Bursa Gezisi -2-

Baştan not: Önceki yazının devamıdır :)
Güne Uludağ eteklerinde yapılan kahvaltıyla merhaba dedik...



Nasıl yediysek tüm gün acıkmadık. Normalde kahvaltıyla aram yoktur ve kahvaltıdan bi saat sonra tekrar yemek yerken bulurum kendimi. Temiz havadan olsa gerek çok yediğini farketmiyor insan.
Kahvaltıdan sonra Gölyazı köyüne, Ulubat Gölünün kıyısına gittik -



Bursaya 30 km:)

Yolda incir aldık Ulubat'ın çevresinde dolaştık ve Ağlayan Çınarın dibinde oturup dondurma yedik.



Ağlayan Çınar'ın göz yaşını beklemek isterdik ama daha go-kart yapıcaz:)
Go-karta giderken yol üzerinde bizi durduran bi kaydırak;



Üzerine 3-8 yaş içindir demişler ama tamda bizim içindi:))
Go-karttan sonra
- kimin birinci geldiğini yazmıyorum, o derece galibiyete doymuş insanım :))) -
yemek yiyip istanbula doğru yola koyulalım dedik.
Atatürk Orman Çiftliği'nin girişinde Saklı Vadi isimli restaurantta tamda bu manzaraya karşı;



güveçte alabalık yedik;



Masaya geldiğinde hala fokurduyordu, hatta birsüre daha fokurdamaya devam etti. O fokurdadı ben yedim :)
Üzerine çay iyi giderdi ama vakit dardı, feribotta içeriz dedik. Acı versede çaylarınız bizden olsun demelerine kulak tıkadık:)

Notlar:
- Yeşil Bursa'nın pek bi yeşilliği kalmamış
- 2 güne sığmaz birde sırf kültür gezisi yapmak lazım
- Yolculuk sırasında son 2 ayda dinlemediğim kadar çok şarkı dinledim :)
- Teleferik sırasına bir çare bulunmalı
- Cuma 23.30da TNTde yayınlanan dizimi kaçırdım { tamam şaka yapıyorum olsun o kadar:)))) }

"Bursaya gidelim mi?" diyince "Hadi!" diyen uyumlu arkadaşlara teşekkürü bir borç bilirim. Ve tabii evsahibemize...
Sağolun kızlar!..