Tavsiyene uymak isterdim ama Amerikada bu kitabi kolayca bulacagimi sanmiyorum..
    İyi okumalar canim imrendim bak kitap okumana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dindar insanların mutluluğa bakışı farklı ama bi italyanla bizim hayat anlayışımız bir değil ve muhtemelen o yüzden de çok şanslıyız ;)

      Sil
  4. benimde sıradaki kitabım daha başlamdım.ne kadar övdüler.
    ama bende adama gıcığım ya biliyorum beğenmeyeceğim ha ha ha:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. etkilemek gibi olmasın ama okuyunca, yazar kendi kimliğinden sıyrılamamış gibi geldi bunu hissedecek misin sende bilmiyorum.
      elki sen zaten gıcık oldugun için daha çok hissedeceksin. hadi oku bakalımm merak ettim ne diyeceksin :D
      konusu ise gerçek bir olayı da kapsadığı için çok acı verici.

      Sil
    2. ben küfür kokusunu 10 metre öteden hissederim malesef ki:(

      Sil
    3. kitabı bitirdim tam bir hüsran :((
      bir kere kendince dinler arası diyolog yapıyor bu adam ki ben dinler arası diyaloğa karşıyım Allah katında tek bir din var o da islam başka bir dine müsamaham nede tasdiğim var:(
      sonrasında bu kitapta yahudiler o kdar masum gösterilmeye çalışılmış ki nerdeyse yahudi sempatizanı olacaktım daha dün mavi marmarada yaşananları dahası filistinde yaşanılanları bilmesem.
      hadi sende yahudilere bi acıdın bi sempati beslemedin mi bu kitapla itiraf et:(
      orhan pamuk olmayan ermeni soykırımını kabul ederek nobel almıştı bu adam da yahudileri mağdur göstrerek bir nobel almayı hedefledi demek ki????

      Sil
    4. Nabrut masumiyet hangi ırka yada dine mensup olduğuna bağlı olarak değerlendirilebilecek bir durum değildir , her yerden insanın iyiside çıkar kotusude çıkar , yahudiler kötüdür diyerek bu kadar basit bir yargıda bulunmak sadece sığ bir düşünce yapısının eseri olur , her insan ufkunu genişleterek farklı açılardan olaylara bakabilmeyi öğrenmeli ...

      Sil
  5. sen bu kadar etkilendiysen, not alinmali ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sana roman tavsiye etmekten imtina ederim ;)

      Sil
  6. O kadar etkisinde kalmıştım ki seyhan, hala istiyorum okumak ama her detayı hafızamda..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nasıl olur öyle bir şey zeynep, nasıl uyur o insanlar. püff.. okuma bi daha..

      Sil
  7. mutlu oldugun seyle mesgul olmak dunyanin en guzel bir seysi :)

    ama burayi da ihmal etme ki biz de mutlu oldugumuz bir seyle mesgul olalim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya bunu dedin ya...
      yüzümün aldığı şekli görmeni isterdim. çok teşekkür ederim..

      Sil
  8. Kitabı okumuştum ve çok severek okumuştum. Sanırım ben en çok şu sözlerine takıldım..Ben bu ara, mutlu olduğum şeylerle meşgul olup..diye devam eden. Ne kadar güzel Seyhan, insanın kendini mutlu edecek şeylerle uğraşması..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok şükür..
      dilerim herkes fırsat bulsun sevdiklerine, sevdiği şeylere ;)

      Sil
  9. istedim kızlardan hala getirecekler. hiç olmadı kendim alcam artık :(

    YanıtlaSil
  10. adam benden bahsetmiş galiba :)

    YanıtlaSil
  11. Zülfü' nün esasında çeviri olan kitabı bu muydu acep? Hani kendi yazmış ki lansman ettiği? Bu arada Peygamberimiz de "Dünyada rahat etmeyi bekleyen aptaldır" demiş bu hikaye bana bunu hatırlattı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel demiş, ilk defa duydum unutmamalı!

      Sil

söz sizin...